Kırk Doğru Cevabı Olan Bilmece

-“Bir bilmecem var çocuklar;
-Haydi sor, sor….
-Çayda, kahvaltıda yenir;
-Acaba nedir, nedir…
….
***
Bizim kuşak hatırlar. TV’nin siyah beyaz döneminde nam yapmış reklamıydı.
Bilmece kültürümüz vardı bizim.
Büyükler küçüklerle bir araya gelir zaman geçirirlerdi. Azerbaycan’da “tapmaca” deniyor ona.
Düşünmeye, aklı zorlamaya yöneltirdi küçük yaştan. Bulamadıysan doğru cevabı, merek da ettiysen köy isterdi buna karşılık.
Az bulduysa, beğenmediyse değiştirirdin verdiğin yeri.
Şu şehir senin olsun der idin. Coğrafya bilgisi gerektirirdi o da.
Zekâyı işletmek demekti tüm bunlar.
Vakit geçirirdin, güler eğlenirdin, patlamazdın içerde.
“Yeni olan her şeyi iyi, eski olan her işi kötü” görenler oturup bir daha düşünsünler bunu.
Kaldı mı şimdi, bilmiyorum.
Merak ediyorum düşünen, uygulayan oldu mu bu zorunlu ikamet döneminde.
Çocuk yanaşır mı ona, elindeki telefonu bırakıp o da ayrı bilmece.
***
Bir nine biliyorum öyle. Fakülteden dönem arkadaşımız. Eğitimci. Teknolojinin imkanını kullanıp uzaktaki torunlarını ekran başına toplayıp masal anlattı. Duyurusunu da yaptı dileyen katılabilir diye. Kutluyorum kendisini.
***
Yeri ve önemi vardı bilmecelerin kültürümüzde, atasözlerimiz, deyimlerimiz kadar. Buraya kadar getirdik sözü madem bir bilmecem olacak bu arada. Bilin bakalım nedir?

Ey bulutlar bulutlar,
Yusuf’u yedi kurtlar.
Ben bir çeşit kuş gördüm
Tepesinden yumurtlar.

Cevabı sonunda olacak yazının. Unutursam hatırlatın.
***
Kalbine oturdu tam da dünyanın, şu “Corona” denen musibet. Tarih nasıl yazacak bunu merak ederim doğrusu. Yaşayan görecek onu. Bilmece kültürü kaybolmaz da kalırsa o zamana “kırk cevabı olan bilmece hangisidir” diye sorulacaktır eminim. O yakışır ya da. Kırk ülke aynı cevabı verecektir. Şöyle sorular belirlesek, soracak olsak söz gelimi;
***
• İnsanları hem uzaklaştıran, hem yakınlaştıran
• Hem birleştiren, hem ayrıştıran
• Görünmeden dünyayı dolaşan
• Hudut, sınır mayın, engel tanımayın
• Dil, din, ırk, coğrafya ayrımı yapmayan
• Yaşlılarda konaklamayı çok seven
• Elinde sopa olmaksızın insanları korkutan içeri kapatan
• Bir ülkeye, bir kıtaya, bir bölgeyle değil, dünyaya meydan okuyan, onu hizaya sokan
• Çin seddini aşan oradan dünyaya taşan
• Kâbe’yi tavafa, camiyi ibadete kapatan
• Baş, başaltı, deste, küçük boy, tozkoparan demeden her sıklette yarışan v.s, vs.
****
Saymadım fazlasını. Kırka tamamlarsınız gerisini siz, daha iyisini bilirsiniz…
Ne olurdu acaba cevabı?
“Corona”, “corona”, “corona”.
Nasıl bir düşman ki uzaklaştırırken, yakınlaştırıyor.
“İnsanlık” ortak kimliğini hatırlatıyor insana.
Ders çıkartılır, ibret alınır mı ki derseniz
“Bugünkü liderlerle bu olmaz” derim
İmkânsız derim hatta…
Test edilmiş ki çerçevelik o sözü söylemiş Mehmet Akif merhum;
***
“ Geçmişten insan hisse kaparmış, ne masal şey
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar,
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi.”
***
Azılı düşman gerek demek ki, her insanın bir insan olduğunu idrak için insanlığın.
Şairin dediği gibi;
***
“Düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın.
Gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın”
***
Görünmeyen düşmanın, görünür kıldıkları bunlar.
“Kurt dumanlı havaya sever” der atalar.
Kimin ne yaptığı önemli böylesi samanda. Kimsenin dışarıda olmadığı zamanda gözlerden, dikkatlerden uzak, nelerin çevrildiğine… Anlaşılacaktır o zaman ders alınıp alınmadığı.
***
Bilmecemizin doğru cevabı “buğday” idi bu arada. Yazımızı hediye ettik bilenlere.
Cahilliğine yansın bilmeyen.
Köy, şehir bağışı işini çıkardık aradan.
Devir o devir değil.
Virüs tehditti altındalar hepsi.
Alacağımız olsun ileride.
İnsanlık olarak tez vakit bu musibetten kurtulmak dileği ile…
Evde kalın…, sağlıcakla kalın…