Yükleniyor...
Bir ulusu değiştiren, büyük olaylar, önemli günler vardır. Bu olaylar sadece o ulusu değiştirmekle kalmaz aynı zamanda dünyayı değiştirir, kalıcı izler bırakır. Atatürk’ümüzün tam yüz yıl önce 27 Aralık 1919’da Heyet-i Temsiliye Reisi sıfatıyla Milli Mücadele’mizin merkezi olan Ankara’ya gelmesi; hem Ankara’mızın başkent olması yönünde atılan ilk adım olurken hem de Kurtuluş Savaşı’mızın başlaması açısından önemli bir olay olmuştur.
Ankara’mıza gelmeden önce Atatürk, bütün milli mücadele örgütlerini Sivas’ta birleştirmiş ve bu örgütlerin başına geçerek Ankara’ya doğru yola çıkmıştı…
Atatürk ve arkadaşları Sivas’ta ellerindeki son para ile yirmi yumurta ve bir okka ekmek, kefil bularak bankadan aldıkları 1.000 lira borç ve bununla birlikte tutanak karşılığı Sivas Amerikan Okulu Müdiresinden aldıkları iki çift iç lastik, iki çift dış lastik ve altı teneke benzin ile 18 Aralık 1919 günü Sivas’tan Ankara’ya doğru yola çıktılar.
Kayseri, Hacıbektaş, Kırşehir yolu ile 25 Aralık 1919 Perşembe günü Kaman’a gelip geceyi orada geçirdiler. Yolculuk içerisinde uğradıkları her yerde fakir ama inançlı halk tarafından coşku ile karşılanıyorlardı.
26 Aralık 1919 Cuma günü Kaman’dan Beynam’a hareket edildi. Arabalar birkaç kez kara saplandı ve güçlükle kurtarıldı. Beynam Köyü’ne vardıklarında köy muhtarı Veli Çavuş, iki araçla köye ulaşan Atatürk ve arkadaşlarını orada ağırladı.
Millî mücadelemizin merkezi olan Ankara; Seymenleri, esnaf loncaları, talebeleri ile Mustafa Kemal’ini bekliyordu. Türk Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı tarihi yolculuk içerisinde olan Atatürk yüz yıl önce her zaman gönlünde ayrı bir yeri olan Ankara’sına geliyordu…
27 Aralık 1919’da Gazi Mustafa Kemal Ankara’ya geldiğinde, binlerce atlı ve yaya Seğmenin içinde bulunduğu genç, yaşlı, çocuk on binlerce Ankaralı tarafından sevgi seli içerisinde karşılanmıştı…
“Bölük bölük seğmenler göz alıcı… Kimi atlı, kimi yaya…
Kiminin sağ omzunda baltası asılı, kiminin Martini tüfekleri çapraz…”
Atatürk kalabalığa yaklaşıp aracından indi. Orada onu bekleyen yüce Türk ulusunun fertlerine “Niçin zahmet ettiniz?” diye sordu. Oradakiler “Seni görmeye, bu vatan uğruna ölmeye geldik.” diye cevap verdiler. Atatürk, “Fikrinizde sabit misiniz?” diye sordu. Yanıt olaraksa tüyleri diken diken bir cevap aldı: “Ant içeriz!”
İşte o gün içilen o ant, yüce Türk ulusunun vatan sevgisinin, yüce Türk ulusunda bulunan mücadele aşkının bir kanıtıdır. 27 Aralık bir ruhun temsilidir.
Sonuç olarak 27 Aralık 1919’dan sonra meydana gelen gelişmeler Ankara’nın Milli Mücadele’nin merkezi seçilmesindeki isabeti ortaya koymuştur. Artık Ankara, Atatürk’ün Sine-i Millete dönüş düşüncesinin gerçekleştiği ve doruğa ulaştığı mekândır. Dolayısıyla Ankara, bir harekâtın bedeni ve büyük bir fikrin sembolüdür.
Atatürk’ümüzün İstiklal ’in Kızıl Elması Ankara’ya gelişinin 100. yıl dönümü kutlu olsun!
Ne Mutlu Türk’üm Diyene!