Gök Bayrak’ın Yazarı Leon Cahun

Leon Cahun’un Türkçülüğü bilgi yönünden donatan tarih kitabının yanı sıra, gönül yönünden, heyecan yönünden harekete geçiren eseri Gök Bayrak adlı romanıdır. Bu eseri de Necip Asım Türkçe’ye kazandırmıştır.


Paylaşın:

İnsan doğasında mantık ve duygu bir arada yer alır. Karar verirken, davranışlarımızı belirlerken kuşun bu iki kanadı da görev yapar. Bilgi birikimimiz, muhakeme yeteneğimiz, mantık temelindeki değerlendirmelerimiz seçeceğimiz yollarda etkili olur. En az bunun kadar kuşun diğer kanadı olan duygularımız da belirleyicidir. Oktay Sinanoğlu bunu “Gönül artı bilim” şeklinde formülleştirmiş ve bir milletin diğer milletler içinde yükselebilmesinde akıl ve gönlün uyumlu birlikteliğine işaret etmiştir[1]. Herhangi bir konuda bilinç meydana getirmek, bir hareket yaratmak söz konusu olduğunda bilgi ve o bilgiyi hayata geçiren heyecan bir arada bulunmalıdır.

Konu Türk tarihi ve Türk dünyası temelinde ele alındığında hem akıl, hem gönül kanadını en etkili biçimde harekete geçirerek Türkçülük kartalını mavi göğe yükseltenlerden biri de Leon Cahun’dur. Fransız oryantalist, yazar ve gezgin Cahun, “Asya Tarihine Giriş” adlı tarih kitabı ve “Gök Bayrak” adlı romanı ile Türkçülük fikrinin gelişmesinde ve bu heyecanın damarlarda coşkuyla akmasında önemli bir etki yaratmıştır.

Gök Bayrak adlı efsanevi eserini yazdığı yıl olan 1876’da iki büyük Türkçü’nün, Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp’in doğmuş olması da güzel ve anlamlı bir rastlantıdır. Ya da belki de kaderin göz kırpışıdır.

Leon Cahun 23 Haziran 1841 tarihinde Fransa’da doğdu. Küçük yaşlarından itibaren farklı coğrafyaların tarihi ve kültürüne ilgi duymuş ve buraları görmek tanımak istemiştir. 1860’lı yıllarda Mısır, Kızıl Deniz’in batı kıyıları ve Anadolu’yu da içine alan coğrafyaları gezdi ve izlenimlerini Fransa’da çeşitli süreli yayınlarda yazdı. 1870’li yıllarda özellikle Türk dünyasına, Orta Asya coğrafyasına ilgisinin artması nedeniyle bu alanda araştırmalar yapmaya başladı. 1896 yılında yazdığı Asya Tarihine Giriş adlı eser 1899’da Necip Asım tarafından “Türk Tarihi” adı ile dilimize kazandırılmış ve Türk aydınları üzerinde büyük bir etki meydana getirmiştir. “Türkçülüğün kuruluşunda rol oynayan ana kitaplardan birisi olan bu eser, Gazi Mustafa Kemal tarafından da okunmuştur.[2]Ziya Gökalp 1312 (1896) yılında İstanbul’a geldiği zaman ilk aldığı kitabın Leon Cahun’un tarihi olduğunu söylemiş ve ‘Bu kitap adeta Pantürkizm mefkûresini teşvik etmek üzere yazılmış gibidir’ diyerek Cahun’un kendi üzerindeki etkisini itiraf etmiştir.[3]

Fin, Türk, Moğol ve Mançu lehçelerini konuşan farklı insanlar arasında dillerinden de anlaşılabilen ortak bir ailenin izleri fark edilir. (…) Fin, Macar, Türk, Moğol ve Mançular öyle derin bir biçimde iç içe geçmişlerdir ki tanımanın en sağlam yolu dillerine bakmaktır. Bu dört gruptan hiç birinde diğer üç gruptakilerle ortak sözcüğü bulunmayan bir dil yoktur[4] diyen Cahun, Osmanlı İmparatorluğu dışında ve onun öncesinde çok büyük bir Turan ailesi olduğunu çarpıcı bir şekilde dile getirmektedir. Türk aydınların, Türkçü kalem ustalarının Türkistan coğrafyasına, buradaki Türklere ve eski Türk tarihine ilgi duymalarında hiç kuşkusuz bu satırların da etkisi olmuştur.

Kitapta sırasıyla Türklerin kökeni, Türkler ve İslamiyet, Moğollar, Moğol hâkimiyetinde Asya, Timur ve İslamiyet’in zaferi gibi konular yer almaktadır. Cahun kitabında “Türkler ve Moğollar kılıçla yapılabilecek her şeyi başardılar. Askerî ruhu canlandırdılar. Belirgin özellikleri, cesaret, itaat, dürüstlük ve sağduyu idi. Titiz yöneticiler, katı idareciler oldular. Sanat ve bilimi küçümsemeden, entelektüel uğraşları onurlandırdılar, içselleştirmeyi, kendileri için doğallaştırmayı denediler[5] diyerek Türklerin tarih sahnesinde oynadığı rolü, tarih yapan millet olmalarının temel dinamiklerini okurlarına anlatmıştır. “Léon Cahun, roman, makale, seyahatname gibi çok çeşitli eserler meydana getirmiş olsa da, eski Türk tarihi açısından en önemlisi Introduction a l’historie de l’Asie: Turcs et Mongols des origines a 1405 adlı eseridir. Zira bu eser Türkçülük-Turancılık fikirleri açısından büyük etki yaratmıştır. Bunun nedeni ise Türk tarihini bütüncül bir şekilde ortaya koyan ve Türk tarihinin Orta Asya safhasını ciddi bir şekilde ele alan ilk eserlerden biri olmasıdır[6].

Leon Cahun’un Türkçülüğü bilgi yönünden donatan tarih kitabının yanı sıra, gönül yönünden, heyecan yönünden harekete geçiren eseri Gök Bayrak adlı romanıdır. Bu eseri de Necip Asım Türkçe’ye kazandırmıştır. Roman döneminde büyük bir ilgi uyandırmış ve gerek çağdaşlarını, gerekse sonraki nesillerin aydınlarını etkilemiştir. Cahun eserinde Türklerin cesaretlerini, güzel ahlaklarını ve diğer üstün özelliklerini destansı bir dil ile anlatmaktadır. Örneğin romanda karakterlerden birine söylettiği “Adam çadırda doğar, çayırda can verir. İster bir kılıç tersi ile kafası patlasın, ister bir meç ucu ile bağrı yarılsın, bunda ne fenalık görüyorsun?”[7] cümleleri Türklerin yüce bir ülkü uğruna canlarını derhal vermekte sakınca görmeyen, şahsi çıkarlardan uzak, küçük hesaplara akıl yormayan karakter yapısını ifade eder niteliktedir. Yine romandaki “Bir tarafta bir hükümdar gibi giyinmiş, kuşanmış, ay parçası gibi güzel olan Türk sipahisi gülümseyerek dağ gibi duruyordu[8] şeklindeki tasvir de Türk’ün fiziki güzelliğini, göz alıcı görünüşünü yüceltmektedir.

Romanda geçen, “Gözlerimin içine baktı. Şaşaladım. Çakır gözlerinin tesiriyle gözlerim kapandı. O vakit mülayim bir surette gülümsemeye başladı. Gönlüm ferahladı. Bu adam insanı istediği gibi yapıyordu. Bunun için de bakışı kâfi idi[9] cümlesi ise bambaşka bir etkiye sahiptir. Roman yazıldıktan beş yıl sonra doğacak olan ulu önder Atatürk’ün cismi adeta bu satırlarda hayat bulmuştur. Türk kahramanının simgeleşmiş çehresi Leon Cahun’un satırlarında kutup yıldızı gibi parlamaktadır.

Şurası bir gerçektir ki Batılı yazarlar arasında Türkler hakkında ön yargılı olan, bu ön yargıları ile gerçeği bozarak yansıtmaktan çekinmeyen, satırlarından düşmanlık akan kalemler vardır ve hiç de az değildirler. Leon Cahun ise az sayıdaki istisnalardan biridir. Eserlerinde tarafsızdır. Türklere gurur duyulası bir kök ve tarihe sahip oldukları duygusunu aşılayanlardan biri olmuştur. Hepsinden önemlisi Türk birliğine işaret etmiştir.

Leon Cahun 30 Mart 1900 tarihinde vefat etti. Ölüm yıldönümünde bu dost kalemi saygı ile anıyoruz.

NOT: Kitap çeşitli yayınevleri tarafından “Gök Bayrak” adı ile yayınlanmıştır. Eser kamuoyunda yaygın olarak bu adla bilinmektedir. Bu makalede Palet Yayınları tarafından basılan, Necip Asım’ın Türkçeye çevirdiği, “Gök Bayrak” adı ile çıkan kitap kullanılmıştır.

[1] Oktay Sinanoğlu, Bye Bye Türkçe, Otopsi Yayınevi, S.131

[2] Leon Cahun, Gök Sancak (Necip Asım Tercümesi) içinde Önsöz içinde, Palet Yayınları, 2019, s. 21

[3] Leon Cahun, Gök Sancak (Necip Asım Tercümesi) içinde Önsöz içinde, Palet Yayınları, 2019, s. 9

[4] Leon Cahun, Asya Tarihine Giriş, Kökenlerden 1405’e, Türkler ve Moğollar, Seç Yayınları, 2006, s.30

[5] Leon Cahun, Asya Tarihine Giriş, Kökenlerden 1405’e, Türkler ve Moğollar, Seç Yayınları, 2006, s.6.

[6] Yusuf Akbaba, Eski Türk Tarihi Araştırmalarının İki Öncü İsmi: Mustafa Celaleddin Paşa ve Leon Cahun, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Güz, 2017 http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/993/839

[7] Leon Cahun, Gök Sancak, Çeviren: Necip Asım, Palet Yayınevi, 2019, s. 76

[8] Leon Cahun, Gök Sancak, Çeviren: Necip Asım, Palet Yayınevi, 2019, s. 94

[9] Leon Cahun, Gök Sancak, Çeviren: Necip Asım, Palet Yayınevi, 2019, s. 107

Yazar

Özgehan Özkan

1 Yorum

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar