Paradigma soslu Atabeyler

Milletimiz geçmiş tecrübeler ışığında Zafer Partisi ve Genel Başkanı Sn. Ümit Özdağ'a yapılanların aslında onun nezdinde Türk milletine yapıldığının farkında.


Paylaşın:

2006’da bir soruşturma başlatıldı.

Bu soruşturma neticesinde “Ergenekon” sürecini başlatan “Atabeyler Davası” açıldı. Davanın hedef aldığı bir isim vardı: Murat Eren. Murat Eren, Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli bir kara pilot yüzbaşıydı. Davanın açılma gerekçesi ise “Casusluk”, “Patlayıcı madde bulundurmak”, “Terör örgütü kurmak ve yönetmek”ti.

Bu dava çok önemliydi. Çünkü Türk milletinin refleksleri ölçülüyordu. Eğer halktan yeterli tepki gelmezse yapacakları saldırıların dozu artırılacaktı. Nitekim öyle de oldu. Halk, bu davaya gerekli ilgi ve alakayı göstermedi. Gösterenlerin önemli bir kesimi de sesini duyuramadı. Aynı zamanda öyle bir hava estiriliyordu ki ses çıkaranı dinleyecek kimsecikler de yoktu.

Sonrasında “Casusluk” diye dava açan asrın ihanet şebekesi FETÖ, Atabeyler davasına ses çıkarmayan ahaliden aldığı güçle ve dönemin iktidarının “ne istedilerse vermesiyle” Ergenekon, Balyoz ve diğer kumpaslar için ortamın hazır olduğuna karar verdi.

Yıllar sonra bu davaların FETÖ kumpası olduğu net bir şekilde ortaya çıktı ve kumpaslar çöktü. Çöktü ama bu davalar neticesinde 15 Temmuz’un da önü açılmış oldu. Davanın açılma gerekçelerinin de hâliyle kumpas ürünü olduğu görüldü.

Aradan geçen onca zaman ve çekilen çilelerden sonra Murat Eren’e “Neden sen hedef alındın diye” soruldu. Eren, ibretlik bir cevap verdi. Hedef ben değildim. Türk ordusuydu. Ben olmasaydım bir başkası olacaktı. Önemli olan bu davanın şahıs olarak kime açıldığı değil ne için açıldığıydı…

Evet o Atabeyler davası, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve saldırıların başlaması için gerekli nabzın ölçülmesi adına, Türk milletine karşı açılmıştı. Sonrasında da genişletilerek sözde “Ergenekon davası”na bağlandı. O davanın açıldığı tarihten bu yana tam 19 sene geçti. Dile kolay öyle değil mi?

Şimdi tarih yine tekerrür ediyor!

Önce Zafer Partisi Genel Başkanı Sn. Ümit Özdağ’a, Mehmetçik Katillerine Af Yok mitingleri çerçevesinde Antalya’da yaptığı bir konuşmadan dolayı soruşturma açıldı. Gerekçesi de Cumhurbaşkanına hakaret. Fakat konuşma dinlenildiği zaman görülüyor ki herhangi bir hakaret yok. Bir durum tespiti yapılıyor. Kaldı ki bugünkü ilk duruşma neticesinde Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasından beraat etti. Sonrasında bununla da yetinilmiyor “halkı kin ve düşmanlığa nefret suçu” iddiası eklenerek 2020’den itibaren attığı tivitler üzerinden soruşturma genişletiliyor. O da yetmiyor geçen yıl Kayseri’de yaşanan üzücü hadiselerden, Sn. Ümit Özdağ ve Zafer Partisi sorumlu tutuluyor. Fakat garipliğe bakın ki Kayseri emniyeti tarafından hazırlanan rapor 21 Ocak 2025 tarihli. Fakat gözaltı 20 Ocak 2024’te yapılıyor… Bu bizim izlediğimiz bir filmin kötü bir kopyası.

Aynı tarihlerde CHP Gençlik Kolları Başkanı, kendi sayfasında propaganda birimlerinin hazırladığı bir gönderiyi RT ettiği için ifadeye davet ediliyor. Paylaşılan videoyu seyredince yine görülüyor ki meclis kayıtlarına bile geçmiş konuşmaların video kolajı hâline getirilmiş bir çalışmadan başka bir şey değil. İfadeye çağrılan kişinin esamesi bile okunmuyor. Tek yaptığı şey RT etmek.

CHP Gençlik Kolları Başkanı ifadeye çağırılınca bu sefer İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir programda Gençlik Kolları Başkanına sahip çıktı. Yaptığı konuşmada herhangi bir tehdit ve suç unsuru bulunmuyordu. Fakat jet hızıyla ona da bir soruşturma açıldı. Konuşmasını dinleyince burada tehdit var demek için konuşmayı bağlamından koparmak lazım.

