GÖNÜL DİLİYLE KONUŞMAK

29 Kasım 2014

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Tunceli’ye tarihi bir ziyaret yaptı ve çok önemli mesajlar verdi. Türkiye’miz, çok sıkıntılı bir süreçten geçerken; Türk Devletinin kudreti ve büyüklüğünü hatırlatarak, millî birlik ve beraberliğin hayati önemi üzerinde durdu.

Bu ziyaret; “git de göreyim-gidelim de gör” tartışmasına hapsedilemez. Her yönüyle tarihi bir önemi haizdir. Bu, Türk Milletinin birliğinin, Vatanımızın bütünlüğünün ve Devletimizin egemenliğinin, içeriden ve dışarıdan tehdit edildiği bir dönemde, bütün düşman mihraklara meydan okuyan bir ziyaret olarak görülmelidir.

Tarihe not düşülen bu gezide; Türk Milletinin birliği ve Vatan bütünlüğümüzün asla parçalanamayacağı, bütün dünyaya, kararlı ve inançlı bir şekilde, bir defa daha ilân edilmiştir.

Özellikle Türk Milliyetçileri, Devlet Bahçeli Bey’in konuşmasını bu açıdan ele alarak değerlendirmeli ve “Türk Milletinin tekliği ve birliği” üzerinde hassasiyetle durmalıdır. Ülkedeki birliğin, Türk Milliyetçilerinin birliğiyle yakından ilgili olduğu da, yeniden hatırlanmalıdır.

Türk Milleti, asırlardır egemen olduğu ve yüksek bir medeniyet kurduğu bu topraklarda, bugünlere gelirken acılar çekmiş, ağır bedeller ödemiş, fedakârlıklar yapmıştır. Milletçe yaşanan bu tarihi acıları, Tunceli veya başka bir ilimizde, birbirimize karşı bir husumet meselesi haline getirmenin, bütün kardeşlerimize zarar verecek bir tuzak olduğunun, artık farkına varılmalıdır.

Emperyalist güçlerin kuşatması altına sürüklenmek istendiğimiz bir sırada, birlik ve bütünlüğümüzü koruyabilmek için, her kesimden kanaat önderlerine büyük görevler düştüğüne şüphe yoktur.

Türk Milletinin birliği için uzatılan bu el mutlaka karşılığını bulmalıdır.

Bu varlık mücadelesinde, kazanan veya kaybedenin topyekûn hepimiz, bütün Türk Milleti  olacağı açık değil mi? Öfke sarmalından çıkıp, kardeşliği esas yaptığımız gün, işte o gün gerçekten kurtulduğumuz gün olacaktır.

****

Devlet Bahçeli Beyin, Tunceli konuşmasından bazı ifadeler:

“BİZ BURAYA, SİZLERLE GÖNÜL DİLİYLE KONUŞMAK İÇİN KOŞTUK.

BÜYÜK TÜRK MİLLETİ HEPİMİZİN İFTİHARI, HEPİMİZİN DUASI VE GURURUDUR.

ACILARIMIZ ORTAK, SEVİNÇLERİMİZ ORTAK, DÜNÜMÜZ BİR, GELECEĞİMİZ BİRLİKTEDİR.

BU TOPRAKLAR TÜRK VATANININ AYRILMAYACAK, KOPMAYACAK BİRER PARÇASIDIR.

O HALDE; KARDEŞÇE YAŞAMAK VARKEN, EL ELE, GÖNÜL GÖNÜLE ALLAH’IN NİMETLERİNDEN NASİPLENMEK DURURKEN; İÇİMİZİ KARIŞTIRMAYA ÇALIŞANLARA NİÇİN GÖZ YUMALIM?

KERBELA’DA ŞEHİT OLMUŞ HZ. HÜSEYİN VE EHL-İ BEYT’İN ELLERİ ÖPÜLESİ BÜYÜKLERİ HEPİMİZİN İÇİNDEKİ YAS VE ACIDIR.

HER SEHER YELİYLE MANEVİYATIMIZIN HİSARLARINDA ESEN ALLAH’IN ASLANI HZ. ALİ BİZİMDİR, İNSANLIĞA İSTİKAMET VERMİŞ 12 İMAM HER ŞEYİMİZDİR.

ALLAH’IMIZ BİR, PEYGAMBERİMİZ BİR, KIBLEMİZ BİR, DİNİMİZ BİR, DİLİMİZ BİR, MİLLETİMİZ BİR, GELECEĞİMİZ BİR VE AYNIDIR.

TÜRKİYE’Yİ YAŞATALIM, TÜRK MİLLETİNİ PAYİDAR KILALIM.”

***

Bu sözler Türk Milliyetçilerinin tamamının sözleridir, doğrudur, haklıdır ve bir kelimesine dahi itiraz mümkün değildir. Ancak sadece söylenmesi yetmez, gereğinin de yapılması ve bu yapılanların samimiyetle değerlendirilmesi çok daha önemli bir vatan görevidir.