Yükleniyor...
Muharrem İnce, CNN TÜRK (Tarafsız Bölge)’de basın mensuplarının sorularını cevapladı. Genel olarak başarılı bulduğumuz söyleşide, PKK terörü, egemenlik – dil – devlet inşası konularında ders niteliğindeki diyaloğu, özünü bozmadan aynen yayımlıyoruz.
Muharrem İnce (Mİ): … Kürt sorunu ile ilgili bana eski bir siyasetçi… sayın Mesut Yılmaz… sohbet ediyorduk bir şey soracağım sana dedi. “Sen iddialı bir siyasetçisin…kafanda Kürt sorununu çözdün mü?” dedi.
Nedim Şener (NŞ) Çözdünüz mü?
Mİ: Çözmeye çalışıyorum, çözdüğümü düşünüyorum. (Eyvah demeliyiz. S.S.)
NŞ: Nedir Kürt sorunu? madde madde sayar mısınız? Kürt sorunu dendiği zaman mesela Davutoğlu ve Babacan biraz daha açık konuşmaya başladılar. Birisi dedi ki anadilde eğitim başlığını koydu. Diğeri de Selahattin Demirtaş’ın siyasi çizgisinin önünün açılması lazım gibi bir şey söyledi… Adı PKK sorunu, terör sorunu olan bir meselede Kürt sorunu dediğinizde meseleyi bana lütfen başlıkları ile tarif eder misiniz?
Mİ: Bu coğrafyanın insanı korkuları ile yaşıyor. Türkler diyor ki: “Bu Kürtler bizi bölecek.”
NŞ: Hayır hiç öyle bir derdimiz yok.
Mİ: Önemli bir kesiminde var. Anlatayım. Var var önemli bir kesiminde var.
NŞ: … Türklerin hiçbir zaman Kürtlerden bir korkusu olmadı, Sünnilerin Alevilerden korkusu olmadı. Bu her zaman kaşındı. 12 Eylül’de Türk-Kürt, sağ-sol ayırdı mı darbeciler? Ayırmadılar. Bakın PKK’nın ilk eylemi … 70’li yılların sonunda ilk yaptığı katliamlar Kürtlere yöneliktir.
Mİ: … Benim görüşlerim de bunlar Nedim bey. Bu coğrafyanın insanı korkuları ile yaşıyor. Türkler diyor ki bu Kürtler bizi bölecek, Kürtler diyor ki bu Türkler bizi öldürecek… Şimdi Kürt sorunu mu? Kürdistan sorunu mu? Terör sorunu mu? Ben birbirinden ayırıyorum bunları Kürt sorunu ise yani diyorsa ki ‘dilimi tartışmak istiyorum, kültürel haklarımı tartışmak istiyorum. Yaşamımı tartışmak istiyorum’ diyorsa. Sınırsız bir tartışma getirelim. Ama Kürdistan diyorsa bir egemenlik tartışmasına giriyorsa ben orada yokum… Bunların hepsini tartışalım. Ben mesela herkesin Türkiye’de herkesin kendisine şu soruyu sormasını tavsiye ediyorum. Kürtlerin kendine, Türklerin kendine; Sorum üç tane:
Beraber mi yaşayacağız? Yan yana mı yaşayacağız? Ayrı ayrı mı yaşayacağız?
Beraber yaşamak, tek devlet. Yan yana yaşamak, federasyon. Ayrı ayrı yaşamak, iki devlet.
Ben ezici bir çoğunluğun, çok ezici bir çoğunluğun beraber yaşayalımdan yana olduğunu düşünüyorum. (Eee. Derdin ne? PKK’nın itirazı tek devlete ve bin yıllık egemenliğe değil mi? S.S)
NŞ: Peki, ‘Kürt sorunu’ neresinde bunun? Bana anlatın. Bunun bir dekoratif malzeme yapılmasına karşıyım. ‘Kürt sorunu’ diye PKK tarif ettiğinde özerklik, özyönetim… Bunu demiyorsanız ne HDP’nin gözünde ve hatta bazı CHP’lilerin gözünde Kürt sorununu tarif etmiyorsunuz… Ayrışma asla. %90 civarında hiç kimsenin kafasında olmayan bir şey.
Mİ: Bir bu uçta, bir bu uçta 5% var.
NŞ: Sizin gibi değerli bir siyasetçiden Kürt sorunu dediği zaman insanlar alarm oluyor. Bu ne diyor? Aynısını Davutoğlu anadilde eğitim diyor.
Mİ: İki tane uç var… Son cümleyi söyleyeyim. Bu konu uzun tartışılması gereken bir konu… Türkiye’nin işte anadilde eğitim, Kürt sorunu, terör sorunu. Bütün bu kadim sorunlarını ben tartışmak istiyorum. Bu konuları saatlerce tartışmak istiyorum. Türkiye’de bu sorunu çözmenin yolu şu bence.
İki uçta %5 var. %5 burada, %5 burada. (Mesnetsiz, sorumsuzca gerçek dışı bir iddia. S.S.) Bu %5’in bir kısmı diyor ki, en iyi Kürt ölü Kürt’tür. Kürtleri öldürecek öyle çözecek. Hiç hak vermiyor. Diğer %5’de terörü destekliyor, ondan sonra PKK’yı destekliyor… Bölücülük yapıyor bir %5’de burada var. (Türk Milletine ve Kürt kökenli vatandaşlarımıza bühtandır. S.S.)
Bakın Türkiye’nin bu sorununu çözmek için bir kere cesur adımlar atmak lazım. Cumhurbaşkanı olsaydım hayallerimden birini söyleyeyim mi? TRT kanallarından birini bu konuya tahsis edecektim. (2002’den 2016’ya kadar cesur adım atıldı, terör dirildi. S.S.)
Değerlendirme: 1000 yıllık egemenliğimiz sorgulanamaz.
Önce anayasalarımıza bakalım:
1876 Kanunu Esasi:
Md 1. Osmanlı Devleti, ülkesiyle bir bütündür, hiçbir gerekçeyle bölünemez.
Md 8. Osmanlı Devleti’nin uyruğunda bulunanlara “Osmanlı” denir.
Md.18. Devlet memuru olabilmek için “Devletin resmi dili” Türkçeyi bilmek şarttır.
1924 Anayasası:
Md 2- Devletin Resmi dili Türkçe’dir.
Md. 88–Türkiye halkına din ve ırk farkı gözetilmeksizin vatandaşlık itibariyle Türk denir.
1961 ve 1982 anayasalarında da devletin kimliği, egemen Türk Milletin kimliğidir.
Uluslararası hukuka, AİHM içtihatlarına bakalım: Dil, egemenlik haklarındandır. Kamu kurumlarında devlet dili esastır. Bir dilin siyasi, kamusal ve resmi kullanım alanı ile özel, kültürel ve günlük kullanım alanı farklıdır. İdari konularda isteyen istediği dili kullanma özgürlüğüne sahip değildir. Milletvekilleri mecliste istediği dilde konuşma yapmaz. Düşünceyi açıklama hürriyeti, dil hürriyetini içermez. İsviçre Federal Mahkemesi; vatandaşların anadili hangisi olursa olsun, kantonun resmi dili dışında başka bir dille okul açılmaz, eğitim ve öğretim talebinde bulunulamaz.
Sonuç: Cumhurbaşkanı olma arzusu iyi. Ama egemenliğin amentüsünü bilmek şartıyla. Allah’tan bir gazetecimiz, bunu biliyor, hem de çok iyi…