4 Aralık 2011’de Rusya’da yapılan Duma seçimlerinin ardından Putin’in Birleşik Rusya Partisi (BRP), oyların% 49,3’ünü alarak seçimleri kazanmış olsa da sonuçlar pek beklenen gibi olmamıştır. 2007 seçimlerinde Duma’da 315 koltuğa sahip olan BRP’nin koltuk sayısı 4 Aralık seçimlerinde 238’e[1]düşmüştür. Duma’da BRP’yi 92 milletvekili ile Komunist Parti, 64 milletvekili ile Adil Rusya ve 56 milletvekili ile […]
4 Aralık 2011’de Rusya’da yapılan Duma seçimlerinin ardından Putin’in Birleşik Rusya Partisi (BRP), oyların% 49,3’ünü alarak seçimleri kazanmış olsa da sonuçlar pek beklenen gibi olmamıştır.
2007 seçimlerinde Duma’da 315 koltuğa sahip olan BRP’nin koltuk sayısı 4 Aralık seçimlerinde 238’e[1]düşmüştür. Duma’da BRP’yi 92 milletvekili ile Komunist Parti, 64 milletvekili ile Adil Rusya ve 56 milletvekili ile Liberal Demokrat Parti izlemektedir. [2] Seçimlerin ardından hükümet toplantısında seçim sonuçlarını değerlendiren Putin, Birleşik Rusya Partisinin parlamentoda çoğunluğa sahip olduğunu” belirterek , “yasaların çıkması için 226 oy yeterli. Bu, istikrarın sağlanması açısından önemli” demiştir.[3]
Seçimlere damgasını vuran sadece BRP’nin milletvekili sayısındaki düşüş değildir. Bunun yanında seçimlerde hile olduğuna dair haberler ile birlikte binlerce muhalif Rusya’da sokaklara dökülmüştür. Seçimlerin hemen ardından “Devrim” ve ”Putinsiz Rusya” sloganları ile ayaklanan muhalifler[4] Rusya’da Sovyetlerin çöküşünden bu yana en büyük mitingi gerçekleştirmişlerdir. [5] Rusya’da Duma seçimlerinde yapılan hilelere tepki sadece halktan gelmemiş, Rusya’ya yönelik sert eleştirileri ile bilinen Amerikan senatör John McCain Rusya Başbakanı Vladimir Putin’e “Arap Baharı” hatırlatması yapmıştır. [6] Diğer yandan seçimlere gözlemci olarak katılan AGİT[7] “Seçim gününde oy verilmesi tümüyle iyi organize edildi. Fakat oyların sayılması sırasında seçim sürecinin kalitesi ciddi oranda kötüleşti. Sandığa oy atılması dahil, manipülasyonlar ve prosedür ihlalleri yaşandı” açıklamasında bulunmuştur. [8] Ayrıca Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Romain Nadal seçimler ile ilgili yaptığı bir açıklamada AGİT gözlemcileri tarafından ortaya atılan bütün iddiaların araştırılmasını ve sonuçların bir sonraki seçimler için örnek teşkil etmesini umut ettiklerini belirtmiştir.[9]ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Rusya’da seçimlerin adil ve özgür olmadığına dair eleştiri getirirken, Almanya da Moskova’ya demokratik gelişim çağrısında bulunmuştur. [10]
Tüm bu eleştirilerin ardından Putin, “ABD Dışişleri Bakanı seçimlerin adil ve dürüst olmadığını belirtti. Kendileri açık bir delil de sunmadı. Seçim gözlemcilerinin değerlendirmelerini de henüz almamıştı. (Clinton) ülke içinde bazı kesimlere sinyal gönderdi. Onlar da bu sinyali aldı. ABD Dışişleri Bakanlığı yardımı ile de etkin çalışmaya başladılar. Bu organizasyonlar belirli bir senaryo dâhilinde. Bizi sallamaya çalışıyorlar ki bize bu dünyanın ağasının kim olduğunu hatırlatmaya ve ellerinde bir kontrol mekanizması olduğunu göstermeye çalışıyorlar.[11]” diyerek ABD’nin Rusya’daki gösterilerin ardındaki güç olduğunu ifade etmiştir.
