Üniversite Tercihleri, Gelecek, Araç, Amaç

  28.07.2011   İçinde bulunduğumuz hafta ve gelecek hafta Cuma gününe kadar yapılacak üniversite tercihlerinde, bazı Avrupa ülkelerinin nüfuslarından bile fazla olan bir kişi sayısında, üniversite giriş sınavına girmiş kişiler tercihlerini yapacaklar. Bu günlerde, büyük bir telaş, bitmeyen kararsızlıklar, farklı yönlere gidip gelmeler gibi durumlar neredeyse her ailede yaşanan sıradan hadiseler oluyor. Her anne baba çocukları […]


Paylaşın:

 

28.07.2011 
 
İçinde bulunduğumuz hafta ve gelecek hafta Cuma gününe kadar yapılacak üniversite tercihlerinde, bazı Avrupa ülkelerinin nüfuslarından bile fazla olan bir kişi sayısında, üniversite giriş sınavına girmiş kişiler tercihlerini yapacaklar. Bu günlerde, büyük bir telaş, bitmeyen kararsızlıklar, farklı yönlere gidip gelmeler gibi durumlar neredeyse her ailede yaşanan sıradan hadiseler oluyor. Her anne baba çocukları için şüphesiz en iyisini istiyor. Ama tam bir karmaşanın olduğu da bir gerçek. Kafasında bir meslek olan da olmayan da her bölümden, her üniversiteden bir yer yazıyor. Herkes iyi niyetli olarak, çocuğu için en iyisini istiyor. Çeşitli merkezler oluşmuş, tercih yapma amaçlı… 100 – 200 liralar veriliyor, ne için çocuğumuz için iyi bir tercih yapılsın diye… Sınav bitmiş, şimdi başka bir sınav başlamış… Tercih sınavı!

Bu konularda kendi başımızdan da zamanında geçtiği ve de az çok çevremizdeki tanıdıklarımızın da bu tür işleriyle ilgilendiğimiz için birkaç cümle yazma gereğini hissettim.

Öncelikle teknik olarak tercih nasıl yapılmalı konusuna biraz değindikten sonra, asıl meseleye geçeceğim.

Şunu açıkça söylemeliyim ki, tercih yapılırken geçerli olan en önemli parametre başarı sıralamasıdır. Yani girmek istediğiniz üniversitenin ilgili bölümüne geçen yıl en son kaçıncı kişi girmiş, onu bilmek çok önemlidir. Bunun haricindeki bütün parametreler yıllara göre güvenilemeyecek ölçüde değişim göstermektedir. Bu söylediğimiz ölçüt basit ama geçerli bir yöntem verir bize. Yapılması gereken birinci şey, tercih yapmadan önce her dershaneden kolaylıkla elde edilebilecek veya internetten de araştırma sonucu bulduğum www.tercih.tv gibi bir internet sitesinde de bulunan başarı sıralamaları bilgilerinin elde edilmesidir. Bundan sonra bize sadece şunu yapmak düşer; örneğin Türkiye başarı sıralamasında ilgili puan türünden 22.000’inci sırada olduk. Yapmamız gereken şey en basit şekilde, istediğimiz bölümün veya bölümlerin 15.000 ile 30.000 sıralamalarının arasından istediğimiz üniversiteleri seçerek istek sıramıza göre sıraya koymak. Bir aksilik olmazsa bu yöntemle %99 oranında yerleşme garantimiz vardır.

İşin bu kolay teknik kısmını geçtikten sonra, bana göre asıl önemli olan kısma, neyi tercih ettiğimiz aşamaya gelelim, 12 yıllık öğrenim hayatından sonra bir kilometre taşı olan üniversiteye giriş zamanında, bundan sonraki hayatımızın hangi yönlü devam edeceğini belirleyeceğimiz aşamaya…

Artık bir meslek seçme günü gelince, şüphesiz ki aileler çocuklarının gelecekte öncelikle maddi açıdan sıkıntı çekmeyecekleri bir işlerinin olmasını istemektedirler. Bu nedenle bazı mesleklere aşırı talep, puanlarının yükselmesine sebep olmaktadır. Doktorluk, mühendislik, eczacılık gibi bölümlerin puanlarının genellikle yükseklerde seyretmesinde, herhalde bu söylediğimiz unsurun etkisi önemli bir yer tutmaktadır.

Meslek seçiminde etkili olan önemli bir faktörü belirttikten sonra, kendimce doğru olduğunu düşündüğüm, çevremizde de görerek idrak ettiğim, ileride insanların mesleklerinde başarılı olmasını sağlayan bir husustan bahsedelim.

Bir çocuk mutlaka ama mutlaka çocukluktan bir alana yönlenerek büyümeli. Ne olacağını ayakları yere basacak şekilde küçük yaşlarda belirlemeli ve ona göre yönlenmeli. Bunu kendisi yapabilenler yapmalı, ama yapamayanlar mutlaka aileleri tarafından yönlendirilmeli. Şuan devlet tarafından bu alanda bir planlama yapılmadığı için bu, ailelere düşen çok önemli bir görevdir. Söylediğimiz şekilde yönlenmiş ve istediği mesleği kazanmış olan insanlar, severek yaptıkları için alanlarında çok başarılı olmakla beraber, kendi alanlarına ek olarak başka alanlarda da kendilerini yetiştirme imkânını bulmaktadırlar. Bu durum arkadaşları arasında görülür bir fark sağlamaktadır. Tabi bu söylediğimiz hâlihazırda böyle bir altyapısı olmayanlar için bir şey ifade etmeyecektir. Ama gelecek nesiller için bir imkândır, bu sağlanmalıdır. Çünkü üniversiteye giriş zamanı meslek seçmek için çok geçtir. En geç lisenin ilk yıllarında bu seçim gerçekleşmiş olmalıdır. Hem kişilerin hem de milletimizin geleceği için bu gereklidir.

Genelde karşılaşılan durum ise maalesef üniversite sınavına girdikten sonra gelen puana göre bir bölüm seçip o bölümü okumaktır. Bunun sonucu olarak, bölümünü öyle denk geldiği için okumuş, aslında hiç ilgisi olmayan kalabalık bir yığın oluşmaktadır. Bu da memleketimizin kalkınmasına bir darbe olarak yansımakta, önemli ölçüde değer kayıplarına yol açmaktadır.

En kötü senaryo ise bir mesleğe yönlenmiş kişinin, sınavının kötü geçmesi nedeniyle aldığı puan ve sıralama neticesinde farklı bir alana yerleşmesidir. Bu kişinin içinde sürekli bir burukluk, bir pişmanlık olacak, hayatı boyunca bunun sıkıntısını çekecektir. Bu gibi durumlarda ailenin çocuğunu iyi tahlil edebilmesi ile yeni bir deneme veya kazandığı yere gitme arasında zor bir seçim yapması gereklidir.

Sonuç olarak tavsiyeler

Gençler istedikleri bir meslek varsa, mutlaka onu tercih etmeli! Maddiyat bir amaç değil, sadece başarıya ulaşmada bir araç olmalıdır. Ancak maddiyat tamamen önemsenmeden yapılacak bir tercih de yanlıştır. Çünkü o da geleceğin bir parçasıdır. Bunların arasındaki dengeyi kurmak da bireylerin kendisine ve ailesine kalmaktadır.

Aileler çocuklarını kesinlikle istemedikleri bir mesleğe zorlamamalı! Çünkü ileride koşullar ne olursa olsun, çocuklar herhangi bir sıkıntılı durumda bundan ailelerini sorumlu tutacak, hep keşkelerle yaşayacak, yapmak zorunda oldukları işi de doğru dürüst yapmakta zorluk çekeceklerdir.

Sadece üniversite okumak için üniversiteye gidilmemelidir. Seçilen mesleğin, şehrin, üniversitenin şartları ve geleceği de göz önüne alınarak hareket edilmelidir. Boşa gidecek bir 4 yılın kimseye bir faydası olmayacaktır.

Seçilmek istenen meslek, o işi yapan kişilerden öğrenerek seçilmelidir. Çalışma koşulları, iş olanakları vb. birinci sırada olmasa da oldukça önemlidir.

Bu zorlu süreçten herkesin muvaffak olarak çıkması dileğiyle.
 
 

Yazar

Abdullah Nuri Somuncuoğlu

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar