Yükleniyor...
Türkiye Cumhuriyeti nereye gidiyor?
Milliyetçi ya da ulusalcı olmak veya çok milliyetçi, çok ulusalcı olmak(?!)
Bizde siyaset tamamıyla yozlaşmış bir durumun içinde.
Türkiye’de parti sayısını bilemez olduk. Siyasi parti kurmak bitpazarında tezgâh açmak gibi oldu.
Bu durumu en çok sevinerek seyreden eminim Ak Parti Genel Başkanıdır. Çünkü rakiplerin adeta ufalanması sadece kendisine yarıyor.
Siyasette eşeysiz üreme
Oturma bölgesini koltuğa koymak isteyenler eşeysiz üreme yöntemiyle giderek çoğalmaktadır.
(Eşeysiz üreme: Temeli mitoz bölünmeye dayanır. Bu yüzden eşeysiz üreme sonucu oluşan canlılar birbiriyle ve ata canlıyla aynı kalıtsal özellikleri taşırlar.)
Parti kuranlar en milliyetçi, en ulusalcı, en iyi sağcı, en iyi solcu, en dindar, olduğunu iddia ederek yola çıkıyor. Fakat bölünmenin ne vatana ne millete faydası yoktur.
Türk milletine bölünme gerek değil. Bize gerekli olan, birleşerek parti sayısının azalmasıdır. Sayı azalırsa, mevcut partiler büyür. Bunu ben biliyorum da parti kuran ortalama zekâ sahipleri bilmiyor mu?
Elbette biliyorlar. Elbette koltuk tatlı geliyor.
Elbette samimi olanlar yanında talimatla parti kuranlar da vardır.
Mevzubahis koltuk ise gerisi teferruat
“Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır” sözünden yola çıkarsak; yaşadığımız günlerde mevzu bahis koltuk değil mi?
Koltuk uğruna vatan tehlikeli sulara itilmiyor mu?
Herkes kendisinin “en” ve “daha” olduğunu iddia ederken; ülke elden gidiyor.
Parti kuran sayınlar, kendinize gelin.
Birleşin.
Vefat ettiğinizde arkanızdan kötü söyleneceğine, fedakârlığınız için dua edilsin.
Biz bu ülkede mezarına tükürülecek çok insan tanıyacak kadar yaşadık. Sizler onlardan olmayınız.
Bu milletin beka sorunu var, kabul. O halde siz beka sorunu yangınına benzin taşımayın.
T.C. vatandaşları için birlik ve bütünlük zamanıdır.
Ulusalcı, milliyetçi, sağcı, solcu kimliklerimizi cebimize koyalım. Unutalım demiyorum. Zamanı gelince yine sarılın kimliklerinize. Fakat bugün, o gün değildir.
Bugün bir olmak ve birlik olmak zamanıdır.
Demokratik çarelerle bütünleşmek zamanıdır.
Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti için yarın yoktur. Gün bugün, vakit bu vakittir. Şu andan tezi yok parti üremesine son verilmeli ve birleşmeler hızla yapılmalıdır.
Vatan ve milletini sevenlerin bir an bile düşünmeden demokratik yollardan yönetimi ele alma zamanı gelmiş hatta geçmektedir.
Vakit bir yerleri oynamadan iktidara talip olma zamanıdır.
Seçim öncesi başka sonrası başka söylemler yapanlara gerek yoktur.
Tam derenin ortasında başka ata atlayanlara gerek yoktur.
Masalar kurup yıkmaya, milletin istikbalini kişisel hırslara ve oyunlara alet etmeye, dış güçlere hizmetle eş değer hamlelere gerek yoktur.
Türk milleti küllerinden doğar
Sosyal medyada “Türk milleti yıkılmadan var olamaz” gibi provakatif beylik laflar dolaştırılıyor. Korumasını bilmeyenler mi kurarmış o devleti?
Küllerimizden defalarca doğduğumuz doğrudur.
Ama küllerimizden doğmak amaçlı yok olmuşluğumuz asla yoktur.
Ulu önderimizin, “Türk milleti zekidir” dediği bu yüce milletin fertleri böyle bir oltayı nasıl yutar?
Aksakallılar
Sosyal medyada hikâye çok. Türk milletinin “aksakallıları” varmış, düşünüyorlarmış ve nereye gideceğimizi bekliyorlarmış, son anda devleti kurtaracaklarmış.
Bu zokayı yutanların haline acıyorum. (Evet, Aksakallılar geçmişte varmış. Günümüzde olsalardı bugünleri görmezdik.)
Milletimiz üzerinde çok başarılı bir toplum mühendisliği yapılıyor.
Derin devlet
Bu devletin derini varmış.
Bekliyorlarmış.
Bu palavraların tamamı bu milletin demokratik adımlarının önünü kesmek için uydurulmuş şehir efsaneleridir. Bu söylemlerle milletin ruhunda rehavet yaratılmaktadır.
Parça parça bölünmeyi seçenler
Aslında bu bölünme modasına uyanlardır beka sorunu.
Parti kuran iyi veya kötü niyetli insanlar var. Ülkemizde 2007 sonrası olağanüstü yoksulluk ve sıkıntılar yaşanmaktadır. Hızla üreyen partileri kuran sizler, umarım ki bu tarihi görevi üstlenir ve koltuğunuzdan vazgeçecek yürekliliği gösterirsiniz.
Umarım partinizin, arkanızdaki insanların, doğmamış Türk evlatlarının, geleceğini kurtarmak yolunda adım atarsınız.
Bir araya gelecek şeref ve özveriyi gösterirsiniz.
Bu ülkenin başına gelecek her şeyin sorumluluğu iktidarda değil, sizlerdedir.
Sizlerin koltuk hırsıyla bir araya gelmeyişidir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni neredeyse çeyrek asırdır yöneten bir partiye karşı başarılı olma isteksizliğiniz ülkeyi bu hale getirmiştir.
Emekli yaşayamaz hale gelmiştir.
İnsanımız nefes alamaz haldedir.
Sosyal güvenlik sistemi hak sahiplerinden çok fazla kişiye hizmet vererek çökme aşamasına gelmiştir.
Sağlık sisteminde randevu alabilmek, ilaç bulabilmek zorlaşmıştır.
Burada sıralanamayacak kadar çok problem vardır ve yaşanmaktadır.
Çocuk gelinler, erkek çocuklara tecavüz eden eğitimciler, kendi çocuklarına tecavüz eden ebeveyn kılıklılar sayısal olarak haddini aşmıştır.
Ekmek almak için bile kuyruklar vardır.
Çiftçi üretemez hale getirilmiştir. Tarım yakında tamamen bitecek haldedir.
Hayvancılık o hale gelmiştir ki çoğu haneye et girmemektedir.
Süt alamayan aileler vardır.
Eğitim, neredeyse tamamen paralı hâle gelmiş ve kalite tüketilmiştir.
Askerlik fakirlerin yaptığı zorunlu görev haline gelmiştir.
Ormanlarımız tesadüfen(!?) yanmakta ve bir süre sonra oteller dikilmektedir.
Bazı din adamı kılıklı kişiler bilimle bağdaşmayan açıklamalar yapmaktadır.
Ülkemiz toprakları sürekli satılarak Türkiye büyük bir Filistin olmaya koşmaktadır
Geleceğin umudu olan gençlerimiz gelecekle ilgili hayallerini kaybetmiştir.
Vatandaşımız ülkede beslenen ve maaşa bağlanan misafirlerin(?!) yüküyle ezilmektedir.
İktidara hizmet için mi çalışmaktasınız?
Birinci parti olarak çıkan parti bile iktidara karşı mevcut partileri birleştirmek bir yana; erken seçim bile istemiyor. Son açıklamasında Sayın Özgür Özel 2025 Kasım’ı işaret etmiştir, neden?
Tüm partilerin acilen bir araya gelme ve birlik olma zorunluluğu vardır.
Herkesin diğerlerinin kendi ayağına gelmesini beklemesi, kendi çatısı altında toplanmasını beklemesi, vatana ihanet edenlerle aynı çizgiye gelmek demek değil midir?
“Ben büyük askerdim”, “Ben profesörüm”…
“Ben en çok oy alan partiyim herkes bana gelmeli” düşünce ve söylemleri kibirdir.
Acizliktir.
Dar kafalılıktır.
Erdemsizliktir.
Koltuk sevdasıdır.
Bu ülkede kötü bir şey olursa bu millet iktidarı değil, önce sizi rezil edecektir.
Sayın Cumhurbaşkanı ile Sisi bir araya geldi mi?
Suudi Prensi ile bir araya geldi mi?
Miçotakis ile bir araya geldi mi?
Siz onlardan daha mı kötü konuştunuz diğerlerine?
Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti muhalefetini arıyor.
Sesimi duyan var mı?