Yükleniyor...
Küresel anlayışı devam ettirmeye çabalayan erkler toplumların bir arada olmasını sevmez. Hakkını arayan ve bağlı olduğu ulusun kalkınması için mücadele edenleri birbirinden uzaklaştırmak her zaman başat oyunları olmuştur. Bu yüzden adalete duyulan güvenin kaybı ve güçlülerin hukukunun küresel bir salgına dönüştüğünün hepimiz farkındayız. İnsanların ilişkilerinin bilerek gerildiği ve “böl ve yönet” siyasetinin başta ülkemizde olmak üzere her yere zerk edildiği artık su götürmez bir gerçek. Bu sarmaldan kurtulmanın çözümü öncelikle bu aktörlerin deşifre edilmesiyle ardından da bu oyunun sebebini anlamakla mümkündür. Ülkemizin kurtuluşu Türklüğümüzün yeniden tesis edilip içselleştirilmesine bağlıdır.
Dünya basınına ve sosyal medyaya yansıyan olaylar bunu açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Artık çok da sessiz olmayan demografik işgaller, ekonomik sorunlar ve toplumların yeni bir mühendislik anlayışıyla dizayn edilme çabaları birçok tehlikeye gebe bir dönemden geçtiğimizin sinyallerini vermektedir. Bütün bu mühendislikten belki de en uzun zamandır Türkiye Cumhuriyeti etkilenmektedir lakin neredeyse bir asırdır çok farklı kollardan Türk ulusu üzerinde birçok oyun oynanmıştır.
Bu sürece giden yolda siyasetimiz birçok farklı fraksiyona bölünmüştür. Özünde aynı şeyleri haykıran onlarca lider toplumumuzun bir arada olmasını engellemek adına kitleleri peşine takmıştır. Bu böl ve yönet anlayışıyla bizi yöneten asıl erklere hizmet ederek gericilerin, bölücülerin ve bilimum etnikçilerin kontrollü muhalefetin yaratılmasına vesile olmuşlardır. Karartılmak için çabalanan geleceğimize katkıları büyüktür.
Bu oyunlara karşı artık kılıçlar çekilmiştir.
Töresine ihanet eden Türklerin yaşadığı sorunları; insana ve doğaya ihanet etmenin bedelini biliyoruz. Buna rağmen geçmiş musibetlerden ne kadar ders çıkardığımız tartışılır. Hiçbir şeye geç kalınmadığının ispatı ise dönüşümün başlangıcı için verilen sinyallerdir. Toplumsal bilinç sancılı bir şekilde küllerinden doğmaya çalışırken önümüze çıkan temcit pilavından hallice suni gündemin ve aktörlerin sebebi bu doğuşa ket vurmaya çalışan güçlerin oyunlarının tükenmesidir.
21. yüzyılın küresel dinamikleri ulus devletlere açılan bir savaşla başlamıştır. Emperyal hareketlerin kısmen sona ermesiyle beraber kabuk değiştiren bu anlayış kendini yeni devlet yapılanmalarının içerisine soktu. Sancılı yüzyıllar eşliğinde gelişen modern ulus devlet anlayışı kendini kabul ettirdi ama ona biçilen ömür çok kısa tutuldu. Şu an yaşadığımız sancıların sebebi bu kısa biçilen ömrün onlara göre miadını doldurmuş olmasıdır. Birçok kimlik oyunuyla bölüp tahakküm altına almaya çalıştıkları dünyanın bu senaryolara karşı koymaya cüret edeceğini düşünmemişlerdi.
Bu etnik kimliğe ve dinci kışkırtmalara dayanan senaryoların en güzel örneğini de ülkemize uygulamak istemişlerdir. Başlangıçta sağ ve sol diye kodlanan bölücü oyun bununla yetinmeyip gelişen ve değişen politikalar uyarınca kendini onlarca fraksiyona bölmüştür. Bu bölünmenin en büyük amacı yönetim kavramını ortadan kaldırmaya çalışmalarıydı. Kaosa sürüklenen bir yönetimsizlik içerisinde her yapılanın “beceriksizlik” olarak değerlendirilmesi kendilerini ne kadar iyi gizleyebildikleri anlamına geliyordu. Lakin bütün bu hesaplamalar içerisinde gözden kaçırdıkları ufak bir ayrıntıya yenildiler: Toplumsal refleks.
