YANLIŞTA ISRAR Talat ŞALK yazdı…

16 Şubat 2018 Türkiye’nin Afrin Operasyon’u haklı sebeplerle yapılmış, uluslararası hukuka uygun ve meşrudur. PKK/PYD Afrin’e yerleşmiş teröristlerini Amanos Dağları üzerinden Türkiye’ye saldırtmakta, vatandaşlarımızı katlettirmektedir. Güney sınırlarımıza yerleşen ve ABD tarafından en modern silahlarla donatılan PKK/PYD Türkiye’yi tehdit etmektedir. Suriye’nin karıştırılmasından, Suriye’de ABD’nin isyan çıkarmasından PYD, haksız ve hukuksuz olarak, Suriye topraklarının geniş bir bölümüne […]


Paylaşın:

16 Şubat 2018

Türkiye’nin Afrin Operasyon’u haklı sebeplerle yapılmış, uluslararası hukuka uygun ve meşrudur.

PKK/PYD Afrin’e yerleşmiş teröristlerini Amanos Dağları üzerinden Türkiye’ye saldırtmakta, vatandaşlarımızı katlettirmektedir.

Güney sınırlarımıza yerleşen ve ABD tarafından en modern silahlarla donatılan PKK/PYD Türkiye’yi tehdit etmektedir.

Suriye’nin karıştırılmasından, Suriye’de ABD’nin isyan çıkarmasından PYD, haksız ve hukuksuz olarak, Suriye topraklarının geniş bir bölümüne hakim olmuş, kendi idaresini kurmuştur. Suriye’nin geniş petrol yataklarının bulunduğu Deyr-i Zor PKK/PYD’nin elindedir.

PKK/PYD idaresini kurduğu bölgelerde yaşayan Arap aşiretlerini zorla evlerinden çıkarmış Suriye’nin başka bölgelerine sürmüş, geri dönmemeleri içinde de evlerini yıkmıştır.

PKK/PYD’nin amacı bellidir. İdaresi altına aldığı bölgede Kürt nüfus çoğunluğunu sağlamaya çalışmaktadır. Asıl büyük hedefleri, İran, Irak ve Türkiye’den koparacakları topraklar üzerinde büyük Kürdistan’ı kurmaktır. Hayalleri budur.

Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğü PKK/PYD’nin tehdidi altındadır. Tehdit ciddidir. ABD tarafından en modern silahlarla donatılmış PKK/PYD teröristleri Amerikan uzmanlar tarafından eğitilmektedir.

Bu büyük tehdit karşısında Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin ittifak etmesi ve teröristlere karşı güçlerini birleştirmeleri gerekir.

ABD’nin IŞİD’le mücadele ediyor görüntüsünün arkasına saklanarak, kirli amacına ulaşmak için terör örgütü ile işbirliği yapması ibretlik bir olaydır.  Bu durumda kendi koyduğu kriterlere göre ABD deterörist devlettir.

1997 yılı Mayıs ayında ABD’nin davetlisi olarak Amerika’daydık. ABD Dışişleri Bakanlığı’nda bize konferans verildi. Konferansı veren uzman; “Terör örgütlerine yardım eden devletlere terörist devlet diyoruz. İran, Irak, Libya terör örgütlerine yardım ediyorlar. Bu devletler terörist devletlerdir.” demişti.

Vatan bütünlüğü ciddi tehlike altında olan Türkiye, Suriye, İran ve Irak, tehdidin karşısına birlikte çıkmalılar dedim.  Soçi Zirvesinde bu konuda anlaşıldı diye düşünmüştüm. Düşüncem yanlışmış. Türkiye’nin tutumu, yapılan konuşmalar Soçi’de bulunan diğer devletleri şüpheye düşürüyor.

Afrin’e girdik, Membiç’i de asıl sahiplerine eşlim etmek içi teröristlerden temizleyeceğiz deniliyor. Suriye’nin asıl sahibi kim? Suriye’nin sahibi halk tarafından seçilmiş, ABD’nin bütün çabalarına rağmen yıkamadığı Esad idaresidir. İkide bir “Katil Esad” demek de yanlıştır. Bu söylemler Türkiye’yi kurtarıcı olarak görebilecek ve Esad’a bağlı olan Suriye halkını üzecek söylemlerdir.

Ayrıca şu hususun da düşünülmesi gerekir. Mehmetçik Afrin’de kahramanca savaşmakta, adım adım ilerlemekte, yaralanmakta, şehit olmaktadır. Coğrafya zorlu, düşman çok alçaktır. Mehmetçiğimizin ayağının basması muhtemel her yer tuzaklanmış vaziyettedir. Ayağının basacağı her yer ölüm tehdidi taşımaktadır. Teröristlerin ne zaman ve nereden saldıracağı belli değildir ve devamlı takviye de almaktadır.

Bu şartlarda savaşan Kahraman Ordumuz yalnız bırakılmamalı, Afrin’e takviye gelmesi mutlaka önlenmelidir. Bu da Türkiye’nin Suriye, Irak ve İran’la birlikte hareket etmesi, birlikte savaşmaları ile mümkündür.

Sabahları şehit olan Mehmetçiklerimize yapılan cenaze törenlerini izliyorum. Bu sabah şehit olan oğlunu Karabük’e getiren silah arkadaşına annenin sarılışını gördüm. Şehidin annesi “Oğlum Allah seni annene babana bağışlasın” diye ağlıyordu. Ben herhalde yaşlandım ki onu izlerken ben de ağladım. Hüzünlenmeniz, ağlamanız için benim yaşıma gelmeyi beklemeyin. Siz sorumluluk mevkiindesiniz, milletimizin derdini sıkıntısını kendi derdiniz sıkıntınız bilin.

Suriye, İran ve Irak’la PYD/PKK konusunda anlaşmamak demek daha çok Mehmet’in şehit olması, daha çok annenin babanın çocuklarının arkasından gözü yaşlı kalması, daha çok çocuğun öksüz daha çok genç kadının eşini kaybetmesi, dul kalması demektir.

Türkiye bir saldırı ile karşı karşıyadır. Üniter ve milli bütünlüğü tehdit altındadır. Afrin’e operasyon düzenlemesi uluslararası hukuk açısından haklıdır. Fakat topraklarında operasyon yaptığı Suriye’yi ne sebeple olursa olsun görmezden gelemez. Esad’ı Suriye halkı seçmiştir. Esad’ı beğenmiyorsa yönetiminden indirecek olan yine Suriye halkıdır. Türkiye “Katil Esad” söylemlerini bırakılmalı  müşterek tehlikeye karşı Suriye, Irak ve İran’la kesin anlaşmalıdır.

Suriye ABD tarafından bölünmek istenmektedir. ABD’nin niyeti Suriye’de yerleşmektir. Bu da PYD/PKK’nın Suriye ‘de federal bir yapı kazanması ile mümkün olacaktır. Böyle bir yapının oluşması İran ve Irak için de kabul edilebilir değildir.

Türkiye Suriye’de parçalı bir yapının kurulmasını asla kabul etmemelidir. PYD/PKK’nın asıl hedefinin siyasi özerklik kazanmış federe devlet olmak değil, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den koparacağı topraklar üzerinde bir PKK devleti kurmaktır.

Suriye’nin üniter ve milli yapısı mutlaka korunmalıdır. Federal devletçiklerle toprak bütünlüğü Kağıt üzerinde kalacaktır.

Afrin Operasyonunun hedefi Türkiye’nin üniter ve milli yapısına yönelik tehdidi ortadan kaldırmaktır. Bunun içinse Suriye topraklarındaki PYD/PKK hakimiyetine son verilmelidir. Bu sebeplerle Esad’la anlamamaktaki ısrardan vaz geçilmesi, Suriye, Irak ve İran’la PYD/PKK’ya karşı birlikte mücadele edileceğine dair iyi bir anlaşma yapılması, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üzerindeki yükün hafifletilmesi gerekir.

 

Yazar

Talat Şalk

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar