Yükleniyor...
“Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi’ndeki mahkeme salonunda görülen Ergenekon ve Balyoz davalarında şu anda 743 kişi yargılanıyor. Bu şüphelilerin 335’i tutuklu, 408’i ise tutuksuz olarak duruşmalara katılıyor.” Şeklindeki haberi Odatv 15 Mayıs 2012 tarihinde yayınlamış.
30 Kasım 2018 de de bütün medya son dakika haberi olarak aşağıdaki metni paylaştı.
Daha önce verilen beraat, görevsizlik ve düşme kararları sonrasında 235 sanık yönünden devam eden “Ergenekon” davasında mütalaasını açıklayan savcılık, ”örgütün” varlığı ispat edilemediği gerekçesiyle tüm sanıklar hakkında terör suçundan ceza verilmemesini talep etti.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, Cumhuriyet savcısı davaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.
Mütalaada “Bu nedenle varlığı kanıtlanamayan örgütün liderliği, üyeliği ve örgüt adına suç işlenmesinin de söz konusu edilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu haliyle iş bu dava kapsamında kovuşturmaya konu edilen, Ergenekon adlı bir terör örgütünün varlığı ispat edilememiştir.” denildi.
Mütalaada, 199 sanığın ise tüm suçlardan beraatına veya zaman aşımı ve ölüm nedeniyle davaların düşürülmesine karar verilmesi, 26’sının çeşitli suçlardan hapisle cezalandırılması istendi. Mahkeme heyeti, sanık ve avukatlara mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere süre vererek duruşmayı 27 Aralık 2018 saat 10:00’a erteledi, şeklinde çıkan ortak haberlere ilaveten Habertürk hapisle cezalandırılması istenen 26 kişinin isimlerini, işlediği suçları ve kaç yıl ceza istendiğini tek tek yazdı.
Adalete güvenme zorunluluğuna rağmen, yapılan büyük yanlışlar nedeniyle sorgulayarak okuduk haberi. Acaba gerçekten bu suçları işlediler mi? Yoksa ömürleri yeterse yıllar sonra adalet, yine yanlış yaptık diye salıverecek mi onları? 199 sanığa, hata yapmışız artık serbestsiniz dediği gibi. Bu 199 sanığın sevdiklerinden ayrı olarak ceza evinde geçirdikleri o zamanı geri verebilme imkânları var mı? Ve bu 199 sanığın ailelerinin çektiği acıları yok sayabilecekler mi? Ya yine hata yaparsa yargı? Hata yapan savcılar, hâkimler yurt dışına mı kaçacak yine.
Çeşitli suçlardan hapisle cezalandırılması istenen 26 kişinin içinde 10 Mart 2014 de Silivri’den tahliye edilen isimler de bulunmakta. Bu isimlerden gerek devletteki konumu gerekse hakkında istenen ceza bakımından en dikkat çekeni İbrahim Şahin’dir.
Habertürk’ün haberinde İbrahim Şahin için; Akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azaldığı dikkate alınarak “Kişisel verilerin kaydedilmesi”, “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurulması ve el değiştirilmesi”, “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme”, “Yasaklanan bilgileri temin etme”, “6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler hakkındaki Kanun”a muhalefet suçlarından 12 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istenmiştir.
İbrahim Şahin gerçekten bu suçları işledi mi? 2007 yılı itibariyle koca koca paşalar da buna benzer suçlamalarla tutuklanmamış mıydı? Bugün, o günlerden tam 11 yıl sonra sözde Ergenekon örgütü yok sayılmış, sözde suçlara delil kabul edilen belgelerin gerçeklikten uzak olduğu açıklanmıştır. O günlerde tutuklamalara itiraz etmeye kalkanlar Ergenekoncu olmakla suçlanmıştı. Bu gün İbrahim Şahin’in suçsuz olduğuna inananlar neci olmakla suçlanacaklar.
Kimdir İbrahim Şahin? Onu biraz tanırsak belki yargıdan daha adil karar verir vicdanlarımız.
İbrahim Şahin, 1956 yılında Tokat’ın Reşadiye ilçesinde doğmuştu. O daha ilkokul çağına gelmeden ailesi Ankara’ya göçtü, Dikmen’de bir gecekonduda yaşamaya başladılar. Babası Maltepe’ki un fabrikasında işçi olarak çalışıyordu. İbrahim İlkokulu bitirdikten sonra askerliğe merakından daha çok da ailenin maddi durumu nedeniyle polis akademisine kaydını yaptırdı. Polis akademisinden mezun olduğu yıl evlendi, bu evlilikten 3 çocuğu ve 3 torunu oldu. İbrahim Şahin’in mesleki hayatı şu şekilde devam etmiştir.
1976 yılında Polis Akademisi’nden Komiser Yardımcısı rütbesiyle mezun oldu ve Sinop İl Emniyet Müdürlüğü kadrosunda göreve başladı. Askerliğini 1978 yılında Isparta Dağ Komando Okulu ve Erzurum’da yaptı. 1980 yılında Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü kadrosuna atandı. 1982’de Bitlis İl Emniyet Müdürlüğü kadrosuna tayin oldu. Aynı yıl kurulan Özel Harekat Dairesi’ne kabul edildi. Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Özel Harp Dairesi’nde Özel Harekat Kursunu tamamladı. 1984 yılında Almanya’da ‘GSG-9 Komando Kursu’na katıldı. 1987 yılında ABD ‘de ‘Anti-Terör Kursu’na katıldı. 1988 yılında Siirt Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü’ne atandı. 1990 yılında da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde Özel Harekat Şube Müdürü oldu. İstanbul’da çok sayıda terör operasyonunu yürüttü, “Avrasya Feribotu” operasyonunda da görev aldı. 1993 yılında Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde Özel Harekat Daire Başkanlığı’na getirildi. Bu yeni oluşumun ilk başkanı oldu. Balıkesir’de “Özel Tim Eğitim Okulu’nu açtı ve terörle mücadelede görev alacak özel timi oluşturdu. Onlara eğitim verdi.
İbrahim Şahin polis akademisinden mezun olduktan 17 yıl sonra 37 yaşında bir polisin yükselebileceği en üst noktaya yükselmişti. Bu 17 yılda neler yapmıştı, nasıl yaşamıştı da Özel Harekat Daire Başkanlığını kurup başkanı olabilecek bir konuma gelmişti.
İbrahim Şahin akademiyi birincilikle bitirecek kadar zeki bir gençti. Gözü pekti, korkusuzdu, dürüsttü. Sadece bu özellikleri bile onu seçilmiş bir insan yapmaya yeterdi. 26 yaşında Bitlis İl Emniyet Müdürü iken Özel Harekat Dairesine geçişi kendi isteğiyle olsa bile daha sonraları katıldığı kurslar devletin kararıydı. İyi bir komando olarak yetiştirildi. Öğrendiklerini öğretti. O iyi bir öğretmendi. Özel Harekatçıların Başöğretmeniydi. Aldığı komando eğitimleri sayesinde güney doğu da PKK’nın korkulu rüyası oldu. İyi bir nişancıydı. Sayısız operasyonu timinin en önünde giderek yönetti. Çok sayıda teröristi etkisiz hale getirdi. Bu yüzden, yani görevini yaptığı için adam öldürmek suçundan yargılandı yıllar sonra. Defalarca yaralandı. Hiçbir zaman silah arkadaşlarını yarı yolda bırakmadı. O görev aşkıyla ömrünün yarısını ailesinden ayrı geçirmiş bir vatan evladıdır.
Bu kadar bilgi ve tecrübe ile donatılmışken, 1997 yılında 41 yaşındayken Abdullah Çatlı’yı tanıyor olması suç sayılarak tutuklanma kararı çıkartılan İbrahim Şahin neden görevinden men edildi.
