Güvenilmeyen siyaset… Sadi Somuncuoğlu yazdı

26 Mayıs 2018 Herhalde temel meselemiz bu, güven buhranı. Proje yapsak bu sonucu alamazdık. Nasıl başardık anlayan beri gelsin! Unvanları yönetici, siyasetçi, uzman, kanaat önderi ne olursa olsun, fark etmez; hâkim manzaramız böyle. Güven erozyona uğrayınca, değerler, kavramlar, kurumlar, haklar, görevler ve sorumluluklar anlamını yitiriyor. Bataklığa düşmüş gibi, birbirimizi kolundan bacağından çekip, başına bastırıp, üste […]


Paylaşın:

26 Mayıs 2018

Herhalde temel meselemiz bu, güven buhranı. Proje yapsak bu sonucu alamazdık. Nasıl başardık anlayan beri gelsin! Unvanları yönetici, siyasetçi, uzman, kanaat önderi ne olursa olsun, fark etmez; hâkim manzaramız böyle. Güven erozyona uğrayınca, değerler, kavramlar, kurumlar, haklar, görevler ve sorumluluklar anlamını yitiriyor. Bataklığa düşmüş gibi, birbirimizi kolundan bacağından çekip, başına bastırıp, üste çıkmaktan başka bir şey düşünmüyoruz. Böyle bir 16 yılı ne gördük, ne duyduk!

Bir ay sonra seçimler yapılacak. Döviz dizgin tutmuyor. Ekonomide deprem var. Bazıları “Biz Türk lirasıyla alış veriş yapıyoruz, dövizle işimiz yok, bu dar gelirliyi pek etkilemez; zenginler düşünsün” diyor. Sağ olsunlar da, elin adamı samanı, mercimeği, nohudu, eti Türk lirasıyla satmıyor; döviz istiyor. Mazota, benzine, elektriğe, doğalgaza, gübreye zam üstüne zam geliyor. Eczanelerde kanser ilaçları bulunmuyor. Neden? Belli değil mi?

Türkiye tam anlamıyla güven bunalımı içinde. Bunun sebeplerini bilmeyen yok. Nasıl yönetilirseniz, sonuçlar da öyle olur. Hayatın kanunu bu. Ama gel de bütün bunları iktidara anlat! Mümkün değil. Doların çıldırdı mı, sorumlusu kendileri değil; dış mihraklarmış. Hâlbuki hesap çok açık; aritmetik gibi.

Eğer sizin politikanız yanlış, ilim ve kurallar rafa kaldırılmış, ülke yıllardır OHAL altındaysa, orada duracaksınız. Çünkü orada güven buharlaşır, yok olur. Sonra yıllardan beri süren cari açık, yüksek dış borç, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, gelecekteki kaynakların bile üretime değil de inşaata harcanması, vergi başta olmak üzere yapısal reformlar gibi asıl sebeplere bakmak gerekir. Emirle, pansuman tedavisi ile döviz düşmez.

Şu dış mihraklar meselesi de böyle. Siz onlara müsait ortam hazırlarsanız, kapıdan kovsanız bacadan girerler. Fırsat, bu fırsat derler; sömürdükçe sömürürler, sömürgeleştirirler. Görevleri budur. Siz de görevlerinizi yaparak, meydanı onlara bırakmasaydınız. Yıllardır ibra ve güç almak adına, memleketin mahremlerini, sırlarını, onlara açmadınız mı? Türkiye’yi “dönüştürme” saplantısıyla devleti devlet, milleti millet yapan değerlerle uğraşıp, “federasyon 2023’ün konusu olacak” diyerek, onları stratejik ortak yapmadınız mı?