Ne kadar açık değil mi?

Yine, Türk milletinin refleksleri ölçülüyor.

Sürekli yargı yolu ile muhalif siyasileri doğrudan sindirmek için hukuk alet ediliyor.

Neden yapıyorlar peki bunu?

Çünkü adına “paradigma” dedikleri yeni saçılım sürecinde önlerinde kimse olsun istemiyorlar. Toplum korkup sinsin istiyorlar!

Tıpkı 2009’da yaptıkları gibi…

2009’da başlayan ilk çözülme süreci öncesinde Ordu’nun tepkisinden çekinenler, Atabeyler davası ile başlayan isimli bir dizi kumpas ile Türk ordusunu rehin almaya çalışmış ve sözde çözüm sürecinin önüne geçmeye çalışanları bertaraf etmeye çalışmışlardı. Bunu yapan alçak terör örgütü FETÖ idi. O dönemler hukuku baskı aracı olarak kullanıyorlar itiraz edenlere de hukuk var diyorlardı. Peki, hâl böyleyken bugün açılan soruşturmaların nedeni ne?

Hukukun bu şekilde kullanılmasının nelere sebebiyet verdiği görülmüyor mu? Hiç ders alınmıyor mu?

2025 yılında yeniden açılım süreci, paradigma sosuna batırılarak gündeme getiriliyor ve bebek katili affedilmek isteniyor. Türk milleti de buna itiraz ediyor.

Mevcut durumda bu itirazı organize eden partilerden birisi olan Zafer Partisi Genel Başkanına yapılan soruşturmayı ve hukuksuz bir şekilde gerçekleşen tutuklamayı nasıl değerlendirmek gerekiyor?

Şimdi ben soruyorum: 2006’da yapılmak istenin aynısı tekrar yapılmaya mı çalışılıyor?

Yeni “Paradigma soslu Atabeyler” soruşturmaları toplumu, muhalifleri sindirmek için bir silah olarak mı kullanılıyor?

O zaman Murat Eren’i görünürde hedef alan dava aslında TSK’nin içi oyulsun diye açılmıştı. Bugün de Ümit Özdağ’a açılan bu soruşturma sadece ona değil onun nezdinde “paradigma” diye sosladıkları bu sürece karşı çıkan herkesedir. Bunu görmek gerekiyor kanaatindeyim.

Bu yüzden Ümit Özdağ’a açılan “Paradigma soslu Atabeyler” saldırısını kabul etmiyorum.

Yeni gelecek sözde hukukî soslu davalara karşı tedbirli ve dikkatli olmak durumundayız. Devletimizin yeniden hendeklere düşmesine mâni olunması için bu dikkati zaruri görüyorum.

Sn. Ümit Özdağ’ın bugün uğradığı haksızlık herkesin yüreğinde derin bir yara açtı. Ancak görünen o ki durum bununla kalmayacak.

Uzun zamandır bitirmek istedikleri sivil toplum örgütlenmelerini ve derli toplu muhalefeti bitirmek için çok keskin adımlar atılacak. Bunların hepsini yapabilmek için cesarete ihtiyaçları var. Bu cesareti suskunluk ile onlara vermeyeceğiz. Konuşacağız, anlatacağız ancak asla korkmayacağız.

Soğukkanlı bir şekilde Bebek Katillerini affetmek isteyenleri ve kirli oyunlarını deşifre edeceğiz.

Bunun olması için umut verici gelişmeler de var. Türkiye’de ülke meselelerine kafa yoran birçok sivil toplum kuruluşu, siyasi partiler ile birlikte yapılan hukuksuzluklara karşı çıktılar. Milletimiz geçmiş tecrübeler ışığında Zafer Partisi ve Genel Başkanı Sn. Ümit Özdağ’a yapılanların aslında onun nezdinde Türk milletine yapıldığının farkında.

Sn. Özdağ’ın tutuklanma kararı sonrası başta İyi Parti Genel Başkanı Sn. Musavat Dervişoğlu’nun destek açıklaması, ve malum üç parti hariç her partiden destek açıklamalarının yapılması bu anlamda oldukça kıymetli. Bu enerjiyi ve dayanışmayı kaybetmeden mücadelemize devam edeceğiz.

Hukukun tehdit unsuru hâline geldiği bir yerde biz yine hukuk dışına çıkmadan hukuku da cumhuriyetimizi de devletimizi de ailemizi de savunmanın anayasal görevimiz olduğu bilinciyle mücadelemize devam edeceğiz.

Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet!

Yazar

Mehmet Onur Karadayı

2 Yorum

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar