08.12.2024

Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı AGİT’in 24 Haziran seçimlerine ilişkin ilk bulguları

24 Haziran 2018'de yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri ile ilgili Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın raporundan Türkiye'nin çıkarması gereken sonuçlar nedir? Dışişleri, yazılanlara hangi tepkileri verdi? Peki, kim haklı?


Seçimlere ilişkin ilk bulgularını açıklayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), AGİT Parlamenter Meclisi ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) gözlemcilerinin ilk bulgularının özeti şudur: “Türkiye’deki seçimlerde seçmenlerin özgün iradesi vardı, ancak Cumhurbaşkanı ve iktidar Partisi medya da dâhil olmak üzere aşırı avantajlardan faydalandı.”

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, (OSCE: Organization for Security and Co-operation in Europe)  güvenliğin siyasi, askeri, ekonomi, çevre ve insani konularda ilke, norm ve standartlarını geliştiren, yükümlülüklerin uygulanma durumlarını izleyen, esnek müzakere ve siyasi diyalog forumunu oluşturan bir kuruluştur.  Katılımcı ülkelerin demokratikleşme, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı alanlarındaki çabalarını desteklemektedir. Merkezi Viyana’dadır. Genel Sekreteri İtalyan Lamberto Zannier’dir. AGİT katılımcısı 57 ülke vardır. Akdenizli işbirliği ortağı ülkeler ise şunlardır: Cezayir, Fas, İsrail, Mısır, Tunus, Ürdün. Asyalı işbirliği ortakları da Afganistan, Güney Kore, Japonya, Tayland ve Avustralya’dır.  Türkiye kuruluşun kurucu üyelerindendir. Kuruluş tarihi 1975/1994’tür

AGİT, soğuk savaş döneminde bloklar arasında düzenli diyalog kurarak Avrupa’da güvenliğin artırılmasını sağlamak amacıyla Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) adıyla müzakere süreci olarak ortaya çıkmıştır. 1973 yılında Helsinki’de Helsinki Nihai Senedi’nin 33 Avrupa ülkesi ile ABD ve Kanada tarafından 1975 yılında imzalanmasıyla AGİK süreci başlamıştır.

Kuruluşun soğuk savaşın sona ermesine kadar geçen dönemdeki faaliyetleri ağırlıklı olarak siyasi ve askeri boyutta olmuştur.  1990 Paris Şartı ile AGİK, daimi organ olarak kurumsallaşmıştır. 1994 Budapeşte Zirvesi’nde AGİK bir uluslararası kuruluşa dönüşmüştür. Yapısı siyasi olarak Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından alınan kararlara göre şekillenmektedir. AGİT Parlamenter Asamblesi (AGİT-PA) 1991 yılında kurulmuştur.  Türkiye, AGİT- PA Türk Grubu tarafından çalışmalara katılmaktadır.

Günümüzde Güneydoğu Avrupa’da Arnavutluk, Bosna-Hersek, Sırbistan, Karadağ, Kosova ve Makedonya’da, Doğu Avrupa’da Moldova ve Ukrayna’da, Kafkaslarda Azerbaycan ve Ermenistan’da, Orta Asya’da Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’da faaliyet gösteren AGİT ofisleri, çatışmaların önlenmesi, sivil toplumun ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi, demokrasinin geliştirilmesi, insan ve azınlık haklarının korunması işlevlerini yerine getirmektedir.

Türkiye, 18-19 Kasım 1999 tarihinde AGİT Zirvesi’ne ev sahipliği yapmıştır. İstanbul’da yapılan zirvede kabul edilen Avrupa Güvenlik Şartı (İstanbul Şartı), 21. yüzyılda AGİT bölgesinin güvenlik, barış ve istikrarının güvence altına alınabilmesi için gerekli ilke ve yöntemleri belirlemiştir. Türkiye, Yukarı Karabağ ihtilafının çözümüne yönelik Minsk Grubu’nun üyesidir. Kırım’ın uluslararası hukuka aykırı olarak ilhakı Avrupa güvenliğine ciddi bir sınama oluşturmaktadır. AGİT bu konuda önemli bir kuruluştur. (https://www.osce.org/contacts)

24 Haziran seçimleri sonrasında AGİT Kısa Dönemli Gözlemci Heyeti Başkanı ve Özel Koordinatörü Ignacio Sanchez Amor, AGİT PM Heyeti Başkanı Olena Sotnyk ve AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) seçim gözlem heyeti başkanı Audrey Glover, Ankara’da düzenledikleri basın toplantısında seçim gözlemlerine ilişkin ilk bulgularını paylaşmışlardır.

Amor, seçimlerde adayların eşit koşullarda yarışması için koşullar sağlanmasa da seçmenlerin siyasi tercih hakkı bulunduğunu ifade ederken ” Seçim kampanyası esnasında cumhurbaşkanı ve partisi medya kanallarından çok geniş ölçüde faydalanmışlardır. OHAL ile verilen bazı güç ve yetkilerden dolayı toplanma ve ifade özgürlüğü gibi özgürlükler kısıtlı kalmıştır. Ancak yine de görüyoruz ki vatandaşlar gerek kampanyalara gerekse seçimlere yoğun katılımlarıyla demokrasiye bağlılıklarını göstermişlerdir” demiştir.

Osusky ise “Türkiye’nin demokrasisini iyileştirme taahhüdünü tam geliştirmesini bekliyoruz. Türkiye nüfusunun oy verenlerinin yüzde 50’si cumhurbaşkanına vermiş olsalar da cumhurbaşkanının diğer yüzde 50’ye de hizmet veriyor olması gerekir. Ben Anıtkabir’i ziyaret ettim. Mustafa Kemal Atatürk’ün yapmış olduğu işler müthişti. Cumhurbaşkanı, Türkiye’yi Atatürk’ün aksine Batı’dan uzaklaştırmamalı. Ne yazık ki seçim kampanyası döneminde adaylara eşit şartlar tanınmamıştır. Farklı adayların medyada yer alma miktarları eşit olmamıştır” açıklamasında bulunmuştur.

Girişine izin verilmeyen bir gözlemci parlamenter daha önce PKK bayrağıyla poz vermişti, bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna Osusky’nin verdiği cevap şöyledir: “Herhangi bir gözlemcinin siyasi görüşlerinden dolayı engellenmesinin kabul edilmesi mümkün değil. Ben benim ülkeme bir gözlemci gelirken bunlardan hiçbirinin solcu mu sağcı mı komünist mi olduğunu düşünmem. Ben gözlemciyi, işini yaparken kendi görüş ve tercihlerini yaptığı işe yansımayan bir birey olarak görürüm.”

Glover, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın davetiyle seçim gözlemi yaptıklarını ifade ederek “Adaylara özellikle televizyonda yeterli yer verilmemiş, kanallar daha çok görevdeki cumhurbaşkanını ve partisini yayımlamışlardır. Sadece oy verme esnasında değil aynı zamanda oyların sayılması ve kaydının yapılması sırasında prosedürden kaynaklanan eksiklikler yaşandığı görülmüştür” tespitinde bulunmuştur.

Oy ve Ötesi’yle çalışıyorsunuz. Bu oluşum muhalefetle birlikte hareket ediyor olarak görülen bir oluşum. Bununla çalışmak sizin güvenilirliğinize gölge düşürmüyor mu sorusuna, “Biz, bize bilgi verebilecek olan herkesle görüşüyoruz. Buna sivil toplum da dahil ama biz sadece tek bir kaynakla konuşmuyoruz. Biz bütün kaynaklardan görüşüp bilgi alıyoruz. Biz olan bitenle ilgili bilgi alabileceğimiz herkesle görüştük” cevabını vermiştir. Bu usulsüzlüklerin sonuç üzerinde etkisi olmuş mudur sorusuna ise “Usulsüzlükler sebebiyle sonuç üzerinde ciddi bir fark olacağını zannetmiyoruz”  demiştir.

AGİT raporundaki tespitler özetle şöyledir: “Uluslararası gözlemciler, sayımların esnasında tutanakların yüzde 67’sinin, İlçe Seçim Merkezlerindeki gözlemlerinde ise tutanakların yüzde 72’sinin bir kopyasını almışlardır. Sonuçlar medyada Anadolu Ajansı’ndan gelen verilere dayanarak duyurulmuş, AA’dan gelen veri kaynağı ve doğruluğu bazı siyasi aktörler tarafından sorgulanmıştır. Sandığa gelen seçmen sayısı yüzde 86’nın üzerinde olarak rapor edilmiştir.

Yapılan 124 gözlemin 17’sinde (yüzde 14) oy sayma işlemi olumsuz olarak değerlendirilmiş, bir dizi prosedürle ilgili zayıflıklara işaret etmiştir. Sandık kurulları, oy sandıklarını açmadan önce kullanılmayan malzemeleri her seferinde paketleyip mühürlememiştir (15 vaka). Genelde tespit edilmesi zor olan yetkisiz kişiler ve polis ile güvenlik görevlileri, gözlemlenen 28 sayımda bulunmakla birlikte 10 vakada sürece müdahale etmişlerdir.

Oy pusulalarının geçerliliği makul ve tutarlılık göstermiştir. Her dört sandık kurulundan birinde sonuç tutanağı tamamlanırken zorluklar yaşanmıştır. Gözlemlenen sayımların beşte birinde, sandık kurulları prosedürleri ciddi bir şekilde ihlal ederek boş tutanakları önceden imzalamış ya da tutanaktaki girdileri kasıtlı olarak tahrif etmiştir. Gözlemlenen 29 oy verme yerinde, kanunların gerektirdiği şekilde sonuçlar asılmamış ve şeffaflık yerine getirilmemiştir.