Seçim çalışmaları hız kazandı

Herkesin merakı 24 Haziran’da ne olacak? Eskiden tecrübeli siyasetçilere sorulurdu. Şimdi buna ihtiyaç kalmadı. Kamuoyu yoklamaları, doğruya en yakın cevabı buluyor. Ancak sonuçlar doğru açıklanabilirse. Mediar’ın, yüzde 1,5 hata ile 4268 denek üzerinde yaptığı 22-23 Mayıs’ta sonuçlanan araştırmasına göre: Partilerin aldığı oylar şöyle: (Kararsızlar dağıtılınca) AKP yüzde 39,61- MHP yüzde 5,31-İYİ PARTİ yüzde 17,60-CHP yüzde 22,61-HDP yüzde 11,39-Saadet yüzde 2,29-BBP binde 0,71-VP binde 0,49

Cumhurbaşkanlığı seçiminde: (Kararsızlar dağıtılınca) Recep Tayyip Erdoğan yüzde 43,50-Muharrem İnce yüzde 22,20-Meral Akşener yüzde 19,31-Selahattin Demirtaş yüzde 12,79-Temel Karamollaoğlu yüzde 1,61-Doğu Perinçek binde 0,60

Bu sonuçlar göre, Erdoğan ile Akşener kayda değer bir oranda partisinden daha fazla oy alıyor. CHP ve İnce kemikleşmiş yüzde 25 oyun üç puana yakın altına düşüyor. Burada oranlar önemli olmakla beraber, daha ziyade seçmen temayülüne; artıya doğru mu, eksiye doğru mu bir yöneliş var bunu dikkate almak gerekir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda sonuç yok. İkinci turda Erdoğan hangi adayla yarışmak ister? Bu önemli; çünkü eskiden fısıltı gazetesi ne diyor diye bakılırdı. Şimdi, buna ilaveten çok daha şeffaf, yazanı, konuşanı belli olan sosyal medya var. Burada Erdoğan’ın İnce’yi tercih ettiği görülüyor. Bu durumu, iktidara bağlı TV ve gazete yayınlarında da görmek mümkün. Demek ki Erdoğan İnce’yi tercih ediyor. Zira, Akşener’le MHP kongrelerinden itibaren uğraştı, Fetö’cü dendi, yıpratamadı, aksine güçlendirdi. Ama, İnce’yi, farklı görüyor olabilir.

21 Mayıs’ta NTV’de İletişim Uzmanı Ali Saydam’ı dinledim. Özetle diyor ki, Erdoğan birinci turda seçilir, ama Muharrem İnce ikinci tura kalırsa, kendisiyle HDP’nin pazarlık yapacağını düşünüyorum. CHP buna çok müsait. HDP isteklerinin tamamına yakınının karşılanacağını düşünüyorum. Stratejik açıdan kritik olan, CHP’nin başına ciddi sorun yaratabilecek duruma gelebileceklerini tahmin ediyorum.

Evet, seçim yaklaştıkça, hesaplar da hassaslaşıyor. Erdoğan, İnce’ye göre hazırlanıyor. Muhalefet oyları ikinci turda İnce veya Akşener, hangisi kalırsa onu destekleyecektir. Burada önemli olan, seçime iştirak ve tercih açısından hangisi daha şanslıdır; ona bakmak lazım.

Irak seçimleri ve Türkmenler

Irak seçimleri tam bir rezalet. Kerkük Türklerinden Cüneyt Mengü yazıyor. Türkmen aşiretlerinde bile KYP kazanmış(!) Türkmen aşiret reisi, “200 oyumuza karşı 16 oy yazdılar” diye feryat ediyor. Türkmenler isyan halinde, infialler devam ediyor. Ama arkasında Türkiye görünmeyince, itirazları dikkate alınmıyor. “Mukteda Sadr’ın önderlik ettiği milliyetçi Sadr akımıyla, Irak Komünist Partisi arasındaki ittifaka dayanan Sairun koalisyonu seçimi 55 sandalye ile birinci sırada kazandı. Kutlama gösterilerinde “Bağdat özgürdür! İran defol, defol!” sloganları atıldı. Sonuçta, İbadi’nin liderliğinde dörtlü bir koalisyonun kurulma ihtimali yüksek.

Yazar

Sadi Somuncuoğlu

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar