Yükleniyor...
Düne kadar devletin kurucusuydular, şimdi tasfiyeciliğine mi soyunuyorlar? Bu sualin ağırlığının farkındayız. Ama başka ne diyebiliriz? Devletin kurucusu ve Partinin ilk Genel Başkanı Büyük Atatürk değil mi? Evet. Atatürk bu devleti, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” anlayışıyla kurmadı mı? Evet. Milli birliğimizin şifresi olan “Ne mutlu Türküm diyene” özdeyişini ve 6 Oktaki “Milliyetçilik” ilkesini belirlemedi mi? Evet.
Buna rağmen;
Bu durumda yukarıdaki soruyu sormakta haklı değil miyiz?
***
Konuyu biraz daha açalım. Geçen hafta sonunda gazeteci yazar Aslan Bulut’un da katıldığı TV. programında konuşan CHP Milletvekili ve PM üyesi Süheyl Batum özetle şöyle dedi: “Meclis uyum komisyonunda temel insan hakları konusunda anlaşma sağlanamadı. ‘Biz her türlü ayrımcılığın önlenmesi için anayasaya eşitlik ilkesinin konulmasını önerdik’ Ama kabul edilmedi.” Bu muğlak ifade üzerine Aslan Bulut, “İyi de, mevcut Anayasa’da bu ilke zaten var. Siz neyi teklif ettiniz? diye sorunca, “işte canım etnik grupların eşitliğini…hani ayrımcılık var diyorlar ya, ona karşı.”
İşte “zurnanın zırt” dediği yer burasıdır. Batum farkında olmayabilir, ama burada masum görünüşlü bir ırkçı fitne tuzağı var. Bu fitne tuzağını tespit çok kolaydır. Bakınız bunlar; Anayasa’daki “Türk Devleti” ve “Türk Milleti” kavramını “ırkçı” bularak karşı çıkıyorlar. Ama milleti ayrıştıran etnikçilik, yani gerçek ırkçılık yapmaktan kaçınmıyorlar. Bu yüzden PKK’nın önerilerine sarılıyorlar. Sıra Alman Milleti ve devleti, Fransız milleti ve devleti, Amerikan milleti ve devleti, İspanyol milleti ve devleti demeye gelince, haklı ve yerinde görüyorlar. Türkiye’ye has bir senaryo, etnik fitne tuzağı budur.
Meclisi PKK İle Masaya Oturtmak
APO’nun “Akil Adamlar Komisyonu” önerisi, tam bir orta oyunu. Bir tarafta TBMM, öbür tarafta PKK rol alacak. CHP “çözümü” hükümet tek başına yapamaz derken, bunu söylemiş olmalı. Bugüne kadar, İmralı, Kandil, Habur, Oslo’da masaya Hükümet oturdu, sonuç alınamadı. TBMM otursun denilmek isteniyor.
Kılıçdaroğlu bas bas bağırıyor… “herkes çözüm istiyor…” diye. Doğru. Türk milleti, başta şehit aileleri “çözüm” istiyor. Hem de kesin çözüm. İmralı, Kandil, BDP, Barzani, ABD, AB, İsrail de “çözüm” istiyor. Siz hangisinden yanasınız?
Anayasa’dan Türk adı çıkarılsın, etnik kimlikler ve vatandaşlık girsin, “Akil Adamlar Komisyonu” kurulsun önerisine bakılırsa, “Yeni” CHP Türk milletinden ve şehitlerden yana değildir. Evvelki gün Erdoğan da, anayasadan Türk adını çıkaracağız demiş. Demek ki, AKP-YCHP-BDP aynı safta buluşmuşlar.
***
Etnik Sorun Nedir?
Bir daha yazalım. Eğer bir ülkede vatandaşlara kökeni sebebiyle eşit davranılmıyor, ayırım yapılıyorsa orada etnik sorun var demektir. Çünkü demokrasilerde bireylerin eşitliği esastır. Bu eşitlik, her türlü farklılığı da ortadan kaldırır.
PKK ise, etnik gruplara küme kimliği tanınmasını ve egemenliğe ortak yapılmasını istiyor. Dünyada bir emsali daha olmayan bu talebin kabul edilmemesine “Kürt sorunu” demektedir. Terör de bundan çıkmaktadır. Üstelik Zaza ve Kırmanç kökenli vatandaşlarımızın kahir ekseriyeti bölücülüğü kabul etmediği, eşit bireyler olarak yaşamaktan mutlu olduğu bilindiği halde.
Uluslararası hukuka göre siyasi kimlik sadece devlete ve kurucusu millete aittir ve buna egemenlik hakkı denmektir. Etnisitenin egemenliği olmaz. Dünyamızın bu gerçeğini din, ilim ve tarih belirlemiştir. Millete karşı, sosyal grupların davasını gütmek ırkçılıktır. İnsanlık için tehlikeli ve günah sayılmaktadır.
Emperyalistler ve maşası PKK hak ve hukuk tanımayabilir. Dünyamızın vahşi yüzü böyle olabilir. İyi de, bizim partilere ne oluyor? Yoksa bu millet, Türk’ün devletini elinden alabilirsiniz diye yetki verdi de haberimiz mi yok?