“Işınsu az önce gitti. 5 Mayıs, sabah 6.23”

Bu en acı olayı, bildiğimiz İskender’e yakışan bir üslupla, ayrılığın geçiciliğini anlatan sade, tabi ve hoş bir şekilde ifadesi, bana bir genişlik verdi.


Paylaşın:

Sabah telefonu açtım ki, kadim dostum İskender Öksüz böyle diyordu. “Allah Allah” deyip geçtim… Kafama takılmıştı. Üstelik yıllarca ağır hasta olduğunu da yakından bildiğim halde. İyi de “Işınsu az önce gitti?” ne demek diye kendime bir daha sordum. Hemen dönüp mesaja bakınca, gördüm ki yanlışlık yoktu. İskender’i arayıp sordum, “evet” dedi. Donup kalmıştım. Bu en acı olayı, bildiğimiz İskender’e yakışan bir üslupla, ayrılığın geçiciliğini anlatan sade, tabi ve hoş bir şekilde ifadesi, bana bir genişlik verdi.

Işınsu’nun aramızdan sessiz sedasız ayrılışı, hizmetlerindeki birleştirici üslubunun tesiriyle toplumda karşılığını buldu. Sosyal ve yazılı medyada, siyaset camiasında (egemenliğimize ve huzurumuza düşman unsurlar ile siyaseten birlikte olanlar hariç) gösterilen ilgi bunun işareti gibiydi. Bu olayın karşılığın ülkemizin birliği ve bütünlüğü çerçevesinde; ailesi, sevenleri, Türk Milliyetçileri, Türklük alemi ve bütün aydınlarımız için uyarıcı olmasını ümit ve temenni ederiz. Milletlerin dil, kültür, bilim, sanat, edebiyat, tarih, sosyoloji gibi alanlarda yetişen seçkinlerinin, medeniyetlerin ve kültürlerin gelişmesine, insanlığın olgunlaşmasına, milletler sistemine dayalı dünya düzeninin barış, istikrar ve güvenliğe kavuşmasındaki öncü rolü inkâr edilebilir mi?

Bilim adamı ve yazar İskender Öksüz ile evli olan Işınsu, üç çocuk annesiydi. 2008’den beri Alzheimer hastalığı ile mücadele eden Işınsu, 5 Mayıs 2021’de 82 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi ertesi gün Hacı Bayram Camii‘nde kılınan cenaze namazının ardından Ankara Gölbaşı Mezarlığına defnedildi.

Kendisini ilk defa 1959’da Türk Ocakları’nın tarihî binasında gördüm. Halide Nusret Zorlutuna Hanımefendinin, emsalimiz sayılan genç kızı olarak ismen bilinirdi. Halide hanımefendi de şair ve yazardı. Ocağın çalışmalarına katılır kendi şiirlerini okur, o dönemin İstanbul’undan manzaralar anlatır, ilgiyle dinlenirdi. Işınsu ile daha yakından tanışmamız, hatta birlikte çalışmamız 1969’da KÜBİTEM’de başladı. Rahmetli Galip ağabey Işınsu ile yıllar öncesinden tanışıyordu. İskender de 1968’de Ankara’ya gelmesiyle beraber, Galip ağabeyin yanında ülkücü gençliğin eğitiminde görev almıştı. Devlet Gazetesi de aynı yılda yayına başlamıştı. Hakeza, Dündar ağabey ile, önce partide, sonra Devlet ve KÜBİTEM’de hep beraber olduk. Bu dönemde Işınsu sürekli bu ekipte yer aldı. Annesi Halide Hanımefendi kadın dergisi Ayşe’nin sahipliğini Işınsu’ya devretmiş. Yayına nasıl bir şekilde devam etsek diye sordu. Müzakere edildi, adının TÖRE, muhtevasının herkese hitap eden fikir, sanat ve bilim dergisi olmasını teklif ettim. Tartışıldı ve kabul edildi. Bu arada Işınsu mutadı olduğu üzere sadece dinledi ve kararı memnuniyetle kabullendi. Bu anlatımdan sessiz ve pasif biri zannedilmesin. Belki en aktif, sorularıyla konuyu açan ve iyi dinleyen biriydi. Bu rahatlığı ve düşüncelere saygısı, genel anlayışının gereği idi. Bu hâli samimiyetinin belgesi gibiydi. “İlmi sima” diye bir tabir vardır. İnsanın görünüşü ve davranışı, iç dünyasının aynıdır denir. Ben Işınsu da hep bunu görmüşümdür. Bana göre İskender ile birbirlerini bu ortamda daha iyi tanıdılar ve evliliğin yolu böylece açıldı. Bu ekibin, Rahmetli Mustafa Kafalı hocam ve Nevzat Kösoğlu, dahil 10 kadar ailenin 15 günde bir, birimizin evinde toplanıp memleketin halini konuştuğu yıllarca süren sohbetleri de zikretmemiz lazım.

Rahmetli Işınsu’nun hizmetlerini daha yakından tanımak için eserlerine ve hizmetlerine topluca bakalım:

Romanları ve eserleri

Küçük Dünya – Azap Toprakları (1970) – Ak Topraklar (1971) -Tutsak (1973) – Sancı (1974) – Çiçekler Büyür (1978) – Canbaz (1982) – Kaf Dağı’nın Ardında (1988)- Alpaslan (1990) – Atlı Karınca (1990) – Cumhuriyet Türküsü (1993) – Nisan Yağmuru (1997) – Havva (1999) – Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri (2002) – Bukağı (2004) – Hacı Bayram (2005) – Hacı Bektaş Veli (2008) – Bir Aile (2013)

Küçük Dünya, Yönetmen Osman Sınav tarafından televizyon dizisi olarak çekilmiş ve TRT’de yayımlanmıştır. Atlı Karınca, Yönetmen Osman Sınav tarafından televizyon dizisi olarak çekilen bir orijinal senaryodur. Ancak TRT’nin “aydınlarla alay ediyor” gerekçesiyle yayınını yasaklaması üzerine roman halinde yayınlanmıştır.

Ödüller

Küçük Dünya ile T. C. Turizm Bakanlığı “Sanat Armağanı” – Ak Topraklar ile “Türk Edebiyatı Vakfı Roman Ödülü” – Bir Yürek Satıldı oyunu ile “Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Radyofonik Oyun Yarışması’nda dram dalı birinciliği “ – Sancı ile “Türkiye Millî Kültür Vakfı Roman Ödülü” – Canbaz ile “Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü” – Millî Düşünce Merkezi’nin  “Yahya Kemal Fikir – Sanat – Edebiyat Armağanı” – Karaman Türk Dili Ödülleri, “Türkçeyi Doğru ve Güzel Kullanan Yazar Ödülü” – İLESAM,  Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği’nin, “Şeref Ödülü” – Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nin “Ömür Boyu Roman Ödülü”

**

Eşsiz bir değerimiz aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın. Ailesinin ve Türk Milletinin başı sağ olsun.

 

Yazar

Sadi Somuncuoğlu

4 Yorum

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar