YERLİ MİLLİ İŞLER

Sandık üstünde sandık Aman efeler yandık Düşünmeden söz verdik Biz sizi bir adam sandık *** “Yerli-milli” değerlerimizden birisi, belki de en eskisi çadır kültürümüzdür. Kurup takmadaki pratiğimiz yüzünden o kadar zaferleri elde ettiğimizi, yedi iklim kat ederek Anadolu’ya kadar gelip burasını vatan tuttuğumuzu söylerler tarihçiler. Zamanla şehirleştik. Çadır kültürümüz de zayıfladı. Çadır devleti olduğumuz günlere […]


Paylaşın:

Sandık üstünde sandık

Aman efeler yandık

Düşünmeden söz verdik

Biz sizi bir adam sandık

***

“Yerli-milli” değerlerimizden birisi, belki de en eskisi çadır kültürümüzdür. Kurup takmadaki pratiğimiz yüzünden o kadar zaferleri elde ettiğimizi, yedi iklim kat ederek Anadolu’ya kadar gelip burasını vatan tuttuğumuzu söylerler tarihçiler. Zamanla şehirleştik. Çadır kültürümüz de zayıfladı. Çadır devleti olduğumuz günlere mi dönüyoruz dedirten gelişmeler oluyor memlekette. Bir iki örnekle izaha çalışalım.

Üç yıl önceydi. Türk Devlet geleneğinde örneğine rastlanmayan bir Habur mahareti sergilenmişti. Bugün ağız değiştirenler “Osmanlı olsaydı Apo’yu Paşa yapar Bodrum’a oturturdu” demişlerdi. Değil ama “maşa yapıp Bodruma tıkardı” demiştik o gün de.

Kandilde yuvalanıp, inlerine dağılan sonra da devlete pusu kuranlar üzerinde Mehmetçiğin kanı olan kisveleriyle geçirilmişlerdi huduttan. Mülkün temeli olan adalet götürülmüştü ayaklarına. Çadır mahkemesi kurulmuştu kendileri için. Çadır kültürümüzden yararlanılmıştı o gün. Göstermelik yargılamayla zemzemle yıkanmışa dönüştürülmüşler, sonra da zafer kazanmış kumandan edasıyla Olimpiyat rekorları kırmış Naim Süleymanoğlu gibi dolandırılmışlardı şehrin meydanlarında. “Barış süreci böyle olur, anlamazsınız” demişlerdi, itiraz edene. “Bekletmişlerdi güzel işler olacak”. diyerek. Beklemiştik…

Varan iki

Ecdadı başkasıyla paylaşmak istemeyen, ama sadece başarılarını sahiplenen yerli milli siyasiler zor karşısında bir gece –ecdat- Süleyman Şah’ın kemiklerini toplamış türbeyle birlikte sınırımıza taşımışlardı.

Sonra da yumruklar sıkılmıştı karanlıkta, seslenmişlerdi bizim taraftan sınırın ötesine; “ Sıkıysa gelin…!” diye.

“Işıd”en olmuştur belki…

“!Konup-göçme”, “sökme- takma” pratiğimizden faydalanılmıştı o gün de…

Varan üç

1 Kasımda seçim var.

Sandık güvenliği yok

“Cizye” toplanıyormuş Cizre’de.

“Paralel devletler” varmış.

-Mahkeme taşıdık.

Türbe taşıdık

Kasalar, kutular taşıdık

Sandık mı taşıyamayacağız

Kurarız “seçim çadırı” olur biter.

Şırnak’tan Dağlıca’dan güvenlik sağlanamıyorsa, Sivas’ın berisine de çekebiliriz icabında savunma hattımızı..

Hicret sünnet.

Taşınmak çekilmek kültürümüzde var, Yerli milli icraat sonuçta.

“Çadır devleti” densin velev ki.

Tekmil yerli milli vekiller verin o zaman görün. Hele.

Rahat olun. Türkü tutturun siz bir.

Yerli namelerden olsun şöyle.

“Çadırımın üstüne,

Şıp dedi damladı…

…..

Endişeye mahal yok.

Her şey “yerli”,

Ve yerinde…

Yazar

Osman Erenalp

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar