Yükleniyor...
Dün, 3 askerimizin, bölücü terör örgütü PKK/KCK teröristleri tarafından, Yüksekova çarşısında güpegündüz, kahpece sırtlarından vurularak şehit edilmesini nefretle ve şiddetle lanetliyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailesi, yakınları ve Türk Milletine başsağlığı diliyoruz.
Bölücü teröristlerin hunharca işlediği bu son cinayet, “Barış süreci”nin ne olduğunu, neye yaradığını açıkça ortaya koymaktadır. Türk Milleti; “Akan kan dursun”, “Şehitler gelmesin”, “Barış olsun” aldatmacaları ve Oslo-İmralı mutabakatlarına göre “çatışmasızlık” tuzağına düşürülerek devletimizin eli kolu bağlanmıştır. Bölgede, ayrı bir “özerk yönetim” kurulması için inisiyatif PKK/KCK’ya terk edilmiştir. Basında yer alan haberlere göre, PKK/KCK Cizre’de resmen özerk olduğunu ilân etmiştir. Bu, devleti ve vatanı bölen meydan okumaya karşı ne denileceğini, “Barış süreci”nin gereği sayılıp sayılmayacağını bekleyip göreceğiz.
Yüksekova şehitlerimiz üzerine yetkililerin yaptığı açıklamalar, endişelerimizi artırmıştır. Şöyle ki:
Başbakan, cinayeti “karanlık güçlerin”, İçişler Bakanı “yüzü maskeli 2 kişinin” işlediğini açıklamaktadır. Genelkurmay ise; aynı gün 18.00’de yaptığı açıklama ile: “Bölücü Terör Örgütü mensubu silahlı üç terörist tarafından; 25 Ekim 2014 günü saat 16.00’da, Hakkâri İli Yüksekova ilçe merkezinde düzenlenen silahlı saldırı sonucu, bir Uzman Jandarma Çavuş ve iki Jandarma Er şehit olmuştur” şeklindeki açıklamayla cinayeti işleyen hainlerin adresini vermektedir.
Görüldüğü gibi Başbakan ve İçişleri Bakanı hain saldırıyı yapanların adını bile söylemiyor. Ürkeklik ve çekingenliğin sebebi, herhalde her zaman olduğu gibi “Barış süreci” zarar görmesin içindir. Demek ki, bu süreç cinayet işleyenlerin adını bile söylemeye manidir. Türk Milletinin uğradığı bölücü terör saldırısı karşısında en büyük zaaf, bu zihniyet olsa gerektir.
İktidar, ülkemizin bölüşülmesi sonucunu doğuracağı açıkça belli olan bu ihanet sürecine, acilen son vermelidir. Aksi takdirde daha da çok kan ve gözyaşı akacak, daha da çok şehit gelecek, barış değil iç savaşa sürükleneceğiz. Terörün sona erdirildiği 2002’den günümüze kadar geçen zaman aleyhimize işlemektedir, bu görülmelidir.
Bu vesileyle çağrımızı bir defa daha tekrarlamak isteriz: İktidar, ülkemizin bölüşülmesi sonucunu doğuracağı açıkça belli olan bu ihanet sürecine, acilen son vermelidir. Aksi takdirde daha da çok kan ve gözyaşı akacak, daha çok şehit gelecek, barış değil iç savaşa sürükleneceğiz.
MİLLİ DÜŞÜNCE MERKEZİ