Kimdi Abdullah Çatlı. Daha 26 yaşındayken, Türk Diplomatlarına suikastlar düzenleyen ve bütün dünyanın kabul ettiği terör örgütü Asala’ya Avrupa da diz çöktüren kişiydi. Mafya olmakla suçlandı.
Özel Harekat Dairesi, Asala’nın Türkiye’deki bağlantısı olan PKK ile mücadele için kurulmuştur. İbrahim Şahin başkanlığında PKK’yı bitme aşamasına getirmiştir. O da mafya ile iş birliği yapmakla suçlanıyor.
Her ikisi de ülkeleri için kendilerine verilen görevleri yapmışlardı.
İbrahim Şahin Silivri Ceza evinden tahliyesi sırasında TV kanallarına verdiği demeçte şunları söylemiştir.
“Devlet hayatında böyle yargılamalar olur. Biz devlete küsmeyiz. Şunu söylemek istiyorum. Daha önce Genel Kurmay Başkanlarımız da aynı şeyi söyledi. Türkiye çok zor bir dönemden geçiyor, bunun için bütün insanlarımızın çok dikkatli olması lazım. Önemli olan Devletin, Türkiye’nin yaşamasıdır. Bu güne kadar nasıl mücadele ettiysek bundan sonra da edeceğiz. Buna emin olun.”
Şu an İbrahim Şahin 62 yaşında. 1997 yılından bu yana yani 21 yıldır o çok sevdiği mesleğinden uzak yaşamakta. 21 yıldır çok defa tutuklandı ve beraat etti. 2000 yılında geçirdiği ağır trafik kazasından sağ kurtulduktan 15 gün sonra hastanede bilinci kapalı halde yatarken görevinden ayrıldıktan 3 yıl sonra görevi ihmal suçundan 1 yıl hapsine karar verildi. Yine 2000 yılında 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2001 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Necdet Sezer tarafından af edildi. 2009 yılında Ergenekon sanığı olarak tutuklandı 5 Ağustos 2013’te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 49 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza evine girdikten 5 yıl sonra 10 Mart 2014 da tahliye edildi. Şahsına hala devlet koruması verilmekte. İbrahim Şahin için 30 Kasım 2018 tarihli Ergenekon duruşmasında savcının mütalaasında çeşitli suçlardan 12 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istenmiştir.
İbrahim Şahin tüm bu suçları ne zaman işledi. Devlete iyi hizmet etmek için eğitimden eğitime gönderilirken mi? Özel Harekatçılara savaşmayı öğretirken mi? Hakkari’nin dağlarında, İstanbul’un sokaklarında ölümü hiçe sayıp teröristlerin peşinden koşarken mi? Kendisine verilen emirleri yerine getirirken mi? Ölümcül bir kazanın ardından, duyma, koku alma, anlama gibi duyusal özelliklerini yitirdikten sonra mı? 3 defa anjiyo, 1 defa baypas olmuş, şeker hastalığı gibi bir illete yakalanmış halde hastalıklarla boğuşurken mi? Yoksa 5 yıl yattığı Silivri cezaevinde mi? Kendisiyle birlikte sorgulanmış olanlar serbest bırakılmışken niye İbrahim Şahin’e ait suçlamalar devam etmekte.
İbrahim Şahin tutukladıktan beş yıl sonra yine bırakılacak mı? Peki, 5 yıl daha tutukluluğu kaldıracak güçte mi?
Tanrılar kan istedikçe kahramanlar kurban edilir. İbrahim Şahin, eşi benzeri görülmemiş bir kahramandır. Sıradan değildir. Onun kurban edilmesine de izin vermeyin.
Kaynaklar:
http://video.haber7.com/video-galeri/37860-ibrahim-sahin-cezaevinden-cikti
https://www.haberturk.com/son-dakika-ergenekon-savcisi-mutalaasini-acikladi-2242357
http://www.milliyet.com.tr/haberler/ibrahim-sahin