18.04.2025

Dünden bugüne Ortadoğu ve Filistin: Savaşlar ve Barış süreçleri

Günümüzdeki “Filistin Sorunu” nun çözümü için önerilen üç barış planından ikisini İsrail, arkasında ABD’nin olduğu en kapsamlı olan birini de Mısır reddetmiştir.


Birinci Savaş: İngilizler manda yönetiminden çekildiler. 11 Mayıs 1948’de İsrail devletinin kuruluşu açıklandı. Bu tarihte nüfus, Araplar:1.269 000, Museviler:678 000 dir. Arap Yüksek Komitesi, Gazze’de 22 Ağustos 1948’de Filistin Hükümetini ilan etti. ABD ve SSCB İsrail kararına kayıtsız kaldı, Ürdün ise tanımadı. İsrail ile Mısır-Suriye-Ürdün-Filistin arasında ilk savaş çıktı ve 1949 Ocak ayına kadar sürdü. BM Güvenlik Konseyi 12.12.1948’de aldığı 194 sayılı karar ile: ABD, Fransa ve Türkiye’den oluşacak Filistin Uzlaşma Komisyonu kurulmasını kararlaştırdı. Soruna doğrudan müdahil olunmayınca hakem olma şansınız olduğuna bir örnek.

İsrail toprak ve yeraltı su kaynakları kazanarak 750 bin Filistinlinin Batı Şeria ve Gazze’ye göçüne neden oldu. 1949 da Rodos’ta barış antlaşması imzalandı.

Birinci Barış Girişimi: Suriye’de 1949 da yönetime gelen Albay Hüsnü Zaim, İsrail’e Galile (Teberiye) gölünün bir kısmını Suriye’ye verilmesiyle yapılacak sınır düzeltmesi karşılığında 300 bin Filistinli göçmenin Suriye’ye yerleştirilmesini kabul edeceğine dair bir barış planı sundu. İsrail reddetti. (Çünkü Galile’nin suyu kanal ile İsrail’e gidiyor.) Zaim karşı darbe ile düşürüldü.

İkinci Barış Girişimi: Yarmuk Nehri üzerinde Maqarin (Birlik veya unily) barajının inşası ile buradan Ürdün nehrinin doğusundaki sulanacak alanlara 100 000 Filistinli yerleştirilmesi için Birleşmiş milletler mülteci komisyonu kaynak sağladı. İsrail reddetti.

Üçüncü Barış Girişimi: Yukarıda sözü edilen baraj yeri üzerinde anlaşma sağlanamayınca, ABD devreye girerek Başkan Eisenhower, Johnston’u temsilci olarak bölgeye göndermiş ve havzayı bütün olarak ele alan “Johnston Planı” yapılmıştır. Johnston planının bir bölümü Nil’den Batı Sina’ya su getirilip, Filistinlilerin yerleştirilmesini öngörüyordu. Bu plan çok önemli ve köklü bir çözüm öngörüyordu. Mısır (Nasır Dönemi) bunu reddetti.

Günümüzdeki Filistin sorununun önemli nedenlerinden biri, Mısır’ın bu kararıdır. Aynı Mısır, Arap İsrail anlaşmazlığının çözümü için kendisi yakınındaki Sina’ya, Nil’in boşa akan suyunu vermezken, 1990 larda Atatürk barajından Ürdün nehrine su verilmesini önerebilmiştir.

Görüldüğü gibi günümüzdeki “Filistin Sorunu” nun çözümü için önerilen üç barış planından ikisini İsrail, arkasında ABD’nin olduğu en kapsamlı olan birini de Mısır reddetmiştir.

İkinci Savaş: 1956 da Süveyş kanalı millîleştirildi. Mısır, İsrail’e baskın yapmayı planlarken Başkan Nasır’ın en küçük damadı Mossad tarafından satın alındığından, İsrail erken davrandı ve Mısır baskın yedi. İngiliz ve Fransız kışkırtmasıyla İsrail Sina ve Gazze’yi işgal etti. Bu krizde Türkiye, ABD ve İsrail yanlısı bir tutum aldı. Ancak Rusya ve BM’nin itirazı nedeniyle İsrail geri çekilmek zorunda kaldı. Böylece 1967’deki 6 gün savaşına uzanan süreç başladı.

İsrail’in hem kuzeye Suriye’ye ve hem de güneye Mısır’a doğru yayılmacı emellerinin iyice ortaya çıkması, 1958 de Mısır ve Suriye’yi tek devlet olmaya itti. Başkenti Kahire, Başkanı Nasır idi. Suriyeli Hafız Esad ‘Birleşik Arap Cumhuriyeti’ne 1961 de bir darbe yaparak, Suriye yönetimini ele geçirdi. Suriye’yi birlikten ayırdı.

Üçüncü Savaş (Altı Gün Savaşı): 1964’te Arap Birliği nehir sularının İsrail’e akışını engellemek için bir çevirme planı kararı aldı. Buna göre nehrin kaynaklarından Hasbani Kolu Lübnan’da Litani Nehri’ne, Banyas Kolu da Suriye’de Yarmuk Nehri’ne döndürülecekti. Araplar bu amaçlarına ulaşabilmek için her türlü ihtimale hazırdı; Öyle ki Suriye, Lübnan ve Ürdün ordularının tek bir komuta altında toplanmasına karar verilmişti.

İsrail Başbakanı Levi Eshkol “suyun İsrail için bir hayat memat meselesi” olduğunu söyledi.

Akabinde 1 Ocak 1965’te el-Fetih, İsrail’in su tesislerine saldırı düzenledi. İsrail de birçok karşı saldırıda bulundu ve 1966’da İsrail savaş uçakları Banyas-Yarmuk Kanalı’nı bombaladı.

5 Haziran 1967’de “Altı Gün Savaşı” olarak anılan Arap-İsrail Savaşı başladı.

Su kaynaklarının paylaşılması sorunu “Altı Gün Savaşı”nın önemli sebeplerinden biri olmuştur. Hatta dönemin İsrail Savunma Bakanı Moshe Dayan, hem Arapların hem de kendilerinin bu savaşa su kaynaklarını kontrol etmek için girdiklerini söylemiştir.

Araplar savaştan hüsranla ayrılan taraf olmuştur. İsrail sadece altı gün süren savaş sonucunda topraklarını 3,5 katı büyütmüştür. Bu savaşın sonunda;

Yarmuk barajı engellendi. İsrail alan kazanarak, Ürdün nehrinde 23 km. boyunca kıyıdaş ülke oldu. Su kaynaklarının bulunduğu Golan Tepeleri ile sınırları dışındaki akiferlerin bulunduğu alanlar işgal edildi. (Yer altındaki dev boşlukları dolduran sulara “akifer” denilir).  İşgalin kapsama alanını su kaynakları belirlemiştir.

Dördüncü Savaş: Mısır ve Suriye 1973 de bu alanları almak için İsrail’e tekrar savaş açtılar. Ancak 1967’de kaybettikleri sahaları alamadılar. Bu savaş Yahudilerin kutsal günlerinde Araplar tarafından bir baskın şeklinde yapıldığından “Yom Kippur Savaşı” olarak anılır.

Dördüncü Barış: 1979 da Enver Sedat Camp David’de İsrail ile barış yaptı. Mısır’a sus payı olarak, İsrail Sina’dan çekildi

Beşinci Savaş: İsrail 1982 de Güney Lübnan’ı Litani nehrine kadar işgal etti. Görünen amaç FKÖ’yü oradan söküp atmaktı. Diğer amacı ise Lübnan’dan doğup gene Lübnan’dan denize dökülen yani hiçbir itilafa konu olmayan Litani Nehrinden su gasp etmekti. Nitekim bir kanal açarak suyun bir kısmını İsrail’e akıtmıştır.

Beşinci Barış: Camp David’de barış sağlanmış ancak anlaşmazlık devam etmişti. 30 Ekim 1991 de ABD Başkanı Bush’un girişimi ile “Madrid Barış Konferansı” toplanmıştır.

1973’ten Sonraki Diğer Savaşlar: Doğrudan İsrail ve Araplar arasındaki savaşlardan sonra Ortadoğu’daki çatışmalar daha karmaşık hale geldi. 1975-1991 tarihleri arasında Lübnan’da iç savaş çıktı. Çeşitli terör örgütleri arkasına bazı devletlerin desteğini de alarak Lübnan’ı kana boğdular. Kuzeyden Suriye, Güneyden İsrail iç savaşa müdahil oldular.

2000’de Hizbullah İsrail’i Lübnan’dan uzaklaştırdı. 2004 yılında da Lübnan Başbakanı Hariri cinayetinden sorumlu Tutulan Suriye Lübnan’dan çekildi.

1995 Oslo Barış Anlaşması:

İsrail ve Filistin arasındaki bu anlaşmaya göre Batı Şeria’daki Filistin devleti üç bölgeye ayrılmıştır:

A-Bölgesi: Gazze Şeridi de dahil Filistin topraklarının %18’ini içeren bölge, tamamen Filistin’in kontrolünde olacak.

B-Bölgesi: Filistin topraklarının %22’sini içeren Filistin idaresinde ancak İsrail güvenlik güçlerinin kontrolünde bulunacak bölge.

C-Bölgesi: Filistin Topraklarının %60’ını oluşturan bu bölge, tamamen İsrail’in kontrolünde olacaktır. Daha sonra birçok kez ihlal edilmesine rağmen bu anlaşma halen yürürlüktedir.

(Devam edecek)

Yazar

Aziz Bozatlı

Peki ben ne yapabilirim?
Bizi okuyor, beğeniyor ve “Peki ben ne yapabilirim?” diye soruyor musunuz? Bağış yaparak bizi destekleyebilirsiniz. Bağışlarınızla faaliyetlerimiz daha sık, daha geniş ve daha etkili olacaktır. TIKLAYINIZ!

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar