Rusya: Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınmaması bizim için bir fırsat!

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne kabul edilmemesini Rusya kendisi için bir fırsat olarak görüyor. Puşkarev,Türkiye'nin Avrupa ile ilişkisinin soğumasının Rusya ile samimiyetinin artacağı anlamına geldiğini vurguluyor. Türkiye ise Doğu ile Batı arasında dengeli bir siyaset yürütme peşinde.


Paylaşın:
Rusya için fırsat

Rusya-Avrupa Birliği

Rusya için fırsat: Türkiye AB’ye kabul edilmedi.

(https://m.gazeta.ru/business/2018/11/10/12053395.shtml, Шанс для России: Турцию не взяли в Евросоюз, 05/11/2018)

Rus gazeta.ru’da çıkan makalede Türkiye’nin Avrupa Birliği serüveni ile ilgili son gelişmeler değerlendirilmiş.

Avrupa Birliği’ni Genişlemeden Sorumlu Komisyon üyesi Johannes Hahn’ın 06/11/2018 tarihinde Alman gazetesi Die Welt’e yaptığı açıklamalara atıf yapmış. Johannes Hahn söz konusu açıklamalarında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik için uzun bir müddet çabaladığı ancak geçen zaman neticesinde Türkiye’nin üyeliği hakkında artık müzakere etmeyi bırakmak gerektiğini beyan etmiş.

Hahn’a göre, Türkiye ile Avrupa birliğinin Türkiye’nin üyeliğini konuşmak gereksizliği bunun yerine enerji hatlarının geçişi, uluslararası terörizm mücadele ve göçmenler ile mücadele, Kıbrıs meselesinin çözümü gibi daha uygulanabilir ve gerçekçi şeyler üzerinde çalışılmalı.

Fransa Cumhurbaşkanı Makro’nun Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği ile ilgili şansının kalmadığı sözlerine de atıfta bulunan Hahn sürecin sonsuza kadar devam etme imkanının olduğunu ancak bu durumun hiç bir anlam ifade etmeyeceği sözlerine de makalede yer verilmiş.

GK Teletrade kanalından uzman Peter Puşkarev’in de görüşlerine de nakledilmiş. Puşkarev açıklamalarında Türkiye’nin de artık Avrupa birliğine üyelik heyecanının kalmadığı, zaten ekonomik ve kültürel bakımlardan evrensel Avrupa kültürü ile Türk kültürü arasında birçok farkın bulunduğunu otoriter rejim ile yönetilen Türkiye’nin bu haliyle Avrupa’ya hoş gelmediğini ifade ediyor.

Puşkarev, Türkiye’nin Avrupa ile ilişkisinin soğumasının otomatik olarak Rusya ile samimiyetinin artacağı anlamına geldiğini vurguluyor. Ancak Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkinin idealize edilmemesi gerektiğini, gelgitler yaşanabileceği yönünde uyarıda bulunuyor.

Makalede 2016 yılındaki krizden sonra gerileyen iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin daha sonraki yıllarda ilerleme kaydettiği belirtilirken Rusya’nın Türkiye’den sebze ithalinde ise dalgalanmalar yaşandığını zira Rusya’nın yerli üretimi teşvik eden adımlar attığı ifade edilmiş.

İki ülke arasındaki esas yakınlaşma ve işbirliğinin ise savunma ve enerji alanlarında yaşandığına makalede dikkat çekilmiş. Uzmanlarca, Akkuyu Nükleer Santrali ve Türk Akımı projelerinin iki ülke arasındaki ilişkilerin sıkılaştığı anlamında yorumlandığı bilgisine yer verilmiş.

Puşkarev, Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşmasının kaçınılmaz olduğunu, Erdoğan’ın Brüksel’e bir şantaj niyeti ile kullandığı Şangay İşbirliği Teşkilatı’na girmek söyleminin de bu minvalde değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Gelişmelerin Türk siyasetçilerine riski bir noktada toplamamayı bilâkis dağıtmayı öğrettiğini bu bakımdan Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden tamamen kopamayacağını ancak Türklerin iki tarafla da dengeli bir ilişki kurmaya çalışacakları şeklindeki yorumlarına makalede yer verilmiş.

Yazar

A. Selim Babaoğlu

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar