Öç Alan, Alana

“Öç alanlar” sıralandılar bir bir..

Kimden mi öç alacaklar?

“Türk”ten,  “Türklük”ten.

Kim adını andı, “anti demokrat”, “çağdışı”, “ırkçı”,  “kafatasçı”

“Şamaroğlanına döndü 21. asrın ilk çeyreğinde çağlara adını yazdırmış  bir büyük millet. Gelen vuruyor, giden vuruyor.

İsmine de, cismine de.

“Demokratiklik” de vur!

“AB kriteri” de vur!

“Yapılanma” de vur!

“Açılım” de vur!

Dinimiz” öyle istiyor de vur!

“Süreç” öyle gerektiriyor de vur!

Hiç biri yoksa “kinimiz”  öyle istiyor de, yine vur!

Hepsi mubah, meşru, demokratik hak bunların.

 Ne  de çok kuyruk acısı varmış meğer.

 Karayılan, ak yılan başrollerde. “Yılanların öcü” çekiliyor İmralı Kandil hattında.  

 Hain idiler çıktılar inlerinden, eş başkanlık keyfi sürüyorlar şimdi.

İtibarları tavan yapmış durumda. 

Caniydiler, zemzemle yıkanmışa döndüler. Ak pak oldular birden.

Eli kanlı terörist idiler, oldular barış elçisi.

Marksist, ateist, Zerdüşt idiler. Oldular alnı secdeli, ağzı dualı, din kardeşi.

“Kandil” şer odağı idi. Oldu barış mumu, geleceğimize ışık tutan nur.

            Doksan yıldır sürdürülen “dindarlar, Kürtler Cumhuriyetin mağdurlarıdır” gayretleri sonuç verdi. Nur topu gibi “süreç” çıktı bu dayanışmadan. Aşkları sır değil ikilinin artık.  Kutlaması da yapıldı Nevruzda. Cephe oluşturuldu Türklüğe karşı. İşbirliğine gidildi. Milleti iknaya kaldı iş. Akil aracılara havale edildi o da. Ülke  “yedi” adaya bölündü bir “adadan” gelen talimatla. “Yol parası”, “yal parası”  hazineden geziye çıktılar âkiller.  “Sahibinin sesini” dillendiriliyorlar “bindirilmiş kıtalar”.  

Heyette her çeşitten var.

“Sanatçısı” da var,  riyayı sanat edinmişi de…

Sürece dış destek tam.

“AB-ABD-İsrail-Barzani” ayakta alkışlamaktalar atılan  adımı.

Örgüt ve meclisteki uzantıları da öyle.

Mutluluktan ağızları kulaklarında.

Hatıra fotoğrafları çektiriliyor dağlara çıkılıp da zaferin şerefine. Bir millet engeli kaldı önlerinde sadece.  O aşılmaya çalışılıyor şimdilerde.  “İkna salonları” oluşturuldu onun için de illerde. Oralara alınıyor vatandaş parti parti.  “Ülke uçacak, kimse tutamayacak bizi”  o anlatılıyor bu işe akıl erdiremeyenlere.

Tahsisli TVler naklen veriyorlar “ilden ile” gezileri. “Kazan-kazan” dedikleri bu.

“Al gülüm ver gülüm”.

Bardak oldular eski çamlar.

Can suyu oldu proje onlara da.

Unutulmuşlardı, okunmuyorlardı, seyredilmiyor, albümleri satmıyordu işleri açıldı. İlk seçimin vekil adaylarını da tanımış olduk. Süreç bereketi bütün bunlar.

İşler planlandığı şekilde yürümekte.

Bir gariplik varsa “terörist” dendiğinde inanan aynı millet idi. Aynı maşaların aynı ağızlarca  “barış elçisi”  diye takdim edildiğinde de inanan aynı millet.

Belli ki kafalar karışık.

 Muvaffak olunmuş onda da.

“Algı yönetimi” malum.

“Karıştırana bak sen”   deyip şunu hatırlatalım bu durumdakilere âkil” vermek gibi anlaşılmayacaksa.

Atalar demişler:

“Söyle arkadaşını, sana söyleyim kim olduğunu” .

Sürecin ateşli destekçilerine baksınlar.

Kimler onlar?

“ABD”, “AB”, “İsrail”, “Barzani” bir de malum “bölücü örgüt”

Bu şer cephesinden fayda gördüğüz olmuş mu hiç?

Tarih kaydetmiş mi böylesini?

Ona göre versinler kararlarını.  

Nefislerine ağır gelmeyecekse saf tutsunlar buyursunlar o koalisyonla birlikte. Katıksız millet kararı başımız üstünedir.

***

“Kilâb-i zulme kaldı gezdigin nâzende sahrâlar.

Uyan ey yâreli sîr-i jeyân bu hâb-i
gafletten!”

***

 Hz. Peygamberin övgüsüne mazhar olmuş” şu necip milletin düşürüldüğü hale de bak.

İçinden geçtiğimiz sürecin Türk Milletini gafletten, rehavetten kurtarması,  ümit ve temennisiyle.