Yükleniyor...
“İnsanlar yok:”: Uygur ülkesinde Çin baskısı
(https://www.csmonitor.com/World/Asia-Pacific/2018/1119/There-are-no-people-China-s-crackdown-in-the-Uyghur-heartland , ‘There are no people’: China’s crackdown in the Uyghur heartland, 19/11/2018)
The Christian Science Monitor’dan Ann Scott Tyson Doğu Türkistan’ın Hotan bölgesinde bir köye yaptığı ziyaretini yazmış.
Çin işkencesi olarak yeniden eğitim kampları
400 hanelik köyde 1500 kişinin yaşadığını bunların yaklaşık olarak 200’ünün Çin tarafından kurulan beyin yıkama ve işkence kamplarında (yeniden eğitim kampı) zorla tutulduğunu, bu insanların genellikle evde sözü geçenler arasından seçildiğini, bir kısmının 1 yıldan fazla müddettir bu işkence kamplarında alıkonulduğunu makalesinde ifade etmiş.
Tyson, evin eli ekmek tutan ve reisi konumundaki fertlerinin Çinliler tarafından seçilmesi geri kalanlar için hayatı daha da zorlaştırdığını birçok çocuğun anasız babasız büyüdüğünü, bazı evlerde bakıma muhtaç kimselerin tutuklamalardan ötürü çaresiz kaldığını belirtmiş.
Müslüman Olmak Suç
Yazar, makalesinde köy sakinleri ile yaptığı röportajlarda bu kamplara götürülme sebebini sorduğunu onların da basitçe “yanlış düşüncelere sahip olmak ya da yanlış davranışlarda bulunmak” olduğu şeklinde cevap verdiklerini ifade etmiş. Müslüman olmanın gereği tesettür, ya da en basit bir selamın dahi beyin yıkama kamplarına götürülmek için yeterli olduğunu, bu kamplarda komünist parti propagandası yapıldığını, dinsizliğin telkin edildiğini belirtmiş.
Tyson, köy sakinlerinin, dini aylarda bir çok kişinin gizlice oruç tuttuğunu, ibadetlerini gizlice yaptıklarını zira İslam ile en küçük bir bağın dahi işkence kamplarına götürülme sebebi olduğunu aktarmış yazısında.
Ekonomik baskı
Tyson, dükkânların ve pazarların boşaldığını, insanların sokakta yürümeye dahi çekindiklerini bu sebepten köy sakinlerinin açlık ve sefalet içinde olduğunu, ekonomik hayatın neredeyse bitmek üzere olduğunu ifade ediyor.
Çin hükümeti tarafından bölgeye Çinlilerin yerleştirildiğini, gelir getiren işlerin bu Çinliler arasında taksim edildiğini, Uygur Türklerinin ise gelir getiren işlerle ve tarım ile uğraşmasının yasaklandığını, köy halkının bu şekilde açlık sınırında yaşamaya mahkûm edildiğini gözlemlerinde belirtmiş.
Ticaret konusunda da Çinlilerin ürünleri ve malları köy sakinlerine yüksek fiyatlardan sattığına şahit olduğunu ifade etmiş.
Asimilasyon amaçlı gece dersleri
Beyin yıkama ve işkence kamplarına götürülmeyenlerin düzenlerin Çin hükümetince organize edilen akşam eğitimlerine gitmek zorunda olduğunu burada Uygur Türklerinin Çin dilini ve kültürünü öğrendiğini, komünist parti marşları söylediği, Çin devlet başkanının Çin hakkındaki düşüncelerini öğrendiğini notları arasında belirtmiş.
Biyolojik silah için örnek toplanıyor
Köy sakinlerinin çeşitli bölgelerden getirilen Çinliler ile beraber yaşamaya zorlandıklarını ifade eden yazar, bu Çinlilerin Uygur çocuklarına Çin kültürünü ve dilini, ayrıca tıbbi bakımında bu Çinlilerce yapıldığını, bazı köylülerin kendilerinden kan örnekleri alındığını duyduğunu ifade etmiş.