Ülkede gösterilerin artması ve göstericilerin sosyal ağlar aracılığı ile bu gösterileri organize etmesi üzerinde Rusya’da facebook, twitter gibi sosyal ağların kontrol altına alınması mevzusu gündeme gelmiştir. Bu konu ile ilgili görüşlerini açıklayan İçişleri Bakanlığı Teknik İşler ve Tedbirler Sorumlusu Aleksey Moşkov, sosyal iletişim ağlarının toplum için bir tehdit oluşturduğunu öne sürmüş ve internet kullanıcılarının gerçek isimlerini ve adresleri ile interneti kullanımı hakkında bir program teklifinde bulunmuştur. Rusya İçişleri Bakanı Raşid Nurgaliyev ise internette kullanıcıların yaptıkları çeşitli çağrıların önüne geçmek için “face control” diye adlandırılan sıkı denetim teklifinin “anlamsız” olduğunu ve bunu kimsenin açıklayamayacağını dile getirmiştir. [12] Diğer taraftan Rianovosti’nin haberine göre Rusya’nın en popüler sosyal sitesi olan “VKontakte” den muhalif grupların hesaplarının kapatılması istenmiştir. [13] Bu bağlamda ülkede muhalif grupların sosyal ağlardan iletişimlerini engelleme fikri ve çalışmaları görülmektedir. Nitekim bu engelleme çabalarına karşı Rusya’da 10 Aralık günü gerçekleştirilen parlamento seçimlerini protesto gösterilerinde Moskova’da yaklaşık 20 bin, St. Petersburg’da ise 7 bin civarında gösterici eylem düzenledi. Bununla birlikte 24-25 Aralık’ta eylemlerin tekrarlanmasına dair karar alındığı belirtildi. [14] Seçimlerin hemen ardından başlayan gösterilerde yaklaşık 1000 kişi gözaltına alınmıştır. [15] CNN’in protestocular ile yapmış olduğu röportajlarda, eylemciler “devrim değil adil seçim istedikleri” belirtmektedirler. [16]
Seçimlerin hemen ardından “seçimlerde hile yapıldığı”na dair yorum ve haberlerin artması ve “adil seçim” sloganları ile sokağa dökülen protestocuların gösterileri üzerine seçim komisyonunun sonuçları gözden geçirmesi çağrısı yapılmıştır. Bunun üzerine Seçim Komisyonu adına bir konuşma yapan Rusya Merkezi Seçim Komisyonu Başkan Yardımcısı Stanislav Vavilov, seçim sonuçlarının tekrar gözden geçirilmesi için herhangi bir gerekçe bulunmadığını[17] ifade etmiştir.
Sonuç
Sosyal ağlar aracılığı ile örgütlenen ve 4 Aralık Duma Seçimleri sonrasında başlayan gösteriler, seçimlerin adil olmamasının yanı sıra on yıldan uzun bir süredir devletin başında Rus siyasi sahnesinde bulunan Putin’i de hedef almaktadır. Tüm dünya, Rusya’da Sovyetlerin çöküşünden bu yana yaşanan en kapsamlı ve en kalabalık gösterilere tanık olmakla birlikte, Rusya’da Arap Baharı’nın yaşanacağına dair yorum ve haberler de çoğalmakta. Bu beklentilerin aksine Kommersant gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Azer Mürseliyev ise,protestoların en fazla iki hafta daha süreceğini belirterek, eylemcilerin orta ve fakir tabakanın daha çok ekmek ve aş isteyen kesiminden ziyade üniversite mezunu, nispeten ekonomik durumu iyi, internet ve diğer iletişim araçlarını kullanan entelektüel protestocular olduğunu ve beklentilerinin bir miktar daha özgürlük ve daha iyi yaşam koşulları olduğunu belirtmiştir.[18] Bunun yanı sıra Putin karşıtı yorumlar bağlamında da The Moscow Times’da yer alan bir makalede Putin çağının sona erdiğini belirtmekle birlikte, Putin’in yerini korumak için gideceği değişimle yeni halinin eski halinden daha otokratik olabileceği[19] vurgusu yapılmıştır. Nitekim Putin açısından tabloya baktığımızda, Duma seçimlerinin ardından başlayan muhalif grupların gösterileri 2012 Mart’ında yapılacak olan devlet başkanlığı seçimlerindePutin’in üçüncü dönem devlet başkanı olmasına engel olmasa da, Duma seçimlerinde Putin’e BRP’nin yaşadığı seçim şokunu yaşatabilecektir.