Yükleniyor...
Cumhuriyet gazetesinin “Milliyetçilik nereye?” yazı dizisinin Mustafa Balbay ve Serdar Eş tarafından hazırlanan sekizinci bölümünde, bağımsızlıklarını yeni kazandıkları dönemde Türk Cumhuriyetlerine yaptıkları geziler ve edindikleri izlenimlerden bahsedilmiş. Devamında da Nursultan Nazarbayev’in Türk Dünyası için hizmetinden söz ediliyor. Yazının bu sefer ki konuğu ise Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly.
Yazının başında Kırgızistan’da karşılaştıkları bir gencin Sovyetler Birliği’nin dağılmasına karşı olan olumsuz yaklaşımından bahsedilmiş ve votka içerek sohbet etmelerine vurgu yapılmış. Aslında bahsedilenden anlaşılması gereken Sovyetler Birliği’nin yok etmeye çalıştığı ortak kültürlerden bir tanesi; Müslümanlık unsuru. Üniversitede, Sovyetler Birliğinin Müslüman Türkler üzerinde bıraktığı etkilerden bahsederken konu hakkında bir hocam: “Besmele ile yemeğe başlayıp yemek yerken votka içiyorlar.” demişti. Sovyetler Birliği’nin etkilerini gözler önüne seren bir cümle olmuştu.
Türkiye, bağımsız Türk Cumhuriyetlerini karşılamaya hazır değildi deniliyor. O dönem manşetlerinde “esir Türkler” kavramının yer bulduğu ve bu kavramı MHP’nin sahiplendiğinden söz edilmiş. Dönemin sosyolojisine bakıldığında bu kavram sağ ile sol çatışmasının bir sebebiydi. Ancak Türk Cumhuriyetleri için durum böyle değildi. Onlar bağımsızlık dönemlerinde Atatürk’ün inşa ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ni örnek olarak alıyorlardı. Türkiye ile kurulacak olan bağlar önemseniyor, Türkiye’den gelen heyetler büyük sevinçlerle karşılanıyordu. Bu karşılanma törenlerine dair şu cümlenin akıllarda kaldığı belirtilmiş: “At sırtında gittiniz, uçakla geldiniz!”
Yazının devamında bağımsız Türk Cumhuriyetlerinde ki gezilerinde bölge insanının Atatürk’e olan bağlılıklarını oldukça ilginç bulduklarına değinilmiş. Karşılaştıkları insanların kendi bölgeleri için önemli şahısları “bizim Atatürkümüz” olarak nitelendirdiklerini görmüş ve hatta Taşkent’te bir caddeye Mustafa Kemal adı verildiğini fark etmişler.
Yazının ilerleyen bölümlerinde, Çin ve Rusya gibi büyük devletlere komşu olan Kazakistan’ın bu devletlere yem olmaması için ulusal kimliğini güçlendirecek bir politika izlemenin zorunluluğunu anlayan ve bu yolda mücadele eden Nursultan Nazarbayev’den söz edilmiş. Sovyet döneminin ulusal kimlik üzerinde yarattığı çöküntünün farkında olan Nazarbayev’in yeni bağımsız olmuş bütün Türk Cumhuriyetleri için ortak bir Türk birliği inancı oluşturmayı kendine görev edindiğinden bahsedilmiş. Nazarbayev’in bu konuda kendisine Türkiye Cumhuriyeti’ni örnek aldığı özellikle belirtilmiştir.
90’lı yıllarda Türk Cumhuriyetleri’nde okullar açan FETÖ örgütünden de bahsedilerek, uluslararası ilişkilere etkilerine dair bir tespit yapılmış. Bir dönem Özbekistan ile Türkiye’nin arasının bozulmasının sebebinin bu örgüt olduğu belirtilmiş. AKP döneminde ise Türkiye’nin bu okullara destek vermesinin ilişkileri daha da kötüye götürdüğü söyleniyor. Burada aslında eğitim kurumlarına destek verilmesinden kastedilen Özbekistan’ın o dönemki Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’a yapılan saldırı ve saldırıyı yapanların Türkiye’de barındırılması. Bu olayın ardından Özbekistan Türkiye’de bulunan öğrencilerini Özbekistan’a geri çağırmıştı ve uzun bir süre boyunca da ilişkiler kötü devam etti.
Bağımsız Türk Cumhuriyetleri hakkında bugüne kadar olan gelişmeler ve işbirlikleri hakkında bir liste verilen söyleşide, belirlenen konular hakkında konuşmak için Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly ile bir araya gelindiğinden ve kendisinin konu hakkında görüşlerini bir başka yazıda paylaşılacağından bahsedilerek konu sona erdirilmiş.
Yazının tamamına ulaşmak için tıklayınız.