Yükleniyor...
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), 12 Ekim Cumartesi günü internet sitesinden yukarıdaki fotoğrafı paylaştı.
Fotoğrafta, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) logosu ile birlikte Yahudi dinî sembolleri görülüyor. Öne çıkan semboller arasında Davut Yıldızı, bir Şofar (koç boynuzundan yapılma üfleme aleti) ve açık bir dinî metin (muhtemelen Tevrat veya dua kitabı) yer almakta. Yahudi Yeni Yılı’nda (Roş HaŞanah) ve Yom Kipur’da kullanılan şofar, bağışlanma ve içsel bir arınmayı sembolize eder. Fotoğraftaki İbranice yazıda “Gmar Chatima Tova” ifadesi yer almakta olup, “İyi bir son mühürleme” anlamına gelir. Bu ifade, Yom Kipur döneminde insanların kaderinin Tanrı tarafından yazılmasını ve bağışlanma dileklerini ifade eder. Yom Kippur’da düzenlenen ağıtların içerisinde geçen “iyilik, mühür ve dilek” kelimelerinin bulunduğu dua, esasen yok oluşun ve yeniden istenen dirilişin arzulandığını da içinde barındırır. 1897’de Basel’de Siyonizm’in fikri temelleri ilk kez Aşkenazi Yahudi Cemaati’nden kongreye katılan 200 delegeye T. Herzl tarafından aktarılırken “Gmar Chatima Tova” ifadesi açılışın ilk cümlesi olarak sarf edilmiştir. Bu cümlenin söylenmesiyle istenen ilahi vurguda 29 Ağustos 1897’nin Tanrı’nın Yahudileri tekrardan dirilteceği güne dek af dilemek için Tanrı tarafından kendilerine vaat edilen topraklarda egemen olma sürecinin başladığının politik imajı ele alınmıştır. Siyonizm’de merkez yaratıcı kabul edilen “Yahve (diğer adıyla Yahova)” için ilk yakarışın 29 Ağustos 1897’de başladığı da böylelikle bu cemiyetin kabul ettiği bir gerçektir, bu tarihten önceki her Musevi-Yahudi hamlenin yalnızca timsah gözyaşları olduğu vurgulanır.
Bu semboller, Yahudiliğin eskatolojik inançlarıyla bağlantılıdır. Şofar, özellikle Mesih’in gelişi ve kıyametin yaklaştığına dair bir işaret olarak kabul edilir. Yalnız bu İslam mitleri içerisinde yer alan Melek İsrafil’in Sur’a üflemek suretiyle Rabbin buyruğunu tecelli ettirmesi durumuyla benzerlik göstermemektedir. Yahudilikte şofar sesi, Tanrı’nın gücünü ve insanları uyandıran bir çağrıyı temsil eder. Bu bağlamda, CENTCOM’un bu sembollerle verdiği mesaj, dinî ve spiritüel bir yenilenme ya da kıyametle ilişkilendirilen derin bir olayın sembolik bir yansıması olabilir. Şofarın sembolizmi, insanların Tanrı’ya dönüş yapmasını ve tövbe ederek arınmasını çağrıştıran bir anlam taşır. Diğer bir deyişle Şofar’a af dileme ile diriliş arasında kutsal bir mana yükleyen Siyonizm Hareketi, bu sembolü Yom Kippur afişlerinde daha önce kullanmaktan imtina etmiştir. Yalnızca lokal cemaat ve cemiyetlerinde özellikle Safarad Başhahamlığı TelAviv’de Aşkenaz Başhahamlığı ile radikal bir zıtlaşma dolayısıyla yalnızca Yom Kippur’un ilk günü sembolik olarak işaretin anımsatılmasını karar kılmıştır. Ülkemizdeki Diyanet İşleri Başkanlığı vasıtasıyla Müslüman cemaatin ülke içerisindeki iman süresince icra ettiği vakitleri ve faaliyetleri İsrail’de özellikle devlet kanalıyla düzenleyen bir kurum yok, kurumlar vardır. Aşkenaz Başhahamlığı da bu cihetle Rabanut makamının gerekliliği dâhilinde inançlı kimselerin gösterdiği Musevilik çerçevesindeki vicdani uyarılarına ve resmî ikazlarına göre kararlarını düzenlemektedir.
