Yükleniyor...
EVREN, YARATILIŞ VE KÖKEN MİTLERİ
MAHİR ŞANLI
Mitoloji ve mit sözcüğünün çağrışımına dair insanlarda genel olarak bir kanaat var. Bu kanaati bilgiye dönüştürmek için, mit ve mitolojiye dair kısa bir tanımlama yapmak yerinde olacaktır. Mircea Eliade’nin ortaya koyduğu mit tanımı folklor bilimi içerisinde en çok kabul görenidir “Mit: Kutsal bir öyküyü anlatır; en eski zamanda, “başlangıçtaki” masallara özgü zamanda olup bitmiş bir olayı anlatır. Bir başka deyişle mit; doğaüstü varlıkların başarıları sayesinde, ister eksiksiz olarak bütün gerçeklik, yani kozmos olsun, isterse onun yalnızca bir parçası (sözgelimi bir ada, bir bitki türü, bir insan davranışı, bir kurum) olsun, bir gerçekliğin nasıl yaşama geçtiğini anlatır. Mitik devri yaşayan her toplumun mitleri vardır.(…)” Mitoloji ise mitlerin incelendiği alanın adıdır.
İnsan yaratıldığı günden beri, yaşamı anlama çabası içerisindedir. Bu çaba da henüz anlamlandıramadığı yaşamda, doğa ve doğaüstü olayların inanç olarak tezahürüne yol açmıştır. İnsanlar yazının icadından önce de; sorgulama, gözlem, tecrübe ve yorum ile insan ve dünyanın yaratılışına dair vardığı kanaatleri ortaya koymuştur. İşte tüm bu kanaatleri, yorumları, gözlemleri ve dahi inançları görebildiğimiz yegâne yer mitlerdir.
Mitlerin esas olarak “bir şeyin nasıl yaratıldığı, nasıl var olmaya başladığı”nı anlatması, “yaratılışın öyküsü” olması bu gerçekliği ortaya koymaktadır. Dünya, gök cisimleri, insan nasıl yaratıldı sorusunun cevabının olduğu anlatılarda, kahramanlar ise tanrı ve tanrıçalardır.
Mit, her zaman için bir “yaratılışla” ilgilidir, bir şeyin yaşama nasıl geçtiğini, bir davranışın, bir kurumun, bir çalışma biçiminin nasıl yaratılmış olduğunu anlatır. Bu nedenle mitler, insana özgü olan her davranışın örnek ve öncü tipleridir. İnsan, miti bilmekle nesnelerin kökenini bilir, onlara egemen olmayı ve onları istediği gibi yönlendirip kullanmayı başarabilir. Doğaüstü varlıkların eylemlerinin öyküsünden oluşması onlara bir kutsallık kazandırır. Mitlerin oluşturuldukları dönemde “kutsallık” ve “inanılırlık” gibi özellikleri vardır. Bugünkü hayatta ise gerçek olmayan ütopik durum ve eylemler için de “mit” ifadesi kullanılır.
Mahir Şanlı uzun zamandır gönüllü olarak bir misyon yürütüyor. Kurduğu Mitoloji Dünyası sayfasıyla Türk halkına mitolojiyi tanıtmakta ve farklı kültürleri tanımanın, insan ilişkilerinden, inanca, ahlâka kadar etkilerini günlük yaşamla bağdaştırmakta. Öğrencilere yönelik kitap hediyeleri ve okuma listeleri ile kitap okuma alışkanlığı edinimi için bir farkındalık yaratmakta. Zaten herkese hitap eden mitoloji kitabı yazma fikri de böyle bir sürecinin sonunda ortaya çıktı.
Türkiye’de mitler ve mitoloji çalışmaları çoğunlukla halk bilimi içerisinde gerçekleşir. Çalışmalar daha çok akademik camiaya veya edebiyat ile ilgilenen insanlara yöneliktir. Bu da Türkiye’de mitolojinin az bilinmesine yol açmaktadır. Üstelik hem bozkırdan beri taşıdığı kültürel hafıza ve Anadolu coğrafyasının mitler açısından zengin olması, hem de kadim kültürlerle komşu olunmasına rağmen, mitoloji pek bilinmez.
Mahir Şanlı bu hususa kitabının giriş kısmında şu cümlelerle yer vermiş;
“Mitolojinin bütün dünyada ilgi gördüğü yadsınamaz bir gerçektir. Buna rağmen, ülkemizde hak ettiği ilginin çok da gerisinde kaldığını da söylememiz gerekir. Türk mitolojisini daha fazla insanla buluşturmak için çıktığımız yolculukta, aslında mitolojinin bütün olarak ülkemizde ihmal edildiğini fark ettik. Bu durumun nedenlerini sorguladığımızda ise beni bu kitabı yazmaya iten sonuca ulaştım: Geniş kitlelere hitap eden yayın eksikliği…
Mitoloji üzerine yazılmış ya da tercümesi yapılmış eserlerin neredeyse tamamı mitolojiyi akademik boyutta ele alan yayınlar. Hâliyle bu durum eserlerin dilini okuyucu nezdinde ağır kılıyor. Dolayısıyla o eserleri alıp okuyan kesim ya öğrenci ya da özel ilgisi bulunan az sayıda insanla sınırlı kalıyor.”
Evren, Yaratılış ve Köken Mitleri kitabı tam da bu bağlamda bir soruna cevap oldu. Uzun ve kapsamlı okumalar sonucunda, Mahir Şanlı’nın kendi yorumunu da katıp topluma sunduğu bir eser. Bu kitabı farklı kılan ise; akademik çalışma titizliğindeki bir hazırlık süreci ile toplumun ön onayına sunulmuş olması. Toplumun beklentileri, ilgisi, ihtiyacı ölçümlenip, bunun sonucunda bir kesime değil, toplumun her kesimine hitap eden bir çalışma ortaya konmuş. Kitaplarla yeni tanışan bir çocuk da mitoloji tutkunu bir yetişkin de bu kitabı okuyabilir, kendinden bir şeyler bulabilir.
Kitap, mitleri kendine has yorumlarken kurgu geçişlerinde, olay örgülerinde heyecanını kaybettirmeyerek sizi mitlerin içerisinde zaman yolculuğuna çıkartıyor. Üslûbu sade, akıcı ve duru bir Türkçe ile yazılmış. Yazılma amacının anlatıldığı kısa bir girizgâhtan sonra; Türk, Pers, Yunan, Japon, İskandinav, Mısır, Hint gibi 13 ulusa ait, 22 mite yer verilmiş. Tümünün de ortak özelliği; evreni, yaratılışı ve kökenleri ele alırken uluslara göre farklılaşan ya da benzeşen yönlere dikkat çekmesi. Bunların da her okurun kendi ilgisine göre fark edilebilecek kadar açık şekilde ortaya konması önemli bir detay.
Mitler türlerine göre seçilmiş. Evrenin nasıl oluştuğunu (Kozmogoni) anlatanlar ile insanların nereden geldiklerini ya da nasıl yaratıldıklarını (Antropogoni) anlatanlar ana konular. Tanrıların nereden geldiğini anlatan (Teogoni) mitler, kitapta kısmen yer alsa da, kitabın sadece yaratılış ve köken mitlerinden oluşmasından dolayı, insanın ve dünyanın geleceğini (tufan ve kıyamet gibi – Eskatoloji) anlatan mitler ise yer almıyor.
Kitabı okuyup son sayfayı da kapattığınızda, belki siz de benim gibi bir cümle kurarsınız kitaba dair. Evet, benim bu kitabı okuduğumda kurduğum sihirli cümlem “Yaşı, eğitimi, ilgisi, bilgisi ne olursa olsun, okuyan herkese hitap ediyor.” oldu. Kim bilir, yazarın okura kendine özgü kazandırmak istediği “mit” belki de tam da budur…
Sürekli okuma azmine, öğrendiklerini toplumun ilgi süzgecinden geçirme kararlığına ve en önemlisi gün geçtikçe gelişen yazma yetine, kalemine sağlık Mahir Şanlı.
Yayınevi: Ötüken
Basım Yılı: 2019
Sayfa: 208