Filenin Sultanları

Bir süreliğine de olsa içi boş dönen pazar filesini kenara koyup gözlerimizi parkenin üzerinde tarih yazan Filenin Sultanlarına çevirelim, derim.


Paylaşın:

Gizem Örge.

Libero.

Fenerbahçelilerin tabiriyle, savunma bakanı.

Millî takımda oynama hayallerini çevresiyle paylaştığında kendisine gülenlerin olduğunu söylüyor.

Gelinen noktada şu tez doğrulanıyor: “Gerçekler, hayallerin ayak izini takip eder.”

Ayrıca, size herkesin bildiği bir ‘gizem’ vereyim: Hayal kurmuş bir Türk kadınının başaramayacağı hiçbir şey yoktur.

Cansu Özbay.

Pasör.

Vakıfbank’taki başarılarıyla hepimizin gururu.

Fırsat bulduğu zamanlarda kamp yapmak için keşfe çıkıyor.

Şu cümleleriyle gönlümüze de kamp kurduğunu söylemek yanlış olmaz: “Biz Vakıfbank’ta da millî takımda da Türk kadınını temsil ediyoruz. Savaşçı, pes etmeyen kadınların olduğunu göstermek istiyoruz. Bence bunu da çok iyi yapıyoruz.”

Melissa Vargas.

Pasör çaprazı.

Küba doğumlu.

“Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünün parkede vücut bulmuş hâli.

T.C. Vatandaşlığı’na geçme işlemleri tamamlandığında mutluluğu gözlerinden okunan Melissa Vargas, Türk millî takımı için elinden gelenin en iyisini yapacağını söylemişti.

Gücümüze güç kattığı çok bariz. Razıyız ve de şahidiz.

Hande Baladın.

Smaçör.

Voleybola tutku ile bağlı.

İsmi ile müsemma, gülme eylemini layıkıyla gerçekleştirenlerden.

Bir röportajında, sahada verdikleri mücadeleyle -ülkemizdeki futbol gerçeğine rağmen- voleybolu sevdirmeye çalıştıklarını aktarıyor.

Aslı Kalaç.

Orta oyuncusu.

Maç içerisinde en büyük önceliği blok yapmak. İşinin ‘aslı’ topu yere düşürmemek.

Formula 1 hayranı.

Eda Erdem.

Orta oyuncusu.

Kaptanımız.

30 Mart 2022’de Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi Sporcu Komisyonu bașkanı seçildi.

Sadece yeteneğiyle değil, mücadelesiyle ve de hırsıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

Eğlencesine oynanan bir oyunda bile kaybetmeyi hiç sevmiyor.

Kendisini şu beş kelimeyle anlatıyor: “Çalışkan, lider, mücadeleci, istikrarlı ve Fenerbahçeli.”

Zehra Güneş.

Orta oyuncusu.

12 yaşından beri Vakıfbank’ta forma giyiyor.

Sürekli ışık saçıyor.

Sıkı bir piyano hayranı.

Voleybola başlamasını rastlantıya bağlıyor: “İlkokul dördüncü sınıfta ailem Pendik’e taşındı. Ben o yılı teyzemin Kartal’daki evinde geçirdim. Okulda voleybol seçmesi yaptılar ve boyum uzun olduğu için beni de aldılar. Pendik’teki okula gitseydim belki de voleybola başlamamış olacaktım. Yani çok büyük bir tesadüf aslında. Kelebek etkisi gibi bir şey.”

İlkin Aydın.

Smaçör.

Takımın genç oyuncularından. Sosyal medyadaki lakabı, “Atatürk’ün manevi kızı”.

İki büyük sakatlık geçirdikten sonra voleybol sahasına daha da güçlü olarak dönen yıldız sporcu, zor zamanları inatçı kişiliğiyle atlattığını söylüyor.

“Her zaman mutlu olmayı beklememek lazım.” diyen İlkin, hayatta zorluklar ve acı olmadan mutluluğun olmayacağına inanıyor.

Elif Şahin.

Pasör.

Kadın voleybolunun Türkiye’de en başarılı branş olmasının nedenini şöyle açıklıyor:

“Çalışkan ve hedefleri için hırslı olmaları nedeniyle kadınlar asla yollarından dönmüyor. Pes etmeyince de başarı kendiliğinden geliyor.”

Ebrar Karakurt.

Vücuduna yaptırdığı dövme, bir bozkurt.

Pasör çaprazı.

Rus takımlarından Lokomotiv Kaliningrad’da oynuyor.

Yeni yerler keşfetmeyi seviyor.

Yılmaz bir kişiliğe sahip. “Beni ben yapan zorluklarla başa çıkabilme gücümdür.” demekte.

Simge Aköz.

Libero.

Çocuklar ve gençlerin kendilerini örnek almasından dolayı büyük sorumlulukları olduğunu dile getiriyor.

Saliha Şahin.

Smaçör.

Eleştirileri çok önemseyen, hatası söylendiğinde onu düzeltme çabasına girişen biri.

Karakter abidesi.

Voleybola komşularının yönlendirmesiyle başladığını aktarıyor ve süreç içerisinde ailesinin desteklerinden önemle bahsediyor.

Derya Cebecioğlu.

Smaçör.

Kariyerine 14 yaşında VakıfBank altyapısında başlıyor. Köpekleriyle vakit geçirmeyi ve tek başına yeni yerler keşfetmeyi çok seviyor.

Tam bir profesyonel.

Ayça Aykaç.

Libero.

VakıfBank altyapısının Türk voleyboluna armağan ettiği bir diğer isim.

Mutfakta vakit geçirmeyi, yeni tarifler denemeyi seviyor.

Voleybol bizden sorulur

Siyah ve tonlarının ağır bastığı günlerden geçiyoruz. Önümüzde boş tarafının daha çok göze battığı bir bardak duruyor.

İşte tam bu noktada sayıca az olan güzelliklere, iyiliklere, umut verici şeylere sıkı sıkı sarılmaktan başka çare yok.

Dolayısıyla, bir süreliğine de olsa içi boş dönen pazar filesini kenara koyup gözlerimizi parkenin üzerinde tarih yazan Filenin Sultanlarına çevirelim, derim.

FIVB Milletler Ligi’nde lig etabını 9 galibiyet, 3 mağlubiyet sonucunda 29 puanla 3. sırada tamamlayan Filenin Sultanları, çeyrek finalde İtalya ile kozlarını paylaştı.

Son şampiyonu sahadan silen ve maçı 3-0 kazanan millilerimiz yarı finalde ise ev sahibi ABD ile kozlarını paylaşacak.

Türkiye-ABD yarı final karşılaşması 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece saat 03.30’da oynanacak.

Yayın, TRT Spor’da.

Artık yatmadan çalar saatinizi mi kurarsınız yoksa sıcak havalardan uyumanın zorluğunu bahane edip maç saatini iple mi çekersiniz, orası size kalmış.

Aldığı setlerle gururumuzu kabartan millilerimizin, türlü olumsuzluklara set çekme çabamızda bize umut aşıladığı kesin.

Lütfen herkes bu takıma gönülden bir teşekkür etsin.

Yazar

Doğukan Altıparmak

1 Yorum

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar