Işınsu’nun Ardından

17 Mayıs 1938 günü dünyamıza gözlerini açan; Türk edebiyatının değerli yazarı, Halide Nusret’in ‘cânımdan kıymetli’ dediği kızı, İskender Öksüz’ün hayat ve dava arkadaşı, okurlarının kıymetlisi Emine Işınsu’yu –yine bir Mayıs günü- sonsuzluğa uğurladık.


Paylaşın:

Emine Işınsu Öksüz

17 Mayıs 1938 günü dünyamıza gözlerini açan; Türk edebiyatının değerli yazarı, Halide Nusret’in ‘cânımdan kıymetli’ dediği kızı, İskender Öksüz’ün hayat ve dava arkadaşı, okurlarının kıymetlisi Emine Işınsu’yu –yine bir Mayıs günü- sonsuzluğa uğurladık.

Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ bırakarak bizlere veda eden Işınsu’nun ardından, edebiyat ve siyaset çevreleri başta olmak üzere toplumun her kesiminden taziye mesajları yayımlandı. Birçok yazar ve sosyal medya kullanıcısı kalemini Emine Işınsu için oynattı.

Arslan Tekin; “Emine Işınsu’ya dair” adlı yazısında Işınsu’nun, içinde son güzel kelimelerinin bulunduğu “Kendimden Kendime” adlı eserinden bahsetti. Işınsu Hanım’ın “Bir tarafta silahlarla, bir tarafta fikirlerle çarpışılan netameli kavga günlerinde” gözünü karartarak fikir cephesinde mevzi aldığını hatırlattı.

Selcan Taşçı Hamşioğlu; “Ol dem anladı çocuk; ak topraklar, öksüzdür…” başlığıyla yayımladığı yazısına Işınsu’nun, bir döneme damgasını vurmuş Töre Dergisi’nde yer alan veda yazısından alıntıyla giriş yaptı. Devamında vedayı da şu kelimelerle yüceltti:

“…bizi biz yapan an ve duyguları ebedileştirmiş olan yüreğinde, sanmam ki farklı olmuş olsun; o günden sonra da, ne yaptıysa Türk’e hizmet aşkı ile yapıp, ne yapmadıysa yine aynı sebepten yapmayarak ve dolu dolu yaşanmış ömrünün vedası…” Hamşioğlu, Işınsu’yu milyonlarca uğurlayamasak bile ona vefamızı milyonlarca uyanarak, büyüyerek ve çiçeklerimizi büyüterek gösterebileceğimiz kanaatini paylaştı.

Arslan Bulut ise “Emine Işınsu ve ‘vahit idea…’” başlığıyla çıktı okurlarının karşısına. Yazısında, Işınsu’nun yazma tutkusunu genetik bir miras olarak ailesinden aldığını hatırlattı. Emine Işınsu’nun millî kültür pınarlarından biri olduğunu belirterek günümüz şartlarında millî kültür endüstrisi kurmamız gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Selahattin Halilov’un 2005 yılında Kocaeli’nde düzenlenen “Birinci Türk Dünyası Sosyologlar Kurultayı”ndaki konuşmasına atıf yaparak “vahit idea”yı yani ortak ülküyü ancak Emine Işınsu gibi yazarlarımızın oluşturabileceğinin altını çizdi.

Gazeteci-yazar Hayati Tek, paylaştığı yazısında Işınsu’nun ortaya koyduğu eserlerin önemini şu cümlelerle kayda geçirdi:

“Birbirinden değerli eserlerinin her biri, mümbit topraklar gibi bereket saçacak; o topraklarda menderesler çizerek ve asilce salınarak ilerleyen görklü fikirlerin, yeni ‘milli şuur çınarlarına’ can suyu olacak…”

“O benim ablamdı.” diye başladığı yazısında Yağmur Tunalı, derdi tasası Türklük olan Işınsu’yu şu gibi özellikleri ile de hatırlattı bizlere: “Ruhunda bencilliğe yer yoktu. Her zaman muhatabını düşünür, ona göre hareket ederdi. Eskilerin aynileşme melekesi dedikleri empatisi çok yüksekti.”

Yazar Erol Maraşlı; vefat haberiyle birlikte yıkıldığını, bir anda eski günlere döndüğünü belirtti ve yazısında Emine Işınsu ile anısına yer verdi.

Namık Açıkgöz, “Birkaç Kuşağı Romanla Emziren Anne: Emine Işınsu” adlı yazısında Işınsu’nun eşsiz romanlarından bahis açtı ve öz eleştiride bulundu:

“Bizler bu romanları daha çok ideolojik arka planı üzerinden okuma yaparak hata ettik. Küçük Dünya’yı okuduktan sonra bu romanların insanî derinlik açısından okunması gerektiğini anladım.”

Işınsu’nun dış Türkler meselesini de gene insanî derinlik açısından yazan tek romancı olduğunun altını çizdi.

Hürriyet’ten Bahar Çuhadar’ın imzasıyla yayımlanan “Türk romanı öksüz kaldı” başlıklı yazıda Emine Işınsu’nun hayatına dair bilgilere ve aldığı ödüllere yer verildi. Bunun yanında Işınsu’nun Zorlutuna soyadının şöhretine sığınmama gayretine dikkat çekildi.

Mustafa Önder de yazısında Burdur’da dergi çıkarmaya çalıştığı günlerde Işınsu ile kurduğu iletişimi aktardı. Işınsu’nun antentli parşömen kâğıtlarda daktilo ile yazdığı mektupların arşivinde olduğunu belirtti. Yazısını şöyle sonlandırdı:

“Ruhun şad olsun yüreği güzel kadın…

Eserlerin hep yaşayacak, çocuklarımıza dilimizi ve milletimizi sevdirecek…”

Bahadırhan Dinçaslan, vefatının ardından Işınsu Ağıdı’nı kaleme aldı:

“ …

Göçtü, Kaf Dağı’nın ardı artık yemyeşil umut

Şimdi bir küçücük İlay maverada layemut

Benzinden ak topraklarda bir çiçek büyütüyor.”

Okurları sosyal medyadan üzüntülerini dile getirdi

Ortaya koyduğu eserlerle okurlarının kalbine yerleşen ve hafızasına kazınan Emine Işınsu için binlerce tweet atıldı, işte onlardan birkaçı:

 

Bazı gazeteler üzücü haberi böyle duyurdu:

Karar Gazetesi

Yeniçağ Gazetesi

biryudumkitap.com abonelerinin e-posta kutusuna şu mesajı gönderdi:

Kabataş Erkek Lisesi, Işınsu anısına bir video yayımladı:

 

 

 

Yazar

Doğukan Altıparmak

2 Yorum

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar