Yükleniyor...
Kitabın kavlince musalla taşına kadar yedi yerde komşu hakkı sorgulamasına tabi tutulacağız. Musalladan sonrası var tabii bunun bir de.
Şu anlam çıkıyor bundan;
Hesap olarak sırf komşu hakkı yeter. “Allah cemi-i cümleyi bu imtihandan yüz akıyla çıkarsın inşallah!” dedikten sonra:
Önce komşu, komşuluk hakkındaki ayetler:
“Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve maliki bulunduğunuz kimselere iyilik edin.” (Nisa/36)
Sonra da Peygamber efendimizin bu konuda söyledikleri
“Cebrail bana komşuluk haklarından o kadar çok bahsetti ki, komşunun komşuya varis yapılacağını zannettim.”
“Şerrinden komşusunun güveninde olmadığı kimse gerçek mümin olmaz.”
“Allah’a ve ahret gününe iman eden komşusuna iyilik etsin.”
“Hastalanırsa ziyaretine gidersin, vefat ederse cenazesini kaldırırsın. Senden borç isterse borç verirsin. Darda kalırsa yardım edersin. Başına bir felaket gelirse teselli edersin. Evinin damını onunkinden yüksek tutma ki, onun rüzgârını kesmeyesin. Ya senin ne pişirdiğini bilmesin, ya da pişirdiğinden ona da ver.”
Bunlar da atalarımızın sözleri
***
“İti vurmazlar sahibinin hatırı var” diye bir söz daha vardır bizim oralarda. Sahibinden kasıt komşu. Bakıyoruz itini de vuruyor, atını da, icabında uçağını da elin oğlu. Hatır filan da dinlemiyor can boğazda olunca.
İğneyi kendimize, batırırsak şimdi. Allah için, kabahat sırf komşunun mu? Bizim hiç mi payımız yok? Hangi komşu vücudunu ortadan kaldırmayı kabul eder ki ne edelim “komşuluk hatırı?” deyip de?
Öyle denmiş ya bizde de pek bilinen bir Arap atasözünde:
“Men dakka duka” Edersen bulursun.
İran- Irak-Suriye- Kıbrıs Rum Kesimi- Yunanistan- Bulgaristan- Rusya Gürcistan-Ermenistan- Azerbaycan.
“Gören maşallah desin
Kimin var böyle dostu?”
Çokluğuyla övünürken bir bakmışız problem zenginliğine dönüşmüş bu komşu bolluğu.
“Kazan- kazana” niyet iken düşler.
“Kaybet- kaybet”e dönüştü işler.
Hz Musa Allah’la görüşmeye giderken yaşlı biri kendisi için de bir eşek dileğinde bulunmuş. Hz Musa dileğini iletince Allah da o kuluma deki onun haset ettiği bir komşusu var. Ona iki eşek için dua etsin. Kendisinin de dileğini kabul edeyim. Hz Musa dönüp durumu iletmiş. Yaşlı adamın cevabı şu olmuş.
Ne komşuya iki eşek, nede bana bir.
Günümüz komşuluk hissiyatına tercüman bir dilek tam da, bize göre..
Son dönem “yurtta da, cihanda da” bir şeyler oldu komşuluklarımıza.
“Sıfır problem” ummuşken sıfır komşuluk, yığınla problem…
Bir istisnası var, uzak komşu Gazze…
Ortadoğu’nun ateş topu o da. Dokunanı yakıyor. Komşu komşunun ateşine de muhtaç belli ki.
“Gazzeniz mübarek olsun” demek düşer bize ancak bu durumda tabloyu yaratanlara.. Başka da ne denebilir ki?
Bir yangın ki komşuda geliyor yana yana bize doğru.
Payımıza neler düşürülecek bakalım daha da komşuda pişirilenden, önümüzdeki günlerde?