Yükleniyor...
Yaşadığımız çağ, bir çeşit imajların ve görsellerin zihnimize yaptırdığı bombardıman çağı. Öyle olmasa Hasan amcanın kıraathanesine çay içmektense Zuckerberg’in uygulamasında arkadaşlarımızla Starbucks kahvesinin kapağını niye atalım ki? Ya da Starbucks’ın yan sanayi ürünlerini. Malum her yerde onların sayıları artıyor ya. Siz de görmüşsünüzdür.
Instagram’da atılan bir hikaye var. Bakıyorsunuz ve o da ne? Kahvenin kapağı ve filtreli fotoğrafa eşlik eden bir emoji…
İşte imaj tam da burada başlıyor. Şimdi size ufak bir sosyal deneyden bahsedeyim.
Yaklaşık on ile on beş kişiyi bir yere koydunuz. Bu insanların yaş ortalaması 20-25.
Elinizde ise 5 farklı görsel var. Yaklaşan seçimler için tepkileri görmek istiyorsunuz. İdeolojik bu görselleri art arda gösterdiniz. Küçük bir gruba dediniz ki, ‘’Herkes elindeki deftere gördüğü her görsel için tek bir kelime ifade etsin.’’
Gruplar çıkan görsellere göre bir kelime ile ilk akıllarına gelenleri yazdılar.
Daha sonra yine aynı yaş bandında bir genç hanımların oluşturduğu gruba aynı talepte bulundunuz. Onlar da ilk akıllarına gelenleri yazdılar.
En son bu faaliyet bitti ve elinizdeki çıktılara bakıyorsunuz. Adana doğumlu bir erkek orak çekiç görseline, ‘’köy’’ demektedir. Diyarbakır doğumlu bir erkek ise, ‘’özgürlük’’ kelimesi ile bu durumu ifade etmektedir. Diğer bir görsel olan Bozkurt figürüne ise Trabzon doğumlu erkek, ‘’Türklük’’ derken, Muğla doğumlu başka bir erkek ise bu resimdeki çağrışımı yazmak istememiştir.
Alın size veriler…
Şimdi sakın ola Muğlalı erkekler bozkurt görünce susuyor, Diyarbakırlı erkekler orak çekiç görünce özgürlüğü çağrıştırıyor demeyin. Genelde böyle oluyor çünkü. Meşhur girişler vardır ya, Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre…
Peki ya hangi Amerika?
Oklahoma’ nın sonuçları çok farklıdır. Wisconsin çok farklıdır. California ise bambaşkadır. Bu tarz çıktıların kategorileri ve ince detaylarına girersek çok farklı sonuçlar elde ederiz. Örneklemlerin zenginliğine veya -fakirliği demiyorum- azlığına göre yapacağınız yorumlar değişecektir.
Tabi bu verilerin bilimsel açıdan incelenmesi, yorumlanması ve detaylandırılması İstatistik ve Psikoloji gibi bilim dallarının uzmanlarıyla yapılırsa eminim hem ülkemizdeki imajlar daha iyi görülmüş olur hem de siyasi partiler bu çıktılardan elde ettikleri sonuçlarla her şehirde aynı cümleleri, aynı vaatleri vermezler.
Keza Manisa ilimizin gelecek beklentisi ile Bursa ilimiz arasında fark olduğu gibi İç Anadolu ve Karadeniz bile birbirinden farklı cevaplar verecektir. Böyle bir durumda Siyaset, zaman zaman yapay zekadan çıkan değerlendirmeleri baz almalı ve atacağı adımları ona göre şekillendirmelidir.
Bazı ülkelerde de böyle olmuştur. ABD’nin Başkanlık seçim kampanyasında sosyal medyanın önemi anlaşılmış ve bu doğrultuda reklamlar yapılmıştır. Bu durumu Türkiye üzerinden de örnekleyebilmem mümkündür. Keza, Google Trends üzerinden arattığım sonuçlara göre 2018 Genel Seçimleri sırasında Manisa ilinde AK Parti’nin birinci sırada, CHP’nin ikinci sırada, İYİ Parti’nin üçüncü sırada olması beni hiç şaşırtmamıştır. Keza, iktidar veya muhalefet fark etmeksizin ilk defa oy kullanacak olan kalabalık akran grubumun oylarını almak için yapılan yatırımlar, söylemler, vaatler ve reklamlar artık siyasi partilerin ‘’analitik imaj yönetimine’’ yöneldiklerini gösteren detaylardan biri. Sosyal medya tek başına güçlü bir bilgiler silsilesi sunmaz fakat buradaki seçmeni anlayabilen siyasi partilerin seçimlerden başarıyla çıkabilmesi son derece yüksektir.
Lisans bitirme tezi için imaj konusunu seçen ben, başlangıçta imaj ve bildirim bombardımanı hakkında bir yazı yazmayı düşünmüştüm. Yaklaşan seçim ve şahsıma yöneltilen, ‘’Seçimi kim kazanır?’’ sorularının o çıldırtıcı meraklarını böylece boş da bırakmak istemedim. İmaj ve bildirimlerin kafamızda havan topu gibi düştüğü yazıyı da sonraki yazılara bekleyin artık.
Beklerken şunu da düşünün.
Bir kahve seçim kazandırabilir mi?