Türk, ulus devlet ve Anayasa

Gaflet, dalalet ve hıyanet içerisinde olan bu zihniyetler; Türk milletini zehirlemek istiyor. Bizler de kalemlerimizi bu zehre, panzehir olmak için kullanmaya ant içtik.


Paylaşın:

Anayasa’nın ilk dört maddesinden rahatsız öyle bir kesim var ki içimizde, anayasa değişikliği öncesi sesleri yavaş yavaş çıkmaya başladı. Türk’ün ulus devletini ve Anayasa’sının değiştirilemez ilk dört maddesini, manda ve himayesine girmek istedikleri rejimlerden almış oldukları emirlerle bu topraklardan silmek istiyorlar.

Gaflet, dalalet ve hıyanet içerisinde olan bu zihniyetler; Türk milletini zehirlemek istiyor. Bizler de kalemlerimizi bu zehre, panzehir olmak için kullanmaya ant içtik.

Başlayalım o vakit!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası MADDE 1

Türkiye Devleti bir Cumhuriyet’tir.

Bir insan Cumhuriyet’i neden tehlikeli görür ki? Egemenliğini, milletten alan bir devlet neden birilerini rahatsız eder ki? Toprak köleliği mi daha cazip geliyor bu zihniyetler için, yoksa Manda ve himaye gölgesi altında mı yaşamak mı bilemedim.

Anayasa’nın ilk dört maddesinden rahatsız olanlardan birisi de HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu. Kendisi, Anayasa’nın dördüncü maddesini “Gelecek nesillerin iradesine ipotek koymak” olarak nitelendiriyor. Yapıcıoğlu’nun unuttuğu birkaç şey var. Değiştirilmesini istediği Anayasa’nın ilk dört maddesinde tanımlanan Cumhuriyet sayesinde , TBMM’ye milletvekili olarak girdiğini unutuyor.

Seçme ve seçilme hakkı sayesinde oy alarak, mecliste milletvekili sıfatıyla yer alıp, milletvekilliğinin sağladığı bütün avantajlardan faydalanırken, bu durumun Anayasa’da kaynaklandığını birilerinin hatırlatması gerek. Şahsen ben hatırlatıyorum kendisine.

Madem ki Anayasa’nın ilk dört maddesi, geleceğe bir ipotek, kendisini milletvekilliğinde istifa etmeye davet ediyorum. Zira bu ne perhiz bu ne lahana turşusu değil mi?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasa MADDE 2

Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir Hukuk devletidir.

“Laiklik” kavramı üzerinden yıllardır çözüme kavuşturulamayan bir tartışma mevcut. Bir Allah’ın kulu da çıkıp şu ifadeyle laikliği anlatmıyor topluma: “ Laiklik, Cumhuriyet’in ayrılmaz bir parçasıdır; çünkü Cumhuriyet, toplumun, kendi seçtiği kişilerden oluşan meclislerde kendi kendini yönetmesidir. Bu yönetim; yasama, yürütme ve yargı güçlerinin ayrı ellerde olmasıyla gerçekleşir.”

Laiklik; toplumu dinî kurallar ile değil, meclislerin düzenlediği yasalarla yönetmek, dinî duyguları, inancı ve ibadeti, halkın özgür vicdanına bırakmaktır. Günümüzde toplumda, herkes inancını istediği şekilde yaşamak ve yaşattırmaktadır. Kim kimin inanç özgürlüğüne karışmış bir günden bir güne?

Kimse kusura bakmasın ama bırakın artık şu laiklik tartışmalarını. Herkes istediği inancı özgürce yaşasın diye bunun teminatı Anayasa’da laiklikle sağlanmış zaten, daha ne isteniyor?

Bunlardan ziyade; devlet içinde kadrolaşıp, nüfuz kullanarak devleti hiçe sayan bazı grupların varlığı tartışılsın önce.

Ne demek istediğimi anladınız siz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasa’sı, MADDE 3

Türkiye Devleti, ülkesi ve Milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.

PKK’nın siyasal sözcüsü DEM Parti, yeni Anayasa çalışmalarına katılmak için şartlarının;

“ÖZERKLİK, İKİNCİ RESMİ DİL ve TÜRKİYE VATANDAŞLIĞI” ifadelerinin yeni Anayasa’da yer almasının olduğunu söyledi. Dün sosyal medya X (Twitter) hesabımdan da bu konu ile ilgili bir video yayınladım. Bakın, çok tehlikeli bir süreçteyiz. Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilmesi için dört koldan düğmeye bastılar. Bütün bunların karşısında bir sonuç alamazlarsa bu sefer Türklüğün tanımının yapıldığı, Anayasa’nın 66. Maddesinin değiştirilmesine yönelecekler.

Anayasa’nın 66. Maddesi tam olarak şunu söyler: “ Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.”

Türk’ü Anayasa’dan silmek isteyenler diyecekler ki: “Madem ki Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştiremiyorsunuz, bu şerhi kaldıramıyorsunuz. Anayasa’nın 66. Maddesini kaldırın o zaman. Ne de olsa 66. maddede değiştirilemez diye kesin bir hüküm yok. Yeni Anayasa’ya, ya Türkiyeli ya da Türkiye vatandaşlığı kavramı getirilsin. Sığınmacılardan bazıları parayı bastı, vatandaşlığı aldı, şimdi onlar Türk mü?”

İşte bu öyle tehlikeli bir ifade ki…

Anayasa’nın 66. Maddesini değiştirmek, bu konuyu tartışmaya dahi açmak, Anayasa’nın değiştirilemez ilk 4 maddesini değiştirmeye giden yolun başlangıcıdır.

Sizler hâlâ hafta sonu nereye gezmeye gitsem, kızlarla günlerde gram altına mı dolara mı girsem, arabanın jantlarını mı yenilesem diye düşünün durun. Evet hepimizin aile hayatı, özel yaşantısı var. Bunları hiçbirimiz bir kenara bırakmıyoruz. Fakat vatanın bölünmez bütünlüğünün pervasızca tartışılmaya açıldığı şu dönemde, bu kadar da umarsız olunmaz be kardeşim ! Tek derdiniz bunlar olmaz be kardeşim !

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası Madde 4

Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesinde ki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne olan sonsuz saygım, sevgim ve bağımdan ötürü, bu maddenin üzerine konuşmayı saygısızlık olarak değerlendiririm. Bu sebeple yazımı sonlandırmak istiyorum.

Anayasa’mızın ilk dört maddesine ve 66. Maddesine dair bir şeyleri, zihninizde şekillendirebildiysem ne mutlu bana.

-Türklüğümüz.

-Ulus devletmiz.

-Anayasa’mız.

Bu topraklardaki varlığımız…

Varlığımızı; sorgulayanları unutmayın, unutturmayın…

Saygılarımla.

Yazar

Ayşenaz Çimen

3 Yorum

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar