Yükleniyor...
Kırım, Karadeniz’in kuzeyinde, Azak Denizi’nin güneyinde bir yarımadadır. Kerç Yarımadası ile doğuya doğru uzanır. Kuzeyinde ılıman, güneyinde Akdeniz iklimi egemendir. Yapılan kanalla Ukrayna ile de fiziki bağlantısı kesilmiştir. Yüzölçümü 26.200 kilometrekaredir.
Kırım, tarih boyunca birçok müdahaleye uğramıştır. Kırım’da; Kimmerler, antik Yunanlar, İskitler, Gotlar, Hunlar, Bulgarlar, Hazarlar, Kıpçaklar, Osmanlı, Altın Orda Tatarları ve Moğollar hakimiyet kurdu. On beş- on sekizinci yüzyıllar arasında, Kırım Hanlığı ve Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altında olmuştur. 1774’te Kaynarca Antlaşması ile bir Türk yurdu olan Kırım, Osmanlı’dan ayrılmıştır. Kısa bir süre bağımsız ve tarafsız kalan Kırım, 1783’te Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Rusya, İkinci Dünya Savaşında bazı Kırımlıların Almanlara katıldığını ileri sürerek 1944’te 200 bin Kırım Tatarını, Sibirya ve Orta Asya steplerine sürgün etmiştir. Bu arada, binlerce Tatar Türkü katledilmiştir.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği bünyesinde 1954’te Ukrayna’ya bağlanmıştır.
1783’te nüfusun tamamına yakını Tatar Türkü iken, 1897’de nüfusun yüzde 35,55’i Kırım Tatar Türkleri, yüzde 33,1’i Ruslar ve yüzde 11.84’ü Ukraynalılardan oluşmaktaydı.
Kırım, 1991’de yapılan referandum ile özerk cumhuriyet statüsü kazanmıştır.
Ukrayna’nın yaptığı 2001 yılı nüfus sayımında ise, 2.033.700 olan nüfusun yüzde 60,4’ü Ruslar, yüzde 24’ü Ukraynalılar ve yüzde 10,2’si Tatar Türkleri çıkmıştır. 1989-2001 yılları arasında toplam nüfus 396.795 azalmıştır. 1944’teki 200.000 sürgünü de dikkate alırsak, bir Türk Yurdu olan Kırım’dan en az 600.000 Tatar Türkü sürgün edilmiş veya katledilmiştir. Kırım, bir ülkenin demografik yapısı ile oynamanın acı bir örneğidir. Tatar Türkleri Kırımda Ruslar tarafından soykırımına uğramıştır. Baskı, zulüm ve asimilasyon politikaları 1783 yılından beri devam etmektedir. Ülkelerin demografik yapısının bozulmasının önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Onun için demografik yapımızı değiştirecek olaylar karşısında çok dikkatli olmalıyız. Yurdumuzda bazı bölgelerin demografik yapısı hızla bozulmuştur ve bu durum artarak devam etmektedir.
Wikipedia’ya göre ise, Kırım’da Ruslar’ın oranı %58,32, Ukraynalılar % 24, Tatar Türkleri ise %12,1’dir. Ülkemizde kamuoyunun önemli bir kısmı Kırım’da Tatar Türklerinin çoğunlukta olduğunu bilmektedir.
Kırım, Ukrayna yasalarına göre Kırım Anayasası tarafından yönetilen özerk bir parlamenter cumhuriyettir. Rusya ve bunun güdümünde bir iki BM üyesi Kırım’ı Rusya’nın bir parçası olarak tanırken, Birleşmiş Milletler’in 68/262 sayılı kararından destek aldığını belirten Ukrayna ise Kırım’ı kendi bölgesi olarak görmeye devam ediyor.
16 Mart 2014 tarihinde Kırım’da, Rusya’yı mı yoksa Ukrayna’yı mı istiyorsunuz diye uyduruk bir referandum yapıldı. Nüfusun çoğunluğu Ruslar olduğu için sonuç zaten belliydi. Özerklik istiyor musunuz diye sorulmadı. Referandumu kimse tanımadı. Zaten hemen 18 Mart 2014’te Rusya, Kırım’ı ilhak ettiğini ilan ederek işgal etti. Şu anda bu fiilî durum devam etmektedir. Uluslararası anlaşmalar hiçe sayılmıştır. Rusya ve bir iki BM üyesi ülke, Kırım’ı Rusya’nın bir parçası olarak tanımaktadır. Ukrayna, Kırım’ı kendi parçası olarak görmeye devam ediyor ve bu görüşü Birleşmiş Milletler’in 68/262 sayılı kararı da desteklemektedir. Yani Kırım; Ukrayna yasalarına göre Kırım Anayasası tarafından yönetilen özerk bir cumhuriyettir. Akmescit başkentidir. Balıkçılık, madencilik, turizm, hayvancılık ve tarım önemli faaliyet alanlarıdır.
Ülkemizde arzu edilen bir kamuoyu oluşturmak için geçmişin iyi bilinmesinin önemi büyüktür. Kırım’ın her yönüyle Rusya için ne kadar önemli olduğu ortadadır. Çözüm yolu önerirken bütün hassas dengeleri göz önüne almak gerekir.
Rusya – Ukrayna savaşı bütün hızıyla devam etmektedir. Savaşın sonunda yapılacak anlaşmalarda Kırım ile ilgili insanlık vicdanına uygun gelecek bir çözüm için çok süratli hareket etmeliyiz. Ülkemizin savaşın başından beri uyguladığı tavır, olması gerekli bir durumdur ve yerindedir. Kırım konusunda arzu edilen sonucun alınabilmesinde bu konuda takındığımız ve uygulamaya koyduğumuz olumlu politikanın önemli katkısı olacaktır.
Kırım ile ilgili yapılması gerekenleri şu şekilde özetleyebiliriz;