Yükleniyor...
Değerli MİSAK okurları,
Yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana, vizyonumuz ve misyonumuzdan ödün vermeden Türk milletinin meselelerini akademik, strateji ve politik açılardan değerlendiren pek çok yazının sizlerle buluşmasını sağlıyoruz. MİSAK bugün, takipçileri 100.000’i aşan bir internet varlığına sahiptir. Şüphesiz bu büyümede en büyük teşekkür, siz kıymetli okurlarımızın hakkıdır. Değerli katkılarınız bizlere güç vermektedir.
Bilindiği gibi Ermeni saldırıları, her 24 Nisan’da tekrarlanmaktadır. 24 Nisan 1915’de Türk ordularının 7 cephede savaşmasını fırsat bilen isyancılar, bir yandan ordularımızı arkadan vururken öbür yandan savunmasız kalan masum sivilleri barbarca katlediyordu.
Devletimiz bu ihaneti ve katliamı organize eden elebaşlarını bir bir yakalayıp 24 Nisan’da Sivas Cezaevi’ne koydu. Bunun için Ermeniler, her 24 Nisan’ı intikam günü ilân etti.
Bunu takiben 17 Mayıs 1915’de Ermeni çeteleri 80 bin Müslüman katletti, Van düştü.
Bunun üzerine isyancı ve katliamcı unsurların savaş bölgelerinden uzaklaştırılmasına karar verildi. “Sevk ve İskân” kanunu çıkarılarak, Ermeni çeteleri Suriye vilayetimize taşındı ve yerleştirildi. Emperyalistlerin vadettiği “Ermeni Devleti” hayali suya düştü.
Bilanço ağırdı: Meşru bir devlet olan Osmanlı’yı parçalamak üzere 1860 Zeytun İsyanı ile başlayan silahlı Ermeni saldırıları 1920’de Gümrü Anlaşması’yla sona erdi. Mesele burada da bitmedi, 1973-85 yıllarında ASALA terör örgütü, Batı ülkelerindeki diplomatlarımız ve elçilik mensubu 43 vatandaşımızı şehit etti
Ermeni saldırganlar, 1992’de kardeş Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ ve 7 ilini işgal edip, Hocalı ’da soykırım yaptı. Bu dönemde Türkiye, İran ve Azerbaycan’da 2 milyon 450 bin Türk şehit edildi. Batı Anadolu’ya göç etmek zorunda kalan 1.5 milyon Türk’ün, 500 binden fazlası yolda hayatını kaybetti.
Bugün hâlâ Ermeni saldırıları devam ediyor; emperyalistlerin güdümünde, siyasi alanda sürmektedir. Alenen Türkiye’den toprak, tazminat ve özür beklenmektedir.
Bu seneki 24 Nisan, Yahudi lobisinin ve İsrail’in de desteğiyle yeni bir boyut kazanacaktır. Bazı üniversite ve bilim adamlarına hazırlatılan kitaplarla, yalan ve iftira saldırıları devam edecektir. Oysa 1860’dan beri saldıran Ermeni, terörü seçen Ermeni, insanları katleden ve soykırım yapan Ermeni, devlete ihanet eden Ermeni; buna karşı vatandaşlarını, topraklarını ve kamu düzenini korumaya çalışan hep meşru Türk devletiydi.
Tüm bu sebeplerden ötürü Millî Strateji Araştırma Kurulu (MİSAK) olarak bu millî davayı yakından takip etmeye çalışacağız.
Kıymetli okurlarımız;
Bu sene, 1 Nisan’dan itibaren, ay boyunca MİSAK’ta yayımlanacak yazılarda, Ermenilerin 149 yıldır süren “Türk katliam ve soykırımı”na öncelik veriyoruz. Türk milletinin egemenliğine ve medeniyetine yapılan saldırılara karşı demirden bir yumruk olmak adına, haklının hakkını teslim etme şuuruyla kaleme alacakları yazılar için yazarlarımıza ve bizleri takip ederek manevi desteklerini esirgemeyeceğine inandığımız siz okurlarımıza peşinen teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.