Mücadele ne denli daha bitmemiş olsa da son günlerde yaşanılanların sebebi budur. Türk toplumunun verdiği refleksi gördüklerinden dolayı hızlı bir şekilde oyunun sonunu getirmek için canhıraş bir çaba içerisindeler. Ulusal kimliğimizin ivedi bir şekilde masaya yatırılıp bombardımana tutulmasının sebebi budur. Karalama kampanyalarının su gibi aktığı bu ortamda, Anayasanın sağladığı ve koruduğu kimliğimizin yok edilmeye çalışılması direkt olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni lağvetme arzularıdır. 20. yüzyılın kanlı mücadelesi içerisinde sadece Türk toplumuna umut olmakla kalmayan Cumhuriyetimiz aynı zamanda dünyaya ışık olmuş ve emperyal anlayışın yok edilebilme ihtimalini ortaya koymuştur. Bu devrimlerin doğurduğu zaferden yüz yıl sonra açılmış olan bu savaş tesadüf değil; kış uykusuna yatmış emellerin yeniden harekete geçmesidir. Bu savaş içerisinde de düşmanlarını, yani bizleri, en iyi pasifize edebilecekleri alan da adaletin yok edilmesiyle bizlere insanlığımızı unutturarak umutsuzluğa sürüklemekti. Bu sebepten ötürü Fetullahçı Silahlı Terör Örgütü ve Casusluk Şebekesi gibi yapılanmalar öncelikle kolluk kuvvetleri ve yargıya sızmıştır. Böylelikle engel olarak gördükleri ve oyundan çıkarmak istedikleri tüm unsurlara karşı karalama ve sindirme politikalarını rahatlıkla uygulayabileceklerdi.
Bu ve benzeri oyunlar büyük akıllar tarafından kurulur, uygulanması için de kendine iyi aktörler ve hatipler bulur. Bu aktörler yalanlar üzerine kurulmuş hayatlarına önce kendini sonra da müritlerini inandırır ve gerçeklik algısı tamamıyla yok olur. Suni gündemlerin de medya tarafından bizlere bu denli pompalanmasının sebebi bizleri de aynı gerçekdışı algının müritleri yapmaya çabalamalarından ötürüdür. Lakin toplumsal refleks bütün oyunlardan üstündür.
Gericilik ve etnik bölücülük için açılmış cepheler ve onların sadık neferleri olan kontrollü muhaliflerin ellerindeki son kozları açmalarıyla beraber bir anda gösterilen tepkiler hafife alınmamalıdır. Solu yıllardır bölücülükle kodlamaya çalıştıkları yerde komünistler bir anda Türklüğe ve ulusal bütünlüğe atıfta bulunabilir. Sağı dinle yoğrulmuş milliyetçilik olarak gördüğümüz yerde laikliğin önemini savunan siyasetçileri görebiliriz. Bir araya gelinmesine imkansız olarak baktığımız bu bölünmüşlük içerisinde asıl önemli olanlar bir anda hatırlanır ve ortak mücadele için cepheler birleşir. Esas düşmanın tüm insanlığa savaş açmış olanların ve onların kullanışlı aparatlarının olduğunun fark edilmesiyle beraber ulusal refleksimiz devreye girmiştir.
Kan ile kazanılmış ilkelerimize ve o ilkelerin oluşturduğu Anayasamızın sorguya açılmasına karşı böldükleri tüm cepheler, hayati riskin oluşmasıyla beraber, bir araya gelmiştir. Bu saatten sonra istedikleri tüm hukuksuzluklara imza da atsalar oluşan refleksten kaçış olmayacaktır.