İbrahim Karagül’den al haberi

31 Mart yerel seçimler henüz bitemedi… AKP yerel seçimi Brezilya dizilerine çevirdi.

Yenişafak Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül öyle şeyler yazıyor ki, yorum yapayım derken;

“Merdi kıptî şecaat arz ederken sirkatin söyler” sözünü hatırlatıyor.

Karagül diyor ki;

“ * 31 Mart’ta Türkiye’ye seçim üzerinden darbe yapılmıştır. * Bir İstanbul projesi için FETÖ’cüler kullanılmıştır. * 15 Temmuz sonrasının ilk adımları atılmıştır. * Öyleyse İstanbul’da seçimler yenilenmeli.”

Bu yorumu okuyunca güldüm. Ve Türkiye’nin dönüştürülmesinin ilk ayağı olan 12 Eylül 2010 referandumunu hatırladım. Fettul-cia ABD’den çığırıyor, yapılması gerekenler hakkında mesaj veriyordu. Mesajında;

“Ölüleri mezardan kaldırıp oy kullandırın” diyordu. Ölüleri kaldırıp seçmen yaptılar. O dönemde Anadolu Ajansının rolünü, Fetö’nün Cihan Haber Ajansı yürütüyordu.

Karagül hezeyan dolu açıklamasıyla, FETÖ ile koyun koyuna oldukları süreçte, seçimleri nasıl kazandıklarını açıklamış oluyor. Hırs aklını örttüğü için, verdiği açığın da farkına varamıyor.

Karagül 5 Nisan tarihli yazısında itirafa devam ediyor. Diyor ki;

“ * Ekrem İmamoğlu bir ‘proje’dir. * Bu; ikinci ‘Baykal kumpası’dır. * Seçime ‘müdahale’ edilmiştir. * ABD ve FETÖ bu işin neresinde? * Mesele seçim değil, çok daha ötesidir…”

Bu açıklaması ile ABD ve FETÖ’nün seçimleri yönetebildiğini açıklamış oluyor. Seçim sonuçlarını değiştirebildiklerinden çok emin görünüyor. Nereden mi biliyor. ABD ve FETÖ’nün AKP’ye 17 yıldır nasıl seçim kazandırdıklarını yakinen biliyor da ondan.

Şimdi çırpınışının nedeni nedir?

AKP metropollerde seçim kaybettiyse, ABD seçimde bizden desteğini kesti demektir. Kesmeseydi gene kazanırdık. Bizden kestiğine, seçimi İmamoğlu kazandığına göre, ABD’nin yeni projesi İmamoğlu olmalı diye düşünüyor.

ABD oyuncu değiştirme kararı aldıysa, AKP için sonun başlangıcı demektir diye düşünüp panikliyor.

Karagül bu yazılarıyla bir tespitte bulunmuyor. Sadece geçmiş seçimleri kimlerle işbirliği yaparak kazandıklarını itiraf ediyor.

Zavallılık…

Karagül’ü okuyunca aklıma Fehmi Koru geldi. Geçmişte bir televizyon programında, Ergenekon ve türevi kumpas davaları ile ilgili yorum yapıyordu. O kumpasları nasıl kurdularsa, bütün oyunlarını deşifre edecek yorumlar yapıyordu. Kumpas esirlerine öyle suçlamalarda bulunuyor ki, kendi kurdukları bütün kirli ittifakları esirler yapmış gibi anlatıyordu. O gün de aynı yorumda bulunmuştum. F. Koru yönelttiği bütün suçlamaları aslında F-CİA çetesinin yaptıklarından örnekliyordu. Suçlamaların iftira ve kumpas olduğu kabul edilince haklı olduğum ortaya çıktı. Mağdurlara yükledikleri ne kadar suç varsa, hepsini kendileri işlemişti.

Kendimden biliyorum denir ya? Bunlar da kendinden, yaşadıklarından ve yaşattıklarından biliyor.

Lütfen itiraflarını dikkatle izleyiniz…