Gözlemciler, seçimlere ve Yüksek Seçim Kurulu’na ve Dışişleri Bakanlığına yardım için davet edilmeleri için yetkililere teşekkür etmek istiyorlar. Ayrıca diğer devlet kurumlarına, siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine ve uluslararası toplum temsilcilerinin işbirliğinden ötürü takdirlerini dile getirdiler.” (The observers wish to thank the authorities for their invitation to observe the elections, and the Supreme Board of Elections and the Ministry of Foreign Affairs for the assistance. They also express their appreciation to other state institutions, political parties and civil society organizations and the international community representatives for their co-operation. Internatıonal Electıon Observatıon Mıssıon Republic Of Turkey, Early Presidential And Parliamentary Elections, 24 June 2018 Statement Of Preliminary Findings and Conclusions. (https://www.osce.org/odihr/elections/turkey/385671?download=true)

Dışişleri Bakanlığı ilk bulgular ve sonuçlar raporuna ilişkin şu eleştirileri getirmiştir:

“Seçim süreciyle sınırlı olmayan, bağımsız ve tarafsız gözlem ilkeleriyle bağdaşmayan örneklere raporda yer vermesi üzüntüyle karşılanmıştır. Demokrasimize duyduğumuz güvenin göstergesi olarak her zaman olduğu gibi bu seçimler için de uluslararası gözlemciler ülkemize davet edilmiş ve tarafımızdan gösterilen tam iş birliğiyle güven içinde ve rahatlıkla gözlem faaliyetlerini yerine getirmişlerdir.

Uluslararası örgütlerden AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı), Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve Türk Konseyi’nden seçim gözlemcileri davet edilmişlerdir. Ayrıca parlamenter oluşumlardan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), AGİT Parlamenter Meclisi (AGİT PA), Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Akdeniz Parlamenter Asamblesi (AKDENİZPA) ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Meclisi (KEİPA) heyetlerinden toplam 415 uluslararası gözlemci seçimlerde görev yapmıştır.

 Uluslararası gözlemciler, ülkemizdeki seçimlerin sandık güvenliğinin sağlandığı, şeffaf, serbest, çoğulcu, adil ve uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştiğini çeşitli açıklamalarıyla teyit etmişlerdir. Gözlem misyonlarından biri olan AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) Seçim Gözlem Misyonu (EOM) ile AGİTPA ve AKPM gözlemcilerinin oluşturduğu Uluslararası Gözlem Misyonu (UGM) da seçim sürecine dair tespitlerin yer aldığı ‘İlk Bulgular ve Sonuçlar Raporu’nu açıklamıştır.

AGİT Seçim Misyonu’nun, raporunda, seçimlerdeki rekor katılım oranının ülkemizdeki demokratik olgunluk seviyesine işaret ettiğini teslim etmesi memnuniyetle karşılanmıştır. AGİT Seçim Gözlem Misyonu’nun seçim süreciyle sınırlı olmayan, bağımsız ve tarafsız gözlem ilkeleriyle bağdaşmayan örneklere raporda yer vermesi ise üzüntüyle karşılanmıştır.

Gözlem heyetinin teyit edilmemiş bazı istisnai ve münferit olaylardan abartılı olumsuz çıkarımlara yönelmesi ve genellemeler yapması misyonun çalışma metotları bakımından soru işaretlerine yol açmıştır.

Raporda dikkat çekilen unsurların seçim sürecinin etkinliği ve meşruiyeti bakımından sonuç doğurucu olmadığının gözlem heyeti tarafından teslim edilmiş olması önemlidir. Siyasi analizlerin ve tarafgir yorumların AGİT seçim gözlem misyonlarının güvenilirliğine zarar vereceği unutulmamalıdır.”

Bakanlık bu eleştirilerde haklı olabilir ama AGİT, AGİT Parlamenter Meclisi ve AKPM gözlemcilerinin “Türkiye’deki seçimlerde seçmenlerin özgün iradesi vardı, ancak Cumhurbaşkanı ve iktidar Partisi medya da dâhil olmak üzere aşırı avantajlardan faydalandı”  tespiti de yok sayılamaz.

AGİT raporuna bağlantıyı tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Yazar

Sadık Rıdvan Karluk

Peki ben ne yapabilirim?
Bizi okuyor, beğeniyor ve “Peki ben ne yapabilirim?” diye soruyor musunuz? Bağış yaparak bizi destekleyebilirsiniz. Bağışlarınızla faaliyetlerimiz daha sık, daha geniş ve daha etkili olacaktır. TIKLAYINIZ!

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar