Anayasamızın Olmazsa Olmazları ve MHP

09.07.2011   Başbakan Erdoğan “Anlaşırsak Anayasa’yı MHP ile beraber değiştiririz” demiş. Aynı gün Bahçeli “Anayasa’nın ilk üç maddesinden asla vazgeçmeyeceğiz”  açıklamasını yapıyor. MHP sözcüleri de buna ilave olarak “üniter” yapı korunarak işbirliği olabilir diyor. Ekonomist ise; MHP ile AKP arasında bir ittifak kurulabilir. İki partinin milletvekili sayıları bir arada düşünüldüğünde, yeni anayasa çantada. Doğrusu bu tablo […]


Paylaşın:

09.07.2011 
 
Başbakan Erdoğan “Anlaşırsak Anayasa’yı MHP ile beraber değiştiririz” demiş. Aynı gün Bahçeli “Anayasa’nın ilk üç maddesinden asla vazgeçmeyeceğiz”  açıklamasını yapıyor. MHP sözcüleri de buna ilave olarak “üniter” yapı korunarak işbirliği olabilir diyor.

Ekonomist ise; MHP ile AKP arasında bir ittifak kurulabilir. İki partinin milletvekili sayıları bir arada düşünüldüğünde, yeni anayasa çantada.

Doğrusu bu tablo çok anlamlı!..

Eğer Türk Milleti’nin asırlardır süren birliği, egemenliği, devletin temel yapısı ve kimliği, kısaca bekası yaşatılacaksa, (Şüphe yok ki bu meşru bir egemenlik hakkıdır. Hiçbir zaman vazgeçilemez) bu muhteva her anayasanın olmazsa olmaz şartı sayılmak zorundadır. Bu gerçek 1876 Osmanlı Anayasasıyla da tescil edilmiştir.

MHP’nin ön şartı bu özü sağlayamaya yeterli olabilir mi? 

1982 Anayasasına bakalım;

1)  “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” diyen 66’ıcı madde asla değişemez. Burada egemenliğin sahibinin adı vurgulanıyor, çağın anlayışa göre Türk’ün tarifi yapılıyor.

Bu gerçeği engel olarak gören PKK başından beri, Başbakan Erdoğan ise yıllardır, “Türk devleti” yerine “Türkiye Devleti” ibaresinin konulmasında ısrar ediyor. Komik bir de gerekçeleri var. “Türk”  demek, bu milleti değil de, bir etnisiteyi/ırkı referans almak… diğerlerini dışlamakmış. Peki Fransız devleti,  Alman Devleti, İngiliz, Amerikan devleti denilince bir etnisite mi, yoksa millet mi referans alıyor, açık değil mi? 

Erdoğan’ın sürekli olarak “Ülkemizde Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Laz’ıyla 36 etnik unsur var. Bunlar alt kimliktir. Üst kimlik T.C. vatandaşlığıdır” demesi, Türk milletini bir etnisite olarak anladığını gösteriyor.

2007 Seçimlerinden önce Ergun Özbudun ve arkadaşlarına sipariş edilen taslak anayasada da “Devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türkiye vatandaşıdır” teklifi aynı manaya gelmiyor mu?

Yapılmak istenen bağımsız devletimizin bir millete değil de, egemenliğin sadece coğrafi unsuruna;  “Türkiye” veya “Anadolu vatandaşlığı”na dayanmasını sağlamaktır. Böylece bu coğrafyada yaşayan her etnik veya dini unsur egemenlikten pay istemeye kalkacak. PKK gibi. Bir milletin devleti yerine, dünyada benzeri olmayan çok etnik ortaklı devlet kurulacak. Kan deryasına dönen Yugoslavya gibi.

2)  “Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milleti’ne aittir” diyen 6’ıncı madde kaldırılamaz. Çünkü egemenlik iffet gibidir, ortağı olamaz.

3)  Devletin meşruiyet kaynağının, Türk Milletinin engin tarihi, kültür ve medeniyeti olduğunu, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü belirleyen Başlangıç bölümünün ilkeleri değiştirilemez. Şöyle ki; “Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü…Millet iradesinin mutlak üstünlüğü… Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin… ilah.

4)  “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir” diyen 1’inci md, “Cumhuriyetin nitelikleri” ni sayan 2’incı md, “Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti” ni belirleyen 3. maddesi de değiştirilemez.

Demek ki mesele ilk 3 maddeden ibaret değildir. “Türk“ adına yer vermeyen, sadece “Türkçe” ibaresinin geçtiği 3 madde, sayılanlarla birlikte ele alınmalı, milli ve üniter devlete asla dokunulmamalı. 3 madde değişmez ezberine de son verilmelidir.

Bu tespitten sonra şu üniter yönetim meselesine de temas edelim. Terörist başı Öcalan “Bizim, devletin üniter yapısıyla bir sorunumuz yok. Tek millete ve milli devlete karşıyız.”, PKK’nın 1 numarası Karayılan “Bakın biz artık ‘demokratik özerk Kürdistan’ diyoruz. Bu federasyon, sınırların yeniden çizilmesi değildir. Devletin üniter yapısını da bozmayan bir çözümdür. Yerel yönetimler güçlendirilir…” demiyor mu?

Yolu da şöyle: Yine Bayrak aynı kalacak. TBMM, Türkiye Devleti, Türkiye Hükümeti ve yönetim merkezi (üniter), Ankara’dan olacak. Ancak bu kurumlar “Türk” ve “Kürt” unsurlardan oluşacak, devlet bölünecek, ama ülke bölünmeyecekmiş. Razı mısınız?    

Esas olan devlet yapısı ile idare biçimi karıştırılmamalı. Devlet millidir. Rejimi; krallık, diktatörlük, mutlakıyet, meşrutiyet, cumhuriyet, demokrasi; idare şekli üniter/merkezi veya federasyon olabilir. Ama hepsinde de millet birdir. Ancak PKK’nın istediği bunlar değil. Çok etnikli ortaklık devleti. Irak’taki gibi.
 
 

Yazar

Sadi Somuncuoğlu

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar