Platon’un Mağara Alegorisi

Gerek sokakta tanıştığınız birisiyle ya da bir akrabanızla konuşurken öyle ya da böyle konu siyasete gelir. Konuştuğunuz kişi sizi anlayacak yapıda değilse ondan, hatta harici kişilerden linç yeriz. Bu durumu örneklemek için Platon’un Mağara Alegorisi iyi bir metindir. Yağmur Ozan ÖZBEN yazdı.


Paylaşın:

Gerek sokakta yeni tanıştığınız birisi ile olsun ya da bir akrabanızla öyle ya da böyle konu döner dolaşır ve siyasete gelir. Bugün bırakınız üniversiteleri, lise ve ortaokullarda bile kimi gençlerimiz tarafından bazı yorumlar yapılıyor gündemle ilgili

Bir olayı çeşitli açılardan değerlendirip birine aktarmaya çalışmak hiç şüphesiz kolay değildir. Aslında bunun kolaylığı biraz da karşınızdaki insanın muhayyilesine bağlıdır. Eğer karşınızdaki kişi, kimi insanlara “Benim yerime düşünen var.” rahatlığıyla aklını teslim etmişse ondan linç yersiniz…

En çok da ülkenin iyiliğini isteyen, kalemini kimseye teslim etmeyen tarafsız gazeteciler için geçerlidir bu. Bir cümleniz bazı insanlar tarafından öylesine şeytani bir şekilde çarpıtılır ki toplumun birçok kesiminden sesler yükselir size…

Platon’un Mağara Alegorisi bu durumu anlatmak için güzel bir metin:

“Bir mağaranın içinde, dışarıdan gelen ışığa arkalarına dönük olarak ömürlerini geçirmiş olan insanların tek gördükleri önlerine vuran hayvan, insan ve nesne gölgeleridir.
Gerçek formunu hiç görmemiş bu insanlar için tek gerçeklik bu gölgelerdir.

Hapis olan kişilerden biri bir gün aniden serbest kalır. Mağaranın dışındaki dünya ile karşılaşır. Tamamen ışık ile yani gerçek ile tanışan bu kişinin gözleri neredeyse körlük yaşar. Zamanla şimdiye kadar gerçek sandığı gölgelerin aslında gerçek olmadığını ve gerçeklerin birer karanlık yansıması olduğunu anlamaya başlar.

Hayatın gerçeğini anlayan bu kişi mağaraya dönüp diğer insanlara gölgelerin sahte olduğunu ve asıl gerçeğin dışarıda olduğunu anlatmaya çalışır. Ancak dışarıyı hiç görmeyen bu insanlar anlatılanı idrak edemezler ve kızgınlıkla karşı çıkarlar…

Platon, mağara alegorisi yani benzetmesinde bir şeyleri anlamaya başlamış olan filozofların bunu halka anlatamayışını örneklemek istemiştir.

Bu metafor günümüz dünyası ve düzeni içinde hala geçerlidir. Çünkü insanlar anlayabildikleri kadarını kabul edip kendi anlayışlarının ötesinde anlatılanları kabul etmezler. Bu yüzden gerçekleri anlatanlar bir şekilde toplum içinde baskı altına alınır.

Işığı-gerçeği görmek doğruyu duymak rahatsız edicidir. Bu yüzden zihin karanlığı ve esareti seçer. Cahillik mutluluktur. Gerçek ile yüzleşmek ve özgür olmak cesaret ister.
Herkesin bir gün mağaradan çıkabilecek kadar cesur olması dileğiyle…”

Ne mi yapacağız?

Üzüleceğiz… Belki de biraz söyleneceğiz bizi üzen durumlarla ilgili…

Ancak öyle ya da böyle tespitlerimizi yapıp son nefesimize kadar mücadele edeceğiz.

Bu ülke de bu topraklar da, bu devlet de bizim.

Haftaya Buluşmak Dileğiyle…

Yazar

Yağmur Ozan Özben

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar