Yükleniyor...
Kısa zaman önce Çayeli’nde meydana gelen beklenmedik birkaç deprem ile heyecanlanan ve korkuya kapılan Çayeli ve bölge halkı; sonrasında mal ve can kaybına, yaralanmalara neden olan heyelan ile ülke çapında konunun yeniden gündeme gelmesine ve derin endişelere neden olmuştur.
Uzun süreli ve bol yağışın etkili olduğu, nemli iklime sahip olan Karadeniz bölgesi ülkemizde heyelanların en sık ve yoğun gözlendiği bölge olması itibarı ile heyelanların yarattığı sosyal ve ekonomik kayıpların da en fazla olduğu bölgedir.
Ülkemizin jeolojik yapısı ve coğrafi özellikleri nedeniyle heyelan olayları sıkça yaşanmakta ve çoğu kez aynı bölgede tekrarlanarak doğal afete dönüşmektedir. Akma, kayma, düşme ve devrilme gibi farklı hareket mekanizmasında gelişen heyelanlar bölgesel olarak belirgin jeolojik, morfolojik ve fiziksel faktörlerin kontrolü altında meydana gelmektedir.
Ülkemizde doğal afetlerden etkilenen yapılar ele alındığında heyelanlardan kaynaklanan kayıplar %27 ile depremlerden sonra ikinci sırayı almaktadır. Heyelanlardan kaynaklanan hasarların artmasının nedenleri, artan nüfus yoğunluğunun giderek heyelana duyarlı alanlarda bilinçsizce yoğunlaşması, değişen iklim şartları, heyelana duyarlı alanlarda bilinçsizce yapılan yollar ve yanlış arazi kullanımı sayılabilir.
Can ve mal kayıplarına sebep olan Heyelan, Sel ve Taşkın afetinin çok yoğun olarak yaşandığı özellikle Doğu Karadeniz Bölgemizde yanlış arazi kullanımı ve plansız yapılaşma, problemlerin başında gelmektedir.
Doğu Karadeniz bölgesinde engebeli arazi yapısı, bol yağışlı iklim özellikleri, ayrışma, doğal bitki örtüsünün kaldırılarak drenajı olmayan fındık ve çay bahçelerine dönüştürülmesi, kırsal yerleşim birimlerinin dağınık yapılaşması, dağınık yapılaşmaya paralel düşük standartlı ulaşım ağı sistemi, ulaşım ağının drenaj sisteminin olmaması, heyelanların oluşumunu hazırlayan ve tetikleyen faktörlerin başında gelmektedir.
Ülkemizde en fazla sığ heyelanlar Doğu Karadeniz Bölgesinde görülmektedir.
Yağış-heyelan ilişkisi konusunda yapılmış çalışmalarda, özellikle engebeli ve dik yamaçlardaki toprak zeminlerde ve ayrışmış kayalarda aşırı yağışlar sonrası sığ heyelanların yaygın şekilde geliştiği görülmektedir.
Karın ani erimesi veya üzerine yağmur yağması, yamaçları oluşturan malzemelere su eklenmesine neden olur. Bu durumda ise toprak doygun hale gelip ağırlaşarak kendini tutamayarak kayar, ayrıca yamaç içerisinde de zemin taneleri arasında, kayaçların kırık ve çatlakları boyunca su basınçları artarak heyelanları tetiklemektedir. [1]
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yağışın yüksek olduğu bölgelerde doğal orman örtüsünün zamanla çay plantasyonuna dönüşmesi sonucu toprak miktarları ve bazı önemli toprak parametreleri önemli ölçüde etkilenmiştir.
Rize’deki heyelan dağılım haritası ve arazi kullanım haritası, küresel olarak mevcut uydu görüntüleri ve Google Earth görüntüleri kullanılarak hazırlanmıştır. Ayrıca, heyelanların çay bahçelerinde ormandakinden 1,75 ila 5 kat daha fazla meydana gelme olasılığının olduğu bulunmuştur. Ayrıca, daha az yağış, çay bahçelerinde ormandakinden daha fazla heyelan tetiklemektedir. Ayrıca, 48 saatlik yağış çay bahçelerinde 120 mm’yi ve ormanda 160 mm’yi aştığında heyelan alan oranı önemli ölçüde artmaktadır. Ayrıca, dik eğimli alanlarda (eğim açısının 30-40° olduğu yerlerde), heyelanların çay bahçelerinde ormandakinden 3,5 ila 9,1 kat daha fazla meydana gelme olasılığı vardır.
Heyelanların tarihi kayıtları olmasa bile, oldukça yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri ve Google Earth görüntüleri veya alternatif görüntüler kullanarak bir heyelan dağılım haritası oluşturmak ve heyelan duyarlılığını nicel olarak değerlendirmek mümkündür. Dolayısıyla yukarıda bahsi geçen görüntülerin bulunduğu her lokasyonda heyelan değerlendirmesinin kantitatif olarak yapılması imkânı bulunmaktadır. [2]
Japonya’nın Shizuoka Bölgesi’ndeki çay plantasyon alanları ile heyelan riski altındaki alanlar arasındaki ilişki araştırıldı. Bir dizi araştırma, bu bölgedeki çay plantasyon alanları ile heyelan riski altındaki alanlar arasında birçok ortak nokta olduğunu ortaya koydu.
Bu çalışmadan şu sonuçlar çıkarılabilir:
15 dereceden fazla eğime sahip çay plantasyon alanlarının yaklaşık %70’i Shizuoka Bölgesi’nde yer almaktadır. Bu topografik özellik, Shizuoka Bölgesi’ndeki çay plantasyonlarında heyelan olasılığının yüksek olmasının başlıca nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Çay bitkileri, pH’ın 4,0 ile 5,0 arasında değiştiği topraklarda iyi büyür. Bu nedenle ve meteorolojik koşullardan dolayı, çay bitkileri yoğun yağış olayları sırasında erozyona maruz kalabilen kolüvyonlu topraklarda yetişebilir. Çay bitkileri genellikle mevcut heyelan alanlarına ekilir. [3]
Yerleşim yerlerindeki heyelanlarla ilgili olarak karar vericilerin esas aldıkları üç yaklaşım bulunmaktadır (Schuster ve Highland, 2007):
(a) Heyelan aktivitesinden önce ve sonra herhangi bir işlem yapılmaması,
(b) Heyelan meydana geldikten sonra iyileştirme çabalarının başlatılması,
(c) Ciddi hasarlar meydana gelmeden önce heyelanlardan kaçınılması, zarar azaltıcı ve iyileştirici önlemlerin alınması, risk azaltma faaliyetlerinin yapılması.
Doğu Karadeniz’de tarıma elverişli kıyı ve taban arazilerin amaç dışı kullanılması, ormanlık alanlardaki sosyal baskıyı artırmaktadır. Ayrıca taban arazilerinin yerleşim yeri olarak kullanılması, derelerdeki akımın yükselmesi ile birlikte bu alanlarda can kaybı ve yüksek oranda maddi zarar oluşturma riskini daha da artırmaktadır. Kıyı ve taban arazilerde amaç dışı kullanımın yanı sıra dere yatakları daraltılmakta, yatağın içinde yapılan çeşitli işlemler (kum, çakıl alma vb.), yatağın hidrolik özelliklerini tahrip etmekte, derenin munsap bölümünde yapılan hatalı tesisler nedeniyle yüksek akımlar sonucu meydana gelen sel ve taşkınların oluşturduğu zararlar daha da artmaktadır. Doğu Karadeniz’de arazinin yanlış kullanılması sebebiyle kısa süreli şiddetli sağanak yağışlar, can ve mal güvenliği açısından büyük risk oluşturmaktadır. Orman örtüsünün her geçen yıl tahrip edilmesi bu riskin şiddetini artırmaktadır. En fazla heyelan çay arazilerinde meydana gelmiştir.
Jeolojik olarak heyelana uygun yamaçlar üzerinde statik dengenin oluşmasına katkı sağlamakta, yamacın hidrolojik ve hidrolik yapısını koruyarak suyun yamaç üzerinde heyelan oluşturma ihtimalini azaltmaktadır. Orman altında oluşan ölü örtü, kendi ağırlığının 10 katı kadar suyu tutarak suyun yüzeysel akışa geçmesini engellemekte veya pik akım oluşma süresini artırmaktadır. Orman örtüsü, oluşturduğu bol miktardaki organik madde sayesinde topraklardaki ıslanmaya dayanıklı agregat sayısını artırmaktadır. Havzaların orta ve yukarı kesimlerinde bulunan koruyucu orman örtüsü derelerdeki akımının kontrol edilmesi üzerinde önemli etkiye sahiptir.
Toprak koruma yeteneği yüksek olan bitki örtüsünün tahrip edilerek toprak koruma yeteneği az olan türlerin alana getirilmesi sonucunda heyelan olma ihtimali artmaktadır.
Çay tarımı için uygun ekolojik koşullara sahip alanlarda ekolojik dengeyi korumak ve heyelan riskini azaltmak için uygun koruyucu önlemler alınmalıdır. Peyzajı tetikleyen en önemli faktör olan yağışın verdiği zararı azaltmak için fazla su tahliye sistemleri geliştirilerek heyelan riski azaltılabilir. Bu nedenle çay tarımı alanlarındaki orman ağaçlarının yamaç stabilitesine olan olumlu katkısı, bölgenin yerli türleri olan kızılağaç, kayın, kestane, gürgen ve ıhlamur gibi türler kullanılarak değerlendirilmelidir.
Ancak heyelan nedeniyle zarar gören alanlar en kısa sürede iyileştirilmelidir. Bu alanlarda, öncelikle C/N (Karbon/Azot) oranları ayarlanarak üst toprak iyileştirilmelidir. Daha sonra, derin köklü bitki örtüsü kullanılabilir. Ayrıca, insan ölümlerini ve diğer tehlikeli koşulları önlemek için yüksek doğrulukta erken uyarı sistemleri geliştirilmelidir. [4]
Ağaç kökleri toprak profilinin mekanik tutarlılığını sağlamada gerçek bir rol oynar. Ağaç dikiminin ve genç ağaçların kök sistemleri kurmasının uzun vadede heyelan riskini azaltacağını beklemek mantıklıdır.
Ağaçlar toprağın bu hareketini önleyebilir ve yamaçları sabitleyebilir. Hidrolojik olarak ağaçlar suyu tutar ve terletir, bu da topraktaki suyu azaltır. Mekanik olarak ağaç kökleri toprağı sabitler (kök derinliği faktörü) ve bağlar (kök yoğunluğu faktörü).
Kaynaklar:
[1] https://webdosya.csb.gov.tr/db/cem/icerikler/heyelanlar-20211108102144.pdf
[2] https://www.mdpi.com/2073-4441/14/11/1811
[3] https://geomatejournal.com/geomate/article/download/1872/1725/2603