CENTCOM’un Yahudi dinî sembollerini içeren bir paylaşım yapması, bölgedeki siyasi ve dinî hassasiyetlere dikkat çekmektedir. Orta Doğu’daki Yahudi topluluklarına ve İsrail’e verilen stratejik desteğin sembolik bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. ABD’nin İsrail ile olan yakın ilişkileri göz önüne alındığında, bu fotoğraf bir iyi niyet mesajı ve bölgedeki Yahudi halkıyla dayanışmayı ifade edebilir. Aynı zamanda, CENTCOM’un bölgedeki misyonlarının dinî ve kültürel hassasiyetleri gözettiği bir mesaj olarak da yorumlanabilir.
Bu tür paylaşımlar, sadece askerî değil, diplomatik ve kültürel anlamlar da taşır. CENTCOM’un bu hareketi, bölgede yaşayan Yahudilere yönelik bir destek mesajı olabilir ve bu semboller üzerinden bölgeye verilen önem vurgulanmaktadır. Özellikle Orta Doğu’daki jeopolitik dengeler göz önüne alındığında, bu tür sembolik tarafgir jestler ABD’nin bölgedeki gölge ve ruhu çoktan satın alınmış müttefikleriyle olan ilişkilerini güçlendirme amacı güdebilir. Ancak unutulmaması gerekir ki US CENTCOM daha önce doğrudan Yahudi dinî sembollerini (özellikle şofar veya Davut Yıldızı gibi) içeren bir görsel paylaşmamıştı. Ancak ABD’nin İsrail ile stratejik ve askerî iş birliği uzun süredir güçlü bir şekilde devam etmektedir. 2021’de CENTCOM, İsrail’i resmen kendi operasyon alanına (AOR) dahil etti ve bu adım, ABD’nin İsrail ile askerî koordinasyonunu artırma niyetini vurguladı. Bu yeniden yapılanma, İsrail’in güvenliğine yönelik ABD’nin “sarsılmaz” taahhüdünü de pekiştirmişti.
Bu bağlamda, CENTCOM’un dinî semboller içeren bir paylaşımı, ABD’nin İsrail’le sadece stratejik değil, aynı zamanda kültürel ve dinî bağlamda da derin bir ilişki sürdürdüğünü politik gözlerin içine sokmak suretiyle göstermektedir. Bölgedeki gerilimler göz önüne alındığında, bu tür semboller Orta Doğu’daki diğer aktörler tarafından sembolik bir mesaj olarak algılanabilir. Özellikle ABD’nin İran gibi bölgedeki diğer güçlerle ilişkilerindeki hassasiyetler düşünüldüğünde, bu tür sembolik jestler, ABD’nin İsrail’e verdiği desteği daha geniş bir dinî ve eskatolojik çerçevede de değerlendirilebilmesi açısından birincil öncelikteki kaynak niteliği taşımaktadır.
Sonuç olarak, fotoğraf eskatolojik bir anlamda ruhsal yenilenmeye ve Tanrı’ya dönüş çağrısına, Siyonizm’e göre hakiki yakarış gününden bugüne uygulanan tavırların, yakarışın bir parçası olduğundan ve artık yeniden dirilişin arzulandığına işaret ederken, siyasi anlamda da bölgesel ilişkileri ve ABD’nin İsrail ile olan stratejik ittifakını pekiştiren bir gönderme, açıkça tarafgirliğini belirttiği en gerçek hamle olarak yorumlanabilir.
Musevilikten kopan Fırat ve Sina arasında kümelenmeyi tercih eden Siyonizm ile Kitab-ı Mukaddes’i yeniden yorumlayan, Avrupa’da Protestan ve Luterci görüşün gelişmesine ön ayak olan Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’nın izlekçilerinin (Dört Evanjelist) ilahî barışı yeryüzünde tesis etmek için Yahve’ye (Yahova) atfedilen görüşlerde mutabık olduklarına bu mesaj ile kanaat getirilebilir. Lâkin “Hristiyanlara göre Tanrı’nın oğlu Hz. İsa’yı ifşalamak suretiyle çarmıha gerdiren Yahudiler, bugün nasıl oldu da Yahve’yi İsa’dan daha üstün tutmak konusunda Evanjelist Hristiyan otoriteleri ikna edebildi?” düşündürürken ürperten bir nokta. Belki de soru esasında bir cevaptır.