MHP Kurultayı İçin Ön Yazı

Milliyetçi Hareket Partisinin 4 Kasım’da yapacağı olağan kongre ile ilgili basında ve internet sitelerinde tartışmalar yapılıyor. Muhabbet ve ilgi ile takip ediyorum. Muhabbetle takip ediyorum çünkü Ülkücülerin Türk Milliyetçilerinin kalesi, yuvası olan, olması gereken Milliyetçi Hareket Partisinin gönül ve medya gündeminde olması beni mutlu ediyor. Yapılan bu tartışmalar benimde yürek alanımın merkezinde olan Türk Milliyetçiliği […]


Paylaşın:

Milliyetçi Hareket Partisinin 4 Kasım’da yapacağı olağan kongre ile ilgili basında ve internet sitelerinde tartışmalar yapılıyor. Muhabbet ve ilgi ile takip ediyorum. Muhabbetle takip ediyorum çünkü Ülkücülerin Türk Milliyetçilerinin kalesi, yuvası olan, olması gereken Milliyetçi Hareket Partisinin gönül ve medya gündeminde olması beni mutlu ediyor. Yapılan bu tartışmalar benimde yürek alanımın merkezinde olan Türk Milliyetçiliği ile ilgili. Tartışmanın iyi olduğuna, insanların konuşa konuşa bir sonuca erişeceğine de inanıyorum.

Tabi bunların olabilmesi için tartışma usul ve adabının, tartışan kişilerin donanımının yeterli olması gerektiğinin de büyük önem ve özellikte olduğunu biliyorum.

Tartışmada, usul adab  ve donanım yeterli olmaz ise fiili kavgalarda olduğu gibi; önce tartışma sonra ses tonunu yükselterek bağırma, itişme-kakışma ve arkasından eylemli hareketlerin geleceğine şahit olmuşlardan biriyim. Yaşım ve tecrübem bunlarla karşılaşan, karşılaşılma ihtimaline inanma noktadadır. Bunları birilerinin hatası üzerine yazmıyorum, en gencinizden ihtiyar delikanlımıza kadar her arkadaşımın bunları bildiğine inanıyor/inanmak istiyorum.

Tartışma bir fikir ve politika uygulaması üzerinde olmalıdır. Açıklanan fikir ve uygulama yanlışsa veya yanlış açıklanmışsa, açıklayan veya açıklanan diğer kişi veya kişilere yanlış geliyorsa bilgileri ve inançları doğrultusunda karşı çıkabilir. Burada önemli olan insani ilişkileri zorlamadan akıl ve mantık çerçevesinde karşıyı ikna edici ve belgeli yapılmalıdır. Tenkit edilmesi düşünülen görüş veya düşünce bir yazıda veya konuşmada ortaya atılmışsa birde onun satır aralarına bakmak ve söyleyen bireyin genel yapısıyla ortak değerlendirmek gerekir diye düşünürüm.

Tartışma kendi inanç grubu içinden biri ile yapılıyorsa daha dikkatli, kılı kırk yarma tabirine uygun yapılması gerçeğine inanıyorum. Çünkü kendi arkadaşına vuracağın her darbe, düşmana göndereceğin okun ucunun körlenmesine ve dengesini şaşırmasına sebep olacağı hesaba katılmalıdır. Bu tavırlar insanlara, gruplara veya partilerin kendilerine zarar vereceği aşikâr olur. Tartışmaların direk suçlamalarla yapılması yerine eksiklerin ortaya konularak neden böyle yapıldığı sorgulanmalı, açıklamalardan tatmin olunmazsa tartışmanın şekli ve dozajı ona göre ayarlanmalı diye düşünürüm.

Fikirler zamana göre değişime ve gelişime uğramak zorundadır. Gelişmezse yaşaması mümkün olmaz. Zamanın donanımı ile donatılmazsa hiç beklemediğin bir zamanda şimdiki iktidarın yanlışlardan faydalanarak ortaya çıkıp ülkenin geleceği ile ilgili sıkıntıya sürüklediği gibi birileri çıkar kilit noktaları ele geçirir kendi vatanında üvey evlat sancısına tutturur

Mete Han zamanında kullanılan kılıç ve okla bugün savaşacak olunsa ne kadar gülünç duruma düşüleceğini kestirmek zor olmasa gerekir.

Nasıl ki; Amerika’da Kızılderililer vatan mücadelesinde Amerikan askerinin topuna tüfeğine karşı okla bıçakla karşı koyamadı hürriyetlerini ve vatanlarını kaybettiler. Çağın gelişmelerine, fikirlerine karşı uyanık olunmazsa Japonların o meşhur kültürleri gibi Harakiri yapılmış olunur. Tabi ki gelişmelerin özden koparak yozlaşarak değil öze bağlı kalarak yapılacak gelişmelerdir.

MHP de bir olağan kongre yapılacaktır. Yapılmalıdır da. Fikrinin ve kadrosunun iktidar olmasını isteyen her Ülkücü gibi bende bu kongrenin iyi sağlıklı, yarınlara başarı getirecek şekilde olmasını, yeni yönetimin iktidara gitmeyi isteyen kişilerden kurulmasını canı gönülden istiyor ve diliyorum.

Hangi Ülkücü istemez fikrinin partisinin iktidar olmasını. Kim istemez inanmış donanımlı kadrolarla Türk’ün, Türk Devletinin dünyada lider devletler seviyesine çıkmasını.

Hangi Ülkücü ister Ülkesinin milletinin devletinin ekonomik sosyal, kültürel ve teknik alanda başkalarına bağımlı olmasını?

Bunları isterken ahlaki normları unutmamak gerekir. İnanmış insan, ne kadar hatalı ve başarısızda olsa kendini yönetene toplum önünde hakaret etmez, edemez ve etmemelidir. Kendi içinde fikrini açık seçik hatta sertçe söyleyebilir/söylenmelidir de. Hatta hesapta sorulmalıdır ama toplum önünde medyada kendi adamına hakaret etmek, insanın kendine sıktığı bir mermi gibidir.

Bunun yanında Genel Başkanı ve onun ekibini savunacağım diye kendi arkadaşlarına, en az kendisi kadar inanmış bu dava için mücadele vermiş arkadaşlarına hakaret etmek gibi seviye sorunu yaşamakta çok yanlış bir davranıştır. Bunlar bizim törelerimiz içinde olmayanlardır.

Yazıma konu olan rahatsızlık genel olarak sanal alem dedikleri sosyal paylaşım sitelerinde kendini göstermektedir. Buralarda insanlar yüz yüze olmadığı, birbirlerini tanımadıkları için daha cesaretli olmakta dolayısıyla de seviyeyi tutturmakta zorlanmaktadırlar. Sanal alem de insanlar yürek ölçülerinin, cesaret ölçülerinin üzerinde davranabilmektedir. Karşı karşıya kaldıklarında söyleyemeyecekleri/ söylemeyecekleri konuşmayı/ suçlamayı yapabilmektedir. Buda psikolojik bir tatmin yoludur ama bu yolu kullanmak için davaya da zarar verilmemelidir.

Yanlış anlaşılmaması, her şeyin Türk Milleti,Türk Devleti için düsturuna göre düşünülmesi ve uygulanması dileği ile…

Bu yazım MHP’nin kongresi ile ilgili yazacağım yazların ön bildirimidir.

Yazar

Fuat Yılmazer

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar