Yükleniyor...
Sevgili Okuyucum,
Son birkaç aydır bazı sağlık sorunlarım olduğundan ötürü sizlerle ayrı kaldık. Şimdi ise büyük bir aşkla bağlı olduğum kâğıt, kalemime ve sizlere kavuşmanın bahtiyarlığı içerisindeyim. Kısaca ahvalimi sizlere arz ettiğime göre buyurun yazıma geçelim efendim…
Bu soru, mütemadiyen dolaşır dillerde. Kimi biz gençlerin gidişatını eleştirir, kimisi hakaret eder, kimisi hatalarımızı yaşımıza vererek büyük bir erdemlilik gösterir. Ancak unutulmamalıdır ki herkes genç olmuş, kimi hatalar yapmış ve öyle olgunlaşmıştır…
İnsan, kendindeki kusurları göremezken; başkalarının hatalarını çok kolay eleştirebiliyor. Hatta bu eleştiri karşısındakini düzeltme, iyiye yönlendirme amacı taşımamakta olup, toplum içinde rencide etme amacı güdüyor.
Bildiğiniz üzere bir adlandırma var kuşaklar arasında… X, Y ve Z kuşağı…
İnsanlar bir Z kuşağı tutturmuş ki sormayın. Sanki tüm olanlar, Z kuşağının yüzünden olmuş… Kimisi Z kuşağı hakkında “Bomba gibi” diyor. Kimisi “Gençlere 2 GB internet verip onlardan oy almak çok kolaydır.” diye bahsediyor. Kimisi de konuşmasında hoş olmayan sözcükler kullanıyor.
Eğitim sistemi her geçen gün biraz daha bataklığa gömülüyor. Gençlerimiz ikiye bölünmüş durumda:
Birinci grup; “Ülke şartları benim için bir gelecek vaat etmiyor. Ben okusam da bu ülkede ayakta kalamam. En azından liseden mezun olup bir işe gireyim, iş öğreneyim” fikrini benimserken; İkinci grup, okuyup yurt dışına gitmeyi hedefliyor. Her iki durumda da ülkemiz yalnız kalmaya devam ediyor.
Bütün bu gençlerin iş araması üzerine işsizlik oranı artıyor ve toplumda şikâyet başlıyor. Kimisi hükumeti suçluyor, kimisi bizi…
Düşünün ki bir fidanınız var. Yemyeşil, capcanlı umut vaat eden bir fidan… Siz ona sevgi sözcükleri fısıldamazsanız, sulamazsanız her gün onu, geleceği ne olur; büyür mü o ufacık fidan?
Efenim, işte o fidandır, gençler… Ona su verirseniz o size oksijen verir. Ona gübre verirseniz o size meyve verir. Ona ne verirseniz karşılığını katbekat alırsınız. Fakat sunmazsanız ona bir armağan; korkun onun kuraklığından!
Eğer biz gençlerin bir hatası varsa, bu bütünüyle ülkemizin ve sizlerin bize sunduğu şartlar ile ilgilidir. Hatalarımız ve yaptığımız yanlışlar bizlerin değil sizlerin